Onu belki de en güzel John Lennon, "Eğer rock'n roll'a bu isim verilmemiş olsaydı kesinlikle ona Chuck Berry diyecektik" sözüyle anlatıyordu. 20. yüzyılı sarsan Rock'n Roll devriminin müsebbibi Chuck Berry'i dün yitirdik. 90 yıllık bir ömür ve her kuşağı etkileyen rock'n roll şimdi öksüz ama sanırım daha çok yüzyıl devireceğe benzer.
Chuck Berry, bundan 10 yıl önce ülkemize gelