26 Mart 2022 Cumartesi

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 190


Safveti Ziya
 "Salon Köşelerinde"
İş Bankası
 (2. Basım:  Ocak  2020)


Safveti Ziya ismi size ne anlam ifade eder bilemem ama Servet-i Fünun dersem, lise edebiyat derslerinden biliriz. İşte Safveti Ziya da Servet-i Fünun içinde yer alan roman, öykü ve oyun yazarlarından biri olmaktadır. 1875- 1929 yılları arasında yaşamış olan yazarımız, bu romanını 1898'de yazmış ve ilk olarak da Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiş ama bir süre sonra da sansürün hışmına uğramış. Bundan beş yıl sonra 2. Meşrutiyet döneminde sansürlenen bölümler de eklenerek, 1912 yılında roman tam haliyle yayımlanabilmiş.
Hem siyasi hem de toplumsal hayatımıza "Tanzimat Aydını" diye eleştirel bir tanım yerleşmiştir. Yer yer haklı bir eleştirel bakış da olsa çağdaşlaşma yolundaki her adıma bir çelme gibi takılır. Batılılaşma ile Batı hayranlığı ikileminde bir dizi eleştiri bombardımanı alır başını gider doludizgin. Oysa ki Osmanlı'nın içindeki bu "Çağdaşlaşma" atağına bir şekilde gözlerimizi kapamışızdır. Safveti Ziya'nın "Salon Köşelerinde" romanı bu eleştirel gözle bakılana (ama çok fazla bilinmeyen bu döneme) ışık tutuyor. Yüzyıl önce yazılan bu roman Cumhuriyet döneminde yasak falan değildi ama günümüz Türkçesine adapte edilmediği için bir bilinmezlik içinde kalıp dikkat çekememişti. 
"Salon Köşelerinde" romanını okurken aklıma bir anda Fitzgerald'ın "Muhteşem Gatsby" romanı ve Oscar Wilde'ın Dorian Gray'in Portresi" geliverdi. Batıdaki bu örnekler gibi Rus edebiyatında da yansımalarını bulabiliriz. Bizde Batılılaşma, Avrupa'da modernleşme diye tanımlanan kavramın ilk oluşumu da diyebiliriz. Osmanlı'nın ilk modernleşme adımında (biraz karikatürize de olsa) batıdan adapte asilzadelik, bir şekilde snop yaklaşımlarla kendini bulacaktı. Elbetteki bu yenileşme İstanbul'un Beyoğlu'sunda ve Pera Palas civarında kendini bulacaktı ama bu küçük coğrafya dışında halka yansımayacaktı. İşte Safveti Ziya'nın da bu romanı Beyoğlu ve Pera Palas civarında geçiyor. 
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın en başındaki Batılılaşma hareketi içindeki seçkin Osmanlı aydının Pera ortamında kısıtlı gündelik yaşamından kesitler sunuyor.  Tahir Alangu'nun tanımlamasıyla "Osmanlı'da yabancı aileler çevresindeki bir Türk'ün yaşayışını tasvir" ediyor. 
Yazarın hayatından izleri de taşıyan (otobiyografik) bu romanda kahramanımız Şekip Bey'in yaşamı o dönemin İstanbul'unda yaşayan  ve Pera Palas'ta ikamet eden yabancı ailelerin arasında geçer. Dans partileri, balolar ve bir İngiliz kızına duyulan aşk çevresinde gelişen olaylar romanı örer. 
"Salon Köşelerinde" Batı tipi yaşamı Osmanlı'ya taşımayı amaçlayan Şekip Bey'in ve yaşadığı aşkın romanı. Kahramanımız bir Tanzimat aydını ama ülkesi ile aşkı arasında kalmış biri. O ülkesini Batı'daki gibi çağdaş değerlere taşımak istiyor hatta bu arzusu aşkı ile arasına duvarlar da örüyor. Roman, İstanbul'un seçkin çevresinin dışına pek çıkmıyor ama bir bölümünde alt katmanlarda yaşayan insanlara da kısa bir bakış yer almakta. 
İş Bankası Yayınlarının Türk Edebiyatı Klasikleri kapsamında çıkan bu romanların günümüz Türkçesiyle çıkmasını çok önemsiyorum. Bu yaşadığımız coğrafyanın kaybolmuş, önemsenmemiş ya da okuma olanağı artık kalmamış eserlerine bir keşif gezisi gibi. Özellikle bu romanı sosyoloji ve tarih konusunda araştırma yapacak olanlara da zihin açıcı olacağı için öneriyorum. 

APTULİKA
 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...