Efsane Queen’in gitaristi Brian May, Instagram sayfasında İngiltere merkezli Afet Acil Durum Komitesi’nin (DEC) Türkiye ve Suriye için başlattığı yardım kampanyasını paylaştı ve
"Türkiye ve Suriye'deki acil ihtiyaçlar için bağışta bulundum."
diyerek takipçilerine de yardım çağrısında bulundu.
Metallica, deprem bölgesinde faaliyet gösteren Direct Relief ve World Central Kitchen'a 250 bin dolar bağış yaptığını açıkladı.
BBC Türkçe'nin haberine göre; dünyaca ünlü heavy metal grubu Metallica, resmi Twitter hesaplarından yaptığı açıklamada, grubun kurduğu yardım kuruluşu All Within My Hands aracılığıyla, deprem bölgesinde faaliyet gösteren Direct Relief ve World Central Kitchen'a 125'er bin dolar bağış yapıldığını açıkladı.
Dünyaca ünlü pop yıldızı Madonna, yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremler için rock müzisyeni Haluk Levent’in kurduğu yardım kuruluşu Ahbap’a bağış iştedi.
Madonna, Instagram hesabından yaptığı depremlerle ilgili paylaşımında şunları yazdı: “Herkes Sevgililer Günü’nde aşktan bahsediyor!! Hadi, bu büyük depremde büyük kayıp ve yıkım yaşayan Türkiye ve Suriye’ye tüm sevgimizi ve şifa enerjimizi gönderelim. 33 bin 181 kişi öldü. Pek çok kişi orada evlerini ve işlerini kaybetti, sevdiklerinden bahsetmiyorum bile. Tüm şehirler silindi. Çok üzücü! Bağış yapmak için en iyi yer—- ahbap.org”
Bu paylaşıma cevap olarak Haluk Levent, sosyal medya hesabından "Thank you Madonna!" diyerek teşekkür etti.
Dünyaca ünlü bir çok sanatçı, müzisyen sporcu aynı zamanda yardım kampanyalarına destek verir. Hatta bir çoğu bununla kalmaz bu tip organizasyonları bizzat kurarlar. Müzik dünyasındaki örnekleri yazmanın dışında bizim çok meraklı olduğumuz futbolun devlerinin bu konuda yaptıklarını yazsak buraya sığmaz. Ama nedendir bilinmez bizde bu çabalardan hemen kuşku duyulur. Haluk Levent de bundan nasibini alıyor .
Haluk Levent bu yardımları bugün yapmaya başlamadı. Bildiğim kadarıyla yirmi yıldır bu tip yardımları sessiz sedasız yapıyor. Birileri kalkıp, "bunları kendi reklamı için yapıyor." diyebilir. Ordan oraya koşturan bir adam yaraya merhem oluyorsa bende derim ki, keşke diğer ünlü isimler de bu işi yapsa...
Şimdi Madonna'dan gelen destek mesajı herkesi şaşırttı. Evet Madonna bir pop yıldızı, bir çoğumuz için eğlence sektörünün imajlarından biri. Açıkcası eskiden ben de böyle düşünürdüm. Ne zamanki onunla ilgili bir belgeseli izlediğimde bu yargım değişti. Sahnede konsere birlikte çıktığı dansçılarından birine bile toz kondurmayan bu isim, sahnede yaptığı kareografinin muhafazakar çevrelerden tepki alması sonucu Kanada'da vereceği konser öncesi polislerin gelip o dans bölümünü yaparsa gözaltına alınacağının bildirilmesine rağmen buna uymamıştı. Sadece bu dik duruş değil, entelektüel bakışı ile de farklı biri olduğunu geç de olsa anlayacaktım.
Madonna'nın yaşadığımız deprem için yaptığı yardım çağrısında kullandığı görsel de anlamlı. Fotografta yıkılmış bir bina ve yıkılmayan bir duvarında dimdik duran bir Atatürk resmi.
İster reklam deyin ister pop yıldızı deyin bu isimler dünyanın ilgisini depremde zarar gören insanlara çekerek, destek sağlıyor. Onlara teşekkür etmeliyiz.
Bu öğlen Doğan'a son görevimizi yapmak için gittik. Orada Kramp'ın davulcusu İdris (Tubcil) ile karşılaştım ve onu iyi görmek beni sevindirdi. Annesinin rahatsızlığı döneminde biraz yıpranmış görmüştüm ama şimdi iyi bulmak güzeldi. Tabi ardından Ahmet Karaferya ve Kronik Özer'le de kucaklaştık. Güven (Erkin Erkal) ve Remix İhsan ile son yolculuk için oradaydık. Orada bahsi geçmesi gereken bir isim daha vardı ve onu bilerek sona bıraktı. Bu kişi Anıl'dı ve Doğan'ın yapmak istediği şeyi başardığını ondan öğrenecektim.
