Öğlen vakti, semtimin en kıymetli (esnaf lokantası sıcaklığındaki) lokantası Görele'ye ne yemekler var bakayım diye gitmiştim. Bugüne özel olarak biber dolması ayrıcalıklı duruyordu ama benim ilgimi pek çekmedi. Çorba içebilirdim ama sıcaktan dolayı ondan da vazgeçtim. Tam oradan ayrılacaktım ki yandaki profitrolcüde derinden bir Genesis çalıyordu. Hem de 80'lerin döneminden. O dönemde Genesis'e ne kızardık, dönemin modasına uydu ve progresif çizgisinden caydı diye. Şimdi yeniden duyunca davulcu ve vokalist Phil Collins ilgim depreşiverecekti. Oysa o 80'lerdeki bozulma ve popa kayışın asıl mimarı da o gibiydi. Şimdi ise o pop dönemi de dahil ( davulu bırakmış solo olarak) bir özlem ki, sormayın gitsin hani.
30 yıl önce bana, "Kafana göre 20 parçalık bir kaset hazırla" deseler, arasında Nirvana bile olurdu ama Phil Collins'li hiç bir şey olmazdı. Son iki üç yıldır ise bir Phil Collins dinleme aşkı sardı ki, sormayın gitsin hani.
Keşke o gördüğüm Brand X plağını kaçırmasaydım hani. Brand X de ne derseniz? Phil Collins'in de yer aldığı 1970'lerin caz rock (fusion) grubu. Genesis'in bir yan projesi gibi olan bu grubu iyiki zamanında dinlememişim. Şimdi tam da Collins merakım depreşmişken bu kaybım iyi oldu. Brand X dinlemenin tam zamanı.
Aptulika
12 Ağustos 2021
Saat : 13. 19
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder