O halde çizmeye devam
Gırgır (daha sonrasında Hıbır ) dergisinde Grup Perişan
köşesini hazırlarken yan tarafa rock gruplarını çizmeye başlamıştım. O günden
bugüne 30 yıl geçti ve şimdi de kendimi okuduğum kitapların yazarlarını çizerken
buldum. Hoş bu arada dinlediğim rock ve blues gruplarını da gene çizmeye devam
ediyorum. Elimde değil, bu bende önü alınmaz bir durum haline gelmiş ve yapacak
birşey yok.
Müzikle ilgili çizimlerimi eskisi gibi dergilerde yayınlatma
durumu olmasa da bazılarını blogumda yayınlıyorum ama bir çoğu evde kağıtlarda
yığılmakla meşgul. Bu böyle giderken son yıllarda okuğum kitaplardan alıntılar
yaptığım küçük defterler oluşmaya başlarken, bir yandan da sevdiğim yazarların
portrelerini de çizer oldum. Bu 10 yıl öncesi çalıştığım bir
dergide yazılara eşlik eden portreler yapmamla başladı. Bugünlerde yazıp,
çizeceğim dergi ya da gazete kalmadığı için kendi başıma yaptığım bir uğraş
halini aldı bu. Arasıra bazı kitap yazan arkadaşlarım benden bu tip çizimler
istediler bu tutkum yayın yoluyla insanlara ulaşabildi. Hani genelde bazı
insanların diline peleseng olmuş, “Ben kendim için çiziyorum” lafı vardır ya bu
benim için pek geçerli değil. Her yazdığım ve çizdiğim birilerine ulaşmalıdır
ve paylaşılmalıdır.
Geçen yılın sonunda piyasaya çıkan Murat Beşer’in kitabı
“Yoldan Çıkmış Simalar” kitabına çizimler yapmıştım. Bu yılın başından
itibarende Murat’la kitap imza günlerine ve söyleşilere katıldım. Çok
keyifliydi ve bu bende itici bir güç oluşturdu. Kendi kendime, “birşeyler
yapmalı” dedim ve ilk aklıma gelen bu yazar portrelerinden bir sergi oluşturma
fikri geldi. Oturup bu işlere bakarken kiminin alışıldık bir portreden çıkıp, o
yazarların bende bıraktığı izlenim ve etkileri de barındırdığını gördüm. Aralarına yeni
çizimler ekledim ve bunları sergilemeye karar verdim. Sonuçta maksat bir şeyler
yapmak ve paylaşmak, yani dergi yoksa sergi var dedim.
İşte böylece “Sait Faik’ten Kafka’ya” isimli sergiyi
hazırladım ve 1 Temmuz tarihinde de Kuzguncuk’taki Nail Kitabevi’nin küçük cep
galerisinde açıyorum. Bir ay orada sergileniyor olacak. Heyecanını sormayın
gitsin. Sait Faik’in bir öyküsünde “Yazamasan delirecektim” dediği gibi ben de
çizmesem delireceğim. O halde çizmeye devam.
Aptulika
30 Haziran 2017