Yarım Bırakılmış Kitaplar 2
Geçen yıl ve geçtiğimiz hafta
iki kitabı yarım bıraktım. Bunlardan geçen yıl olanı bir gezi kitabıydı.
Sahaftan bulduğum, 1950’lerden kalma kitabın ismi “İspanya Büyüsü” idi. Şair,
siyasetçi, büyükelçi olan Selahattin Batu’nun İspanya gezisini anlattığı bir
kitaptı bu. Yaz aylarıydı ve büyük bir merakla okumaya koyuldum.
Kitabın
başlangıcında öyle güzel akıyordu ki İstanbul’dan ayrılıp, gemiye binmesi sanki
bana da geziye eşlik ediyorum hissi veriyordu. Herşey yazarın İspanya’ya adım atmasıyla başlayacaktı.
İspanya, kaldığı otele kadar anlatılıyordu ama ters giden bir şeyler vardı.
Ters giden yazarın yaşadıklarından değildi. Hatta yaşamadıklarındandı.
Öncelikle gezi İspanya’yaydı ama ortada İspanya yoktu. Sanki yazar bu kitabı
İspanya’ya gitmeden de yazabilirmiş gibiydi. Tabi yapılan öyle bir durum değildi. Yazar İspanya’ya gitmiş ama izlenimlerinden çok hissettiklerini
anlatmıştı. Oralarla ilgili mitoloj, tarih, sanat herşey var ama insana dair
hiç bir şey yoktu. Üstelik yolda yürürken gördüğü ağaçlardan Ahmet Haşim’in bir
şiirini hatırlaması vesaire gibi durumları okuyunca iyiden iyiye kopacaktım ama
devam edecektim. Ancak 50. sayfaya geldiğimde
insana ve o andaki ortam üzerine bir şey bulamayınca kitabı yarım bırakacaktım.
Bir hafta önce yazarın hayatına
bir bakayım dedim. İşte o anda yazarın asıl alanının şiir olduğunu görecektim.
Ben bir siyasetçinin izlenimlerini bulmayı bekliyordum ve hayal kırıklığım da
bu yüzden olabilirdi. Öyle de desek, Orhan Veli de bir şair ama o yazıyor olsa
böyle olmayacaktı.
Şimdi yazıyı yazarken
okumadığım bölümlere şöyle bir göz attım. Bazı müzelerden izlenimler var. Monet
tabloları ve diğerleri anlatılıyor. Arada mimari yapılar falan de geçiyor. Bir ara tekrar okuyabilirim umudu geliyor ama daha dingin bir halimde olabilir,
sanırım.
Geçen hafta başladığım ve 30 sayfa sonunda
infilak ederek, bıraktığım kitaba gelelim şimdi. Andre Gide’in “Dünya
Nimetleri” kitabı. Büyük bir umutla başladığım kitap, bir süre sonra aynı
akorların basıldığı bir müzik yapıtına dönecekti. Yahu kitap mı okuyorum şiir
mi? diyerek kitabı bırakacaktım. Tabi
dert oldu ya, kimdir bu Andre Gide nedir bu “Dünya Nimetleri” diye internete
baktığımda olayı anladım. Kitap ne roman, ne deneme, ne de öykü imiş. “Dünya
Nimetleri” nin türü düzyazı şiir diye tanımlanan bir şeymiş. Bu bilgi bir daha
okuyabilmeme neden olabilr mi? Pek sanmıyorum. Belki Andre Gide”in
“Kalpazanlar” romanını okumayı deneyebilirim ama gözüm korkmuyor değil hani.APTULİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder