28 Mart 2015 Cumartesi

Joan Baez Temmuz'da Açık Hava Tiyatrosu'nda konsere geliyor


Bu yaz 22. kez düzenlenecek olan İstanbul Caz Festivali 27 Haziran ile 15 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek. 15`den fazla mekan, 250`den fazla müzisyen 35`ten fazla konserde cazseverlerle buluşacak.
Bu yılki festivalin konuklarından biri de Joan Baez.

Joan Baez, 11 yıl aradan sonra 1 Temmuz 2015, Çarşamba akşamı Cemil Topuzlu (Harbiye) Açık Hava Tiyatrosu’nda konsere çıkacak.

İngiliz folk müzisyeni John Renbourn öldü.

İngiliz folk müziğinin en önemli isimlerinden John Renbourn, 26 Mart 2015 günü kalp krizinden 70 yaşında öldü. 
60'lı yıllara damgasını vuran müzisyen, 1968 ile 1973 arasında folk caz grubu Pantangle ile yaptığı çalışmalarla tanınmıştı. Daha sonrası kendi grubu ve solo çalışmalarıyla müzik hayatına devam edecekti. 
John Renbourn'un yaptığı çalışmalar daha sonra çıkacak olan folk rock gruplarına da ilham verecekti. 

27 Mart 2015 Cuma

Bir Porcaro daha gitti


Çizim APTULİKA
80’lerin en heybetli rock gruplarından Toto yeni albümü “Toto XIV” ile muhteşem bir dönüş yaptı. Geçen ay çıkan bu albümün heyecanı yaşanırken, grubun efsanevi basgitaristi Mike Porcaro’nun  ölümü üzüntü yaratacaktı. 
Bizde Mike Porcaro'nun ardından birşeyler yazıp, çizelim dedik. 









"Rosanna", "Africa" ve "I Won't Hold You Back" bir dönemin hafıza bankasında çalınamayacak derecede sigortalanmış şarkılarıdır. Hard rock’ın güzide grubu Toto’nun bu şarkıları 1982 albümünde yer alırken, dönemin pop listelerinde dahi açıkara önde gitmişti. Her biri birbirinden virtüöz elemanlardan kurulu Toto, müzikalitesinden gram taviz vermese de popüler  müziğin de ilgisini çekebilen ender gruplardandı.
Onların bu başarılı çıkışı Grammy ödülleriyle taçlanırken, Micheal Jackson’un bütün zamanların en iyilerine oturan “Thriller” albümü de hazırlanmaktaydı. Toto grubu da bu albüme tam tekmil konuk olarak Michael Jackson’a “Human Nature” parçasında eşlik edecekti. Sıkı rock dinleyicileri bu tip çalışmalarda yer almalarına biraz kızmış olsalar da Toto’nun hem beste hem de enstrümanistlik başarıları dargınlıkları bertaraf edecekti.

Muhteşem dönüş
1977 yılında kurulan Toto,  ilk albümünü 1978 yılında yapmıştı.  70’lerin progressif rock’ını 80’lere taşıyan grup bunu popüler dinleyiciye de hitap ederek başarabiliyordu. Onların tarzına  neo-progresive rock denilse de pop, soul ögeleriyle caz tavrını da müziklerinde birleştirebiliyorlardı.  2008 yılında muhteşem gitaristleri Steve Lukather’in ayrılışıyla dağılan grup, 2010 yılında tekrar biraraya gelmişti.
Bugüne kadar 18 konser ve stüdyo albümü kaydeden Toto grubu geçtiğimiz ay  13. stüdyo albümü olan “Toto XIV”ı piyasaya çıkarttı. Geçen yıllara rağmen çok sıkı 11 şarkının yer aldığı albümde grubun emektarları gitarist Steve Lukather ve keyboardcı Steve Porcaro yeralırken, vokalde  Joseph Williams, davulda da Keith Carlock bulunuyor. Albümde dikkatimizi çeken de bas gitar bölümünde bir ismin olmaması ve bu işi de gitarist Lukather’in üstlenmesi. Toto’nun 1982’den beri basgitaristliğini üstlenen Mike Porcaro, 2008’den bu yana hastalığı sebebiyle gruptan ayrıydı. Bir vefa borcu olarak grup elemanları yeni bir basçı almamışlardı. Toto’nun yeni albümü “Toto XIV”ın çıkışından bir sonra da 15 Mart 2015’te basgitarist Mike Porcaro’nun ölüm haberi gelecekti. 8 yıl önce yakalandığı amansız hastalık ASL sonucu 59 yaşında hayata veda edecekti.

Porcaro ailesi
Porcaro ailesi denildiğinde dört müzisyen akla gelir ve hepsi de müzik tarihinin içinde önemli bir yere sahiptir. Toto grubunun kurucusu Stevie Porcaro, keyboardçılığının yanısıra iyi de bir bestecidir. Gene Toto’nun kurucu kadrosunda yer alan davulcu Jeff  ve gruba daha sonra katılan Mike da Porcaro ailesinin  müzikteki gücünü ortaya koyuyorlardı. Ailenin en büyük abisi Joe Porcaro ise oldukça yetenekli olan bir caz davulcusuydu. Joe Porcaro’yu müzikal kariyeri içinde  Nancy Sinatra, Stan Getz, Gerry Mulligan, Freddie Hubbard, Don Ellis, Frank Sinatra, Sarah Vaughan, Natalie Cole gibi isimlere de eşlik etmişti.
Porcaro ailesi müzik dünyasında böylesi verimli olsa da kayıplarıyla da müzikseverleri üzmüştü. Toto’nun kurucu kadrosunda yer alan Jeff Porcaro davulculuğuyla oldukça yetenekli ve öne çıkan bir isimdi. Ne yazık ki onu daha 38 yaşındayken 1992 yılında kokain kullanımından meydana gelen kalp krizi sonucu yitirecektik. Jeff Porcaro’nun talihsiz ölümü müzik dünyasında yeri doldurulamayacak bir kayıptı. Aile son kaybını da geçtiğimiz Pazar günü Mike Porcaro’nun ölümüyle yaşayacaktık.      

Mike Porcaro, Toto grubuna 1982 yılında basgitarist David Hungate’ın ayrılışıyla katılmıştı. 1984 yılı albümü “Isolation”da yer alan basgitarist 2008 yılına kadar Toto grubunun elemanı olarak kaldı. 2007 yılının konserlerinden birinde Mike Porcaro bacaklarında artan hissizlikle yüzyüze gelecekti. Bu durum ilerki konserlerde çalabilmesini engellediği için tedavi olana kadar yerine Leland Sklar basgitarist olarak dolduracaktı. Bu geçici bir süre içindi ama bir yıl sonra doktorların teşhisi Porcaro’nun bir daha müzik yapamayacağını ortaya koyacaktı. Sanatçı ASL (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalığına yakalanmıştı. Hızla ilerleyen ve tedavisi mümkün olmayan bu hastalık beyin ve omurilikteki yönetici sinir hücrelerini etkiliyor ve kas bozulmalarına yol açıyordu. 2012 yılına gelindiğinde ise Porcaro yürüyemiyor ve tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştu. Bu hastalık sonucu da hayata veda edecekti.    
Yazı ve Çizgi APTULİKA
bluesperisan@gmail.com

Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı - 17


Mr Pip'in Büyük Umutları

“Babamın soyadı Pirripti, benim adım da Phillip olduğundan çocukluğumda
bu iki adı bir türlü bir arada söyleyemezdim. Sedece "Pip" diyebiliyordum.
Böylece adım "Pip" olarak kalmış.”

Mr Pip isimli film bu sözlerle başlamıştı .  Pasifik  adalarından  biri ,   (Bougainville in Papua New Guinea )  bir doğa cenneti ama aynı zamanda bir sömürge . Yerli halk askeri bir cunta yönetiminin baskısı altında ve bir garip adam adayı terk eden tüm beyazların  aksine orada kalmaya devam ediyor. Adadaki yerli halk bile buna şaşkın .  Mr Watts  çocuklara gönüllü öğretmenlik yapıyor  ve  bu süreçte ki kutsal(!) kitabı da yukarıdaki  giriş ile başlıyor . Sürekli öğrencilerine bu kitaptan pasajlar okuyor . Zaman zaman tiyatral canlandırmalar yapıyor. Bu unutulmuş adadın terk edilmiş ve yoksul insanlarının çocuklarına  hayallerini , ufuklarını , düşünsel , zihinsel  yönlerini geliştirmeleri için kitap okuyor …    Bu kutsal (!) kitap  yukarıdaki cümle ile tanındığı ve Mr Watts ile  özdeşleştiği için öğretmenin isimi de ada halkı arasında Mr Pip olarak anılıyor …

Matilda , filimin ana karakteri  ve bu kitaptan en çok etkilenen karakter. Onun  hayallerini  ve ufuklarını  bu kitabı okuyarak açıyor, Mr Watts  yani Mr Pip …

  Yönetmenliğini  Andrew Adamson’un yaptığı film , yazar  Lloyd Jones’un  aynı adlı eserinden uyarlanmış . Ana karaketer Matilda’yı oynayan  Xzannjah Matsi  çok başarılı bir oyunculuk sergiliyor filmde 

Ben iyi bir sinema izleyicisi değilim , filmler hakkında ahkam da kesemem,  peki ya bunları niye yazıyorum ?  Olay  ilk paragrafta zihnime kazınıyor.  Bir film yani  bu film  aslına bakarsanız bir yazar , bir kitap ve bu kitabı tutkuyla  dünyanın  uzak bir diyarında bir adada - ki Pasifik adaları bence bu dünyanın belkide diğer insanlara en uzak  yerleşkeleridir- birtakım çocuğa  hayallerine umutlarına ve geleceklerine yön verme mücadelesini anlatıyor .  
Merakım kitabın adıyla başlıyor   “Great Expectations.”  Sonra  kitabın kahramanı Pip  , filmin kahramanı  Matilda ‘nın hayalleriyle  filmin içine giriyor ,  hem de bir siyah tenli yerli beyefendi görünümü ile .  Ben de filmi izlerken, bu absürt durumu anlamladıramıyorum ...

Kitabın adı “ Büyük Umutlar” dır , yazarı  19. yy İngilteresinin  ve dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Charles Dickens’dır .  Yani eser bir klasiktir . Yani benim uzak durduğum ( önyargı ile )  bir tarz ve  dönemdir.  Filmde ki Mr Watts, filmin sonunda  adayı yöneten cunta askerleri tarafından  Mr Pip ‘in gerçek olduğu sanılarak ve O olduğu düşünülerek ada halkı ve öğrencileri önünde öldürülür.  Bu sahne zihnimde ve ruhumda bir rahatsızlık yaratır .


Bu duygu ile  hafta sonu sahafa gidip  “Büyük Umutları “ alır ve işe gidip gelirken üç günde bitiririm .


Şunu söylemeliyim ki ben Charles Dickens’ı Oliver Twist  ile kim kimdir diye karıştırdım , Oliver mi Charles  yoksa Charles mı Oliver diye .  Ama kitabı okumaya başladığımda, yazının başındaki  o ilk cümleyle başlayan kitapla bir de onu Pip olarak da tanımış oldum .

Kitabın burada özetini yapmama gerek yok (birçoğunuz okumuştur eminim , geç kalmış olmak benim kusurum olsa gerek). Sadece şunu ifade etmek isterim ki öncelikle kitabın hikayesi başlayıp, klasik  19 yy  Avrupa edebiyatı ve  zorluklar içinde büyüyen bir çocuk kahraman olduğunu anlayınca hazin ve hüzünlü bir hikaye gibi düşünülürken , insanı şaşırtıyor.Oysa ki  yazar bunu son derece akıcı , kolay ve  de  bence  en önemlisi , böylesi zor bir  yaşamın hikayesinin neredeyse tüm bu zorluklarına rağmen iyilikler üzerine kurgulanmış ve  bunu muhteşem yapmış .   Namı diğer Oliver ya da Pip ,   yani Dickens ile  önyargılarımı yıkarak yıllar sonra  bir kitabın birilerinin hayatını değiştirdiği bir filmden esinlenerek tanışmış olmanın hikayesini yazmak istedim ..


Kitapların insanın hayatını değiştirdiğine kanıt,  ama bunun aynı zamanda oldukça da tehlikeli ( iyi bilir tüm okurlar ve yazarlar burasını ) olabileceğini gösteren bir film ve sonrası kitabın ahenkli birlikteliğini paylaşmak istedim …

Son not :  Sonra  “ Büyük Umutlar” ın 1998 yılında günümüze uyarlanan bir senaryo ile filme çekildiğini bir versiyonunu buldum   Dün akşam da oturdum onu izledim ve her okurun yaşadığı o  tartışmasız hayal kırıklığını yaşadım. Bu Holywood filmi kitabın ruhundan ve duygusundan çok uzaktaydı. ( Robert De Niro'lu son sahneler ve   Gwyneth Paltrow  un güzelliği dışında  yani ..)
Büyük kitapların uyarlanarak filme çekilmesine karşıyım. Kitapların konu edildiği  filmlerin senaryoların içinde  etkin olmasından yanayım … Ama bir filmin bir kitaba yol açmasından da memnunum , bu izleri sürmeye devam edeceğim ...


İyi okumalar


G. Yalnızkartal

27 Mart 2015

25 Mart 2015 Çarşamba

Blues Perişan Liste Başı


Bundan böyle her ay yenilenen bir en sevilenler listesi oluşturacağız. Bu ayki listeyi ben kendi seçimime ve radyoda sizden gelen isteklere  göre oluşturdum ama bundan sonrakiler sizin oylarınızla oluşacak. 
Bunun için de bluesperisan@gmail.com adresine 
Ayın parçası (3 sıralama ya da tek parça da olabilir), 
Ayın albümü (3 sıralama ya da tek parça da olabilir) göndererek katılabilirsiniz. 
Oylama göndereceklerinizin yeni albümlerden olmasına gayret edin. 
Eskiler  için ayrı bir kategori var. Ona da "Ayın eskiden KEŞFİ" dedik. Buraya da radyoda çalan eski parçalardan sevdiklerinizi gönderebilirsiniz. Oylamaya katılanlara ödülümüz de var. 
Katılanlardan bir kişiye Ian Anderson'un Aptulika imzalı orijinal çizimi ve iki kişiye de CD hediyesi olacaktır. 



4 - Hollywood Swinging – Brian Culbertson
5 - Midnight Ride – Tinsley Ellis
6 - Yeh Yeh – Diana Krall
7 - Lonely Love - Anders Osborne and North Mississippi Allstars ( Freedom and Dreams )
8 - Yellow Bird – CARY MORIN ( Tiny Town)
9 - All That Before – Van Der Graaf  Generator (Merlin Atmos)
10 - Nothin’ To Ya – EUROPE ( War of Kings)
11 - Ordinary Man – Man (Reanimated Memories)
12 - Smile – AVISHAI COHEN TRIO ( From Darkness)
13 - Shine On Crazy Diamond – Steve Lukather (An All Star Tribute To Pink   Floyd The Everlasting Songs) *
14 - Broken Bones – MARK KNOPFLER (Tracker)*
15 - Up Is Down – Pat Travers ( Retro Rocket)*

16 - Matador – Blues Traveler ( Blow Up The Moon)*

Not : Parentez içindekiler, şarkının bulunduğu albümün ismi.
* işaretliler ise en yeni çıkanlar


4 - Johnny Winter - Remembrance 
5 - Europe - War Of Kings  
6 - Tiny Town – Cary Morin
7 - Freedom and Dreams - Anders Osborne and North Mississippi Allstars
8 - Tinsley Ellis - Tough Love  
9 - Colin James - Hearts On Fire  
10 - Robin Trower - Something's About To Change  
11 - Brian Culbertson - Live 20th Anniversary Tour
12 - Various Artists - An All Star Tribute To Pink Floyd The Everlasting Songs  
13 - Toto - XIV (2015)*
14 - Pat Travers - Retro Rocket  *
15 - Return to Forever - Scorpions
16 - Kitty, Daisy and Lewis - The Third  
17 - King Crimson - Live At The Orpheum  
18 - Van Der Graaf Generator - Merlin Atmos  
19 - Man - Reanimated Memories  
 20 - Diana Krall - Wallflower  
21 - From Darkness - Avishai Cohen Trio
22 - Mark Knopfler - Tracker  *
23 - Clare Teal - At Your Request  
24 - Lyambiko - Muse  
25 - Blues Traveler - Blow Up The Moon  *
26 - Nena - Oldschool  
 27 - Jack DeJohnette - Made In Chicago  
28 - Shadows in the Night  - Bob Dylan
29 - Ol’ Glory – JJ Grey and Mofro*  
30 - The Name Remains The Same – Ten Years After*

* işaretliler ise en yeni çıkanlar
Gelecek ayın listesine katılmak için bluesperisan@gmail.com adresine 
Ayın parçası, Ayın albümü  göndererek katılabilirsiniz. 
Oylama göndereceklerinizin yeni albümlerden olmasına gayret edin. Eskiler  için ayrı bir kategori var. Ona da "Ayın eskiden KEŞFİ" dedik. Buraya da radyoda çalan eski parçalardan sevdiklerinizi gönderebilirsiniz. 
Oylamaya katılanlara ödülümüz de var. 

Katılanlardan bir kişiye Ian Anderson'un Aptulika imzalı orijinal çizimi ve iki kişiye de CD hediyesi olacaktır. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...