30 Ağustos 2016 Salı

Gökkuşağında Onuncu Plak


Plak denildi mi her daim heyecanlanırım. Bu heyecan hiç dinmeyeceği gibi gün geçtikce daha da artıyor. Son yıllarda ülkemizde de plaklar yeniden yayınlanıyor. Her ne kadar pahalı olsa, çoğu zaman ağzımın suyu akarak bakıp, alamasam da, mağazalarda elimi sürüp, onları okşamak beni mutlu eder. 
Bu sevda böyle bir şey ve hiç dinmiyor. 
Ülkemizde plaklar yeniden çıkıyor dediysem, bu işi bir misyona döndürmüş, sadece plak yayınlayan Rainbow 45 Records isimli bir firma var. Bu işi bir sevda ile sürdüren bu firmadan çıkan plakları heyecanla takip ediyorum. Şimdi şöyle bir baktım 10 plak olmuş ve devam ediyor. Bunları sırasıyla sayarsak,
1 - Nemrud - Ritual
2 - Bülent Ortaçgil - Benimle Oynar mısın
3 - Yavuz Çetin - İlk
4 - Bülent Ortaçgil - Oyuna Devam 
5 - Bülent Ortaçgil - Bu Şarkılar Adam Olmaz
6 Pinhani - İnandığın Masallar
7 Rebel Moves - All The Best
8 Asia Minor - Between Flesh and Divine
9 Nemrud - Nemrud

ve bugünlerde de 1973 yılında ülkemizde yayınlanan ve o gün önemsenmeyen bir plak 40 küsur yıl sonra yeniden piyasaya çıktı. 

10 - Mustafa Özkent - Gençlik ile Elele

Mustafa Özkent'in bu Long Play'i yapıldığı yıllarda funk , caz fusionu ile türküleri enstrümantal olarak yorumlamasıyla öncü bir çalışmaydı. Ancak o yıllarda hak ettiği değeri bulamamıştı. Ancak 2008 yılında bu plağı bir İngiliz firması yayınlayınca ülkemizde de farkedilecekti. İşte bu plak da Rainbow 24 Records tarafından ülkemizde de bugünlerde piyasaya çıktı. 
Rainbow 24 Records'un pek yakında çıkartmayı düşündüğü plak da sırada. Mor ve Ötesi'ne ait olan bu plak grubun klasikleşmiş çalışması "Dünya Yalan Söylüyor" olacak. Grubun 20. yılına özel olarak yayınlanacak bu plak da vitrinleri süsleyecek. 


Önemli not: Bu yazıyı yazdıktan sonra gelen bir bilgi ile Mustafa Özkent'in plağının Rainbow 24 Records'tan çıkmadığını öğrendim. Öğrendiğim bir başka bilgi de bu girmanın şu ana kadar 10 plak değil 14 plak yayınladığını öğrendim. Tam plak listesini görmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.
http://www.rainbow45records.com/sayfa/http-www-rainbow45records-com-yapimlarimiz-dp-12-html

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Jethro Tul Ayağa Kalkıyor !



Dünyanının gelmiş geçmiş en önemli art rock gruplarından biri olan Jethro Tull, her daim flütçü beyni Ian Anderson’la özdeşleşmiş gibidir. Şimdilerde grubun faaliyeti olmasa da Ian Anderson’un devam edegelen solo çalışmaları  Jethro Tull diye anılmaya devam eder.
Yazının başlığında “Ayağa Kalkıyor” sözünü görenlerin aklına, grup yeniden faaliyete geçiyor diye bir şey gelmesin. Ian Anderson gene solo olarak devam edecek ve biz o çalışmaları Jethro Tull diye dinleyeceğiz. Zaten çalanlar da üç aşağı beş yukarı aynı elemanlar gibi. Sadece gitarist Martin Barre’ı özledik, o da ayrı mesele. Neyse sözü uzatmadan asıl meseleye, yani haberin özüne gelelim. 
Jethro Tull’ın yarım asır önce yaptığı ikinci albümü “Stand Up” yeniden basılarak, piyasaya çıkıyor. Grup 1968 yılında “This Was” albümüyle İngiliz Blues tarzında bir yapıyla müzik dünyasına “merhaba” demişti. Bu albümde gitarist Mick Abrahams blues rock kökeninde grubu ele alırken, Ian Anderson da folk ve barok ögeli bir rock tarzını sunuyordu. İki ismin birleşimi blues ekseninde farklı bir rock soundunu çıkarıyordu. Bir süre sonra da Mick Abrahams’ın daha blues ağırlıklı bir rock yapmak istemesi grupla yollarını ayıracaktı. İşte böylece hakimiyet Ian Anderson’a kalacaktı ve bir yıl sonra da bugün bildiğimiz Jethro Tull tarzının netleştiği ikinci albüm “Stand Up” çıkacak ve grup gerçekten “Ayağa Kalk”acaktı.

 Jethro Tull'ın ikinci albümü 47 yıl sonra yeni sürpriz eklemelerle 2 CD halinde 18 Kasım 2016’da piyasaya çıkacak. Bu yeni baskıda daha önce yayınlanmamış demo ve konser kayıtları da yer alırken, bir DVD de bulunacakmış.
 “Stand Up” albümü ilk olarak 1 Ağustos 1969 tarihinde İngiltere’de ardından da bir ay sonra Amerika’da yayınlanmıştı.

Bunca aradan sonra bu tarihi albümün yeniden bizlerle buluşması güzel ama 47 yıl önceki plak kapağınının kabartmalı hali ve plak kapağını açınca çizimin çocuk masal kitaplarındaki gibi üç boyutlu hale gelmesinin büyüsü bugün CD kapakçığı ile ne derece olur bilinmez. Ama gene de yeni baskının içeriğine baktığımızda heyecan verici diyebiliriz.

Albümün parça listesi şöyle:

Disk 1
Stereo remixes – Steven Wilson
A New Day Yesterday
Jeffrey Goes To Leicester Square
Bouree
Back To The Family
Look Into The Sun
Nothing Is Easy
Fat Man
We Used To Know
Reasons For Waiting
For A Thousand Mothers
Associated Recordings
Living In The Past
Driving Song
Bouree (Morgan version)
Living In The Past (Original 1969 Stereo single mix – Only released in Japan and on a US FM radio promo - Previously unreleased)
Driving Song (Original 1969 Stereo single mix – Only released in Japan and on a US FM radio promo -Previously unreleased)
A New Day Yesterday (BBC Sessions – Mono, previously released on the 2010 Collector’s Edition)
Fat Man (BBC Sessions – Mono, previously released on the 2010 Collector’s Edition)
Nothing Is Easy (BBC Sessions – Mono, previously released on the 2010 Collector’s Edition)
Bouree (BBC Sessions – Mono, previously released on the 2010 Collector’s Edition)


Disk 2
Live at The Stockholm Konserthuset 9th January 1969
Introduction
My Sunday Feeling
Martin’s Tune
To Be Sad Is A Mad Way To Be
Back To The Family
Dharma For One
Nothing Is Easy
A Song For Jeffrey
To Be Sad Is A Mad Way To Be (First show version)
Original 1969 Mono Single Mixes
Living In The Past
Driving Song
Radio Spots
Stand Up Radio spot # 1
Stand Up Radio spot # 2
DVD (Audio & Video)
Steven Wilson remix in 96/24 PCM stereo
Steven Wilson remix in DD/DTS 5.1 surround
96/24 flat transfer of Stand Up original stereo master tapes from June 5, 1969
96/24 flat transfer of original 1969 mono & stereo mixes of Living In The Past & Driving Song
Video footage from Stockholm 1969
To Be Sad Is A Mad Way To Be

Back To The Family


Jethro Tull - "Nothing Is Easy 

25 Ağustos 2016 Perşembe

25 Ağustos 2016 Blues Perişan Playlist


1 LYNYRD SKYNYRD - Sweet Home Alabama.
2 ZZ TOP - Gimme All Your Lovin'
3 CSNY -Almost Cut My Hair
4 CSNY - Country Girl
5 NEIL YOUNG - Heart Of Gold.
6 ASIA - U Bring Me Down
7 ASIA -  The Day Before the War.
8 ASIA- Words
9 STEVE HOWE "Lost Symphony"
10 YES  "Into the Lens"
11 RUSH - FLY BY NIGHT
12 RUSH  FREEWILL
13 RUSH SOMETHING FOR NOTHING
14 ELP - Knife_Edge.
15 Emerson Lake & Palmer - The Three Fates
16 - WISHBONE ASH - Lady Whiskey (Live in Paris 2015).
17 - BIRTH CONTROL - Right Place, Wrong Time
18 -  JOE BONAMASSA - Blues of Desperation.
19 - ZAKK WYLDE - Lay Me Down.
20 - ANA POPOVIC - Too Late

Asia albümünde gizlenen gitarist




Manchesterli Aziz İbrahim


Eskilerde “Super Grup” diye bir kavram vardı. Dönemin usta gruplarından elemanlar bir araya gelip, bugünkü futbol meraklılarının “Rüya takım” ya da “dünya karması” dediği gibi bir grup kurulurdu. Asia isimli grup da onlardan biriydi.
1980’lere girdiğimizde müzik yeni yollara adım atarken 70’lerin üç progresif rock grubundan dört eleman bir araya gelerek Asia isimli süper grubu kuracaklardı. Yes grubunun gitaristi Steve Howe ile klavyeli çalgılar ustası Geoff Downes  ile King Crimson grubundan John Wetton da Asia’nın gitar ve vokaline yerleşecekti. Asia’nın oluşumudaki ağır top ise   Emerson, Lake and Palmer’ın davulcusu  Carl Palmer olacaktı.
80’li yıllarda durum farklılaşmaya başlamıştı. O eskilerin rock gruplarının uzun parçaları yoktu. Konserlerde görsel ögeler ağır basarken, doğaçlamaların yüzüne kimse bakmaz olmuştu. Artık bu yeni döneme diskovari eğlenceli işler hakimdi. Türkçe meali Sentezleyiciye tekabül eden synthesizer ortalığı sararken, elektro davul sesleri bir pop hakimiyetini bangırdatıyordu. Kendi halinde bu duruma direnen bazı rock grupları olsa da bazıları dönemin modasından ögeleri katacaklardı. Çoğu zaman ne yeni ne de eski dinleyiçisine yaranayacaklardı. Kimi zaman Yes gibi gruplar dönemin ögelerini hissettiren çalışmalar yaparken, kendi progresif tarzını da koruyabilecekti.
İşte Asia da böyle bir dönemde kuruldu. Dönemin müzikal beğeni ve normlarına sırtını çevirmedi. Ancak onlara köle de olmadı ve progresif çizgilerini yeni dönemin dinleyicisine de taşıdı. Asia (1982), Alpha (1983), Astra (1985) isimli ilk üç albümüyle döneme progresif damgasını vuran grup, günümüze kadar albüm yapmaya devam etti. (En son albümü “Gravitas” ismiyle 2014’te çıkmıştı.)

Zaman içinde kemik kadrosundan eksikliklerle başka elemanlar yer aldı Asia albümlerinde. Grup 1990’ların ortalarında kemik kadrosunu keyboardcı Geoff Downes dışında kaybetmesi ilgiyi biraz azaltacaktı. Hatta o günün gençleri yeni Asia albümlerini edindiklerinde eski tüfek dinleyicisi “Eski albümleri daha iyidir.” Uyarısını yapmayı ihmal etmeyecekti.
1996 yılında Asia’da kurucu kadrodan ( Süper Grup halinden) sadece keyboardcı Geoff Downes vardı. O yıl çıkan “Arena” albümünde isimleri bilinmeyen bir kadro hakimdi. Belki de grubun diskografisi içinde en az hatırlanan albüm olacaktı “Arena”.
Bu bir talihsizlikti ve albümde yer alan “U Bring Me Down” ile “The Day Before”un başarısı gözden kaçacaktı. Kendi adıma yıllar sonra tekrar dinlediğimde bu iki parçayı fena halde ıska geçtiğimi anlayacaktım. Bu iki uzun parçada gitar tınıları ayrıcalıklı geliyordu kulağa . Hemen merakla kim bu gitarist diye sorduğunuzda plak kapağında sadece üç parçada çalan Aziz İbrahim ismini  görüyordunuz.

Asia’nın sadece bu albümünde kadroda o da üç parçada yer alan Aziz İbrahim, Pakistan kökenli İngiliz bir gitarist. 1996 yılında Asia’da gördüğümüz usta gitarist ilk çıkışını Simply Red ile yapmıştı. 80’lerin popu içinde düzeyi yüksek işlere imzasını atan İngiliz grup Simply Red, “Men and Women” albümünün ardından çıktığı 1987 – 1988 turnesinde konserlere Aziz İbrahim’le çıkmıştı. Onu daha sonra da1996 yılınrda Asia ve ardından da Stone Roses’ta görecektik. 2001 yılında kendi adına ilk ve tek solo çalışma olan “Lahore To Longsight” albümün yapan İbrahim, bir grup gitaristi olmaktan daha çok müziğin mutfağında olmayı seviyor. Paul Weller, Ian Brown, The Players, Stewen Wilson albümlerinde de çalan gitarist, kurduğu bağımsız bir plak şirketinde hem gitaristliğini hem de prodüktör maharetini sürdürüyor.  

 APTULİKA

ASIA - U Bring Me Down




Aziz İbrahim - A Face To Die For (solo albümünden)




AZIZ IBRAHIM - Glanstonbury 2015 konserinden


Konser





18 Ağustos 2016 Perşembe

18 Ağustos 2016 Blues Perişan (Playlist) Şarkı Listesi



1 - DEAN MARTIN - (Open Up the Door) Let the Good Times In. 
2 The Sweet - Air On A Tape Loop. 
3 -STYX - Blue Collar Man (Long Nights) f 
4 YES - Lonely Hight 
5 UFO - Out In The Street
6 Rory Gallagher - Shadow play. 
7 Passport - Abracadabra 
8 - Amoon Dull -  mozambique. 
9  - CHRIS FARLOWE - Mandy. 
10 - BUFFALO SPRINGFIELD - Everybody's Wrong 
11 - GREATEFUL DEAD - Spanish Jam - 
12 Fleetwood Mac - Live At The Boston Tea Party - Part One - 03 - Like It This Way. 
13 Hawkwind - You Know You're Only Dreaming. 
14 -ELOY -  Time To Turn.
15 - PINK FLOYD - Us And Them. 
16 -ULI JON ROTH -  Fly To The Rainbow. 
17 - ROGER GLOVER Don't Look Now (Everything Has Changed). 
18 MARK KNOFPLER - Redbud Tree. 
19- UFO ? Doctor Doctor. 
20 - DEEP PURPLE - Sail Away. 

16 Ağustos 2016 Salı

"Arka Koltuk"ta Fezaya Seyahat

Bu Perşembe sabahı Metehan Mert Çakır'ın hazırlayıp, sunduğu "Arka Koltuk" programındayım. "Arka Koltuk" her sabah saaat 7'DE BAŞLAYAN BİR SABAH PROGRAMI VE DE ROCK FM 94.5'TE. 

Buradaki yazılarıma 3 ay boyunca ara vermiştim. Sadece bu blogla sınırlı kalmadı, 4 haftadır da radyo programlarımı gerçekleştiremedim. Elimdeki bir çizim işinden dolayı yoğun bir çalışma temposu böylesi bir araya neden olmuştu. Aslında yapılan işin yoğunluğundan kaynaklanan ara en fazla 1 ay sürebilirdi ama biraz ara verince tekrar başlamak da zor oluyordu ve arayı 3 aya çıkardık işter istemez. Şimdi de yazılara ve radyo programına bir dönüş yapmak için bir vesile olsun diye düşünürken, imdadıma Rock Fm'in yayın yönetmeni Metehan Mert Çakır yetişti. 
Metehan imdadıma yetişti ama bu yardımını bilmiyordu. Olayın aslı şöyle gelişti... Bizim radyonun en çok dinlenen iki kuşağı vardır. Biri sabah saatlerinde 7'de başlar ve insanlar işe giderken dinlerler. Bir diğeri de saat akşam 6'da yayınlanır ki bu seferde insanlar işten dönüşte dinlerler. Bunun dışında kalan saatlerde gece vakitleri bizim gibi yayıncıların programları girer ve müzik çalarız ve üzerine konuşuruz. Bizi dinleyen insanlar daha azdır ama o iki kuşağı yapanlar en yoğun dinleyici ile buluşur. Geyik de yapılır, espri de. Telefonla bağlantı kurulup, interaktif denilen bir ilişki de sağlanır. Yani cümbüşlüdür. Gece iş dönüşü yapılan programı bizim radyo olan Rock FM'de Mesut Süre  hazırlar  ki mizah düzeyi yüksektir, espri gırla gider. Zaten Mesut da (bilen bilir) başarılı bir stendapçıdır. Sabah karga bokunu yemeden başlayanı da Metehan'ın sunduğu "Arka Koltuk"tur. Her ikisininin de ayrı ayrı fanları vardtır. 
Bu teknik açıklamadan sonra asıl konuya yani eskilerin deyimiyle sadede gelelim. Metehan bana hep bir gün gel Arka Koltuk'da konuk ol derdi. Geleyim gelmesine de adamın programı saat sabahın 7'sinde başlıyor. Oysa ben o saatte ya uyuyorum ya da küfür ediyorum. Böyle olunca da Metehan'a "Olur, bakarız" gibi laflarla işi geçiştiriyordum. Geçen hafta Metehan gene bu öneriyi yaptı ve ben de kabul ettim. Hem radyo programıma hem de blogdaki yazılarıma verdiğim uzun arayı yoketmek için itici güç olacağını düşündüm. Pek de yanılmamışım galiba blogdaki yazı da bu sayede çıktı bile. 
Neyse sözün özü bu Perşembe, yani 18 Ağustos sabahı saat 7'de Rock FM'de Metehan'ın "Arka Koltuk" programınada konuğum. Bakalım nasıl olacak. Ama dikkatinizi çekerim blog için yazıya da halletmiş oldum. Kimbilir belki yarında Metehan'ın programına konuk olacağımı duyurmak için eski radyolardan ve radyo programlarından bahseden bir yazı da çıkartabilirim. Ha eski radyo programları derken aklınıza 1994'te çıkan ilk özel radyolar falan gelmesin benim bahsedeceklerim 1970 ve 80'lerdeki radyo programları olacak. Yani çook eski belki o sabahki programda dinozorları ve hatta Tanzimat Fermanı'nın kabul edildiği gün yapılan rock festivalini de anlatabilirim, kimbilir.
Aptulika

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Ana Popovic'den "Trilogy"


Son dönemlerin en önemli kadın blues gitaristlerinden Ana Popovic, yeni albümü "Trilogy"de farklı bir projeye imza attı. 3 CD'den oluşan bu çalışmada blues rock dışında kendisini etkileyen soul. funk ve caz tarzlarında çalışmalara yer verdi. İlk CD'de 70'lerin havasının da hissedildiği soul ve funk çalışmaları yer alırken, ikinci CD'de bilindik blues tarzında takılmış. Sonuncu CD'de ise caz tarzındaki çalışmaları yer alıyor.

  Joe Bonamassa, Robert Randolph, Bernard Purdie (The Purdie Shuffle), Cody Dickinson (North Mississippi Allstars) gibi isimlerin de konuk olduğu albümünde Ana Popvic ilginç bir bileşime de rap şarkıcısı   Al Capone  ile birlikte seslendirdiği "Lets Do It Again" adlı parça da ki rap ,blues düetiyle gerçekleştirmiş. 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...