Doğan'ın ölümü üzerine yazdığım ilk yazıda, son görüşmemizde bahsettiği yeni bir albüm kaydını söylemiş ve "Keşke bunu bitirse" diye eklemiştim. Genç müzik insanı Anıl ile birlikte bu kayıtları bitirmişler. Anıl hem vokalleri üstlenmiş hem de prodüktörlüğü yapmış. Rahmetli Solak Orhan'ın abisi Kramp'ın yeni basçısı olarak kayıtlarda yerini almış. Davullarda da tabiki İdris bulunmakta.
Yani sevgili Doğan dediğini gerçekleştirerek bize bir miras bırakarak aramızdan ayrıldı. Anıl'dan öğrendiğime göre Doğan hayattayken bu kayıtları Ada Müziğe vermiş ve anlaşma imzalanmış.
Yarım asırlık dostum Doğan gene yaptın yapacağını ve beni mahçup ettin. Ama bu mahcubiyet öyle güzel ki. Yarım kalmadı ya be Doğan! Helal olsun ve Can Baba'nın dediği gibi, "Aşkolsun".
Sözün özü Kramp yeni bir albümle geliyor! Hem de gitarlarda Doğan var.
Kramp grubunun gitaristi Doğan Sakin'i kaybettik. Cenazesi bugün uçakla İstanbul'a getirilecekmiş. Bu haberi grubun kuruluşunda yer alan ve "İstanbul Sokakları" albümünde vokali üstlenen Ahmet Karaferya sosyal medya sitesinden duyurdu.
İsterseniz Ahmet Karaferya'nın facebook mesajının tamamını sizlerle paylaşayım. Doğan'ın son yolculuğunda olmak isteyenleri de buradan bilgilendiririz.
"ARKADAŞLAR DOĞAN'NIN CENAZESİ BU GÜN UÇAK İLE İSTANBUL'A GETİRİLİYOR. KURTKÖY MEZARLIĞINA DEFNEDİLECEK. YARIN (yani pazartesi) ÖĞLE VAKTİ ATAŞEHİR MEHMET USLU CAMİNDEN KALKACAK.not:gelmek isteyenler(marmaray ile bostancıda inip dudullu minibüsüne binip türkiş blokları mehmet uslu caminin tam önünde inebilirler)."
Bu son hafta yaşanan deprem felaketi sebebiyle ne blog da ne de başka bir sosyal medya mecrasında ne bir yazı ne de çizim paylaştım. Hatta Off The Record için hazırladığımız You Tube sitesi için yaptığımız çekimi de geri çektim. Zaten hiç bir şey yazmaya, çizmeye elim de varmıyordu. Elimden bir şey gelemeden televizyondan gelecek kurtarma haberlerini bekliyordum. Abartısı yok her an gözlerim yaşlanıyordu. İnsanın bu kadar gözyaşı dökebileceğini bilemezdim. Cumartesi günü biraz uzaklaşıp, toparlanmak istedim, çünkü elimden ( o bölgeye biraz ihtiyaç kolisi gönderme dışında) bir şey gelmiyordu.
Bu durumda biraz toparlanayım derken, gelen bir telefon ile bir başka acı haberi alacaktım. Telefondaki ses Kronik grubunun gitaristi Özer (Sarısakal)'di ve Doğan'ın öldüğünü haber veriyordu. Kramp grubunun gitaristi ve vokalisti Doğan Sakin, bir iki aydır yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata veda etmişti. Bir haftadır sinirden ağlıyordum ama bu haberle yakın bir dostu kaybetmenin acısıyla ağlayacaktım ama artık gözlerimden tek damla yaş akmıyordu. İnsanın ağlayamaması ne zor şeymiş. Çünkü içinde bir şeyler tıkanıyor adeta nefes alamıyorsun.
Saatlerce bu duyguyla yaşadım, bugün sabahtan beri acı daha da büyüyüp bir yürek ağrısına döndü. Doğan'ın ardından bir yazı yazmak gerekiyordu ama bu çok da kolay değildi hani. Nereden başlayacaksın, nasıl anlatacaksın, kelimeler yetecek mi? Hadi yazdın öyle çok şey eksik kalacak ki...
Doğan ile en son bir telefon görüşmesi yapmıştık, geçen yılın sonlarıydı büyük ihtimal. Bana plak şirketiyle görüştüğünü ve yeni bir albüm hazırlayacağını (Kramp olarak da demiş olabilir) söylemişti. Devamında bana, "Destek olur musun?" diyecekti. Bu her zaman söylenen bir soru değildi. O kendisine kızgın olduğumu ve küskün olduğumu hissediyordu. Ona cevap olarak destek vermememin imkansız olduğunu söyledim ve ekledim,"Öyle sevinir ve mutlu olurum ki" dedim. Evet ona kızgındım ama bu kızgınlığım disiplinsizliği ve kendi yeteneğinin, yaratıcılığının farkında olmadığı içindi. Küskün olmak mı...bu mümkün değildi. Telefon görüşmesinde, "Aptul, ben de bizi defterden sildiğini sanıyordum" diyecekti.
O telefon görüşmesinden sonra merakla bu albüm kayıtlarının başladığı haberini bekledim ama gele gele bu haber geldi. Doğan'ı hele Kramp'ı defterden silmek mümkün mü? onlarla kırk yıldan fazla dostluğumuz var ve Doğan benim için çok özel biriydi. Her dönem içinde refarans grubum olmuştur. Öyle ki onların yaptığı müziğin büyüklüğünün göre göre binde birini görmüşüzdür. İşte benim kızdığım buydu.
Kramp bu güne kadar iki albüm çıkardı ki bunlar rock tarihimize yerleşen en güzel çalışmalardır ve sanırım yüzyıllar sonra da böyle kalacaktır. O iki albümde iki ayrı vokal yer almıştı. İlk albümde ressam Erdinç Ünlü yer alıyordu. O muhteşem vokali ve yazdığı şarkılarla (Ki "Lan Noldu Be" unutulmazlar arasına çoktan girmiştir) yeni bir boyut verecekti. Sonraki albümde grubun kuruluş yıllarında yer alan Ahmet Karaferya geçecekti vokale. Onun vokaliyle unutulmaz bir şarkı daha ortaya çıkacaktı: "Tek Başına". Grubun bu iki albümünden önce verilen konserlerde trio (üçlü) olarak sahneye çıkarlardı. Doğan gitarın yanısıra vokali de üstlenirdi. Benim için Doğan'ın vokali çok ayrıcalıklıydı.
Kramp, rock tarihimizde öyle başarılı bir yeri kaplamıştır ki bunun aksi söylenemez. Ama biz onların özel soundunun, müzikal gücünün olsa olsa sadece binde birini gördük. İşte benim kızdığım buydu. İlkönce grubun kurucusu Nezih'i yitirmiştik. Şimdi de Doğan'ı kaybettik. Davulcu İdris kalan tek eleman ama Kramp hep var olacak. Keşke Doğan o yeni albüm hayalini gerçekleştirseydi diyorum ama yapılan o iki albüm bile rock müziğimize öyle bir mesafe atlattı ki, bu her gruba nasip olmaz.
Gönlüm ister ki Kramp'ın o iki albümü plak olarak çıkartılsın. Elimden gelebilen olursa da yaparım. Bu arada Kramp'ın iki albümü olduğunu söylemiştim ama benim için albüm sayısı üçtür. Grubun Şubat 1984'ten Eylül 1989'a kadar yapmış olduğu çalışmaların demosu. Burada öyle bilinmedik güzellikler vardır ki. Bu demonun kaydı ne yazıkki spotify gibi dinleme sitelerinde yok. Bir ikisi you tube videolarından dinlenebiliyor ama daha ötesi bilinmiyor. Keşke bu demoya gizlenen kayıtlar da çıkarılsa derim.
1980'lerin hard'n heavy grubu bugün öyle bir single ile geldi ki, "Neler oluyor, Led Zeppelin tekrar mı dönüyor" demeden edemedim.
LA Guns , yakında çıkacak olan "Black Diamonds" albümünden ilk single olarak "You Betray" ı bu sabahtan yayınladı. Dinler dinlemez karşımda sanki Led Zeppelin vardı, hem de 1980 yılında ölen efsanevi davulcusu John Bonham da hayata tekrar dönmüş olarak kadroya katılmış gibiydi.
LA Guns'ın yeni parçası "You Betray" her şeyiyle Led Zeppelin'in "Immigrant Song"unu akla getiriyordu. Hoş grup da bu benzerliği saklamıyor, hatta single çıkmadan bir gün önce grubun gitaristi Tracii Guns attığı tweet'te "Yeni single'ımız yarın çıkıyor. Bu parça Adam Hamilton'ın bana davul parçalarını göndermesi ve onunla bir şeyler yapıp yapamayacağımı sormasıyla başladı. Davullara müzik yazdım ve bu benim için bir ilkti. Bariz bir 'Immigrant Song' ritmi var ki bu canavarca bir şey. " diyerek bu benzerliğin bir tesadüf olmadığını söyleyecekti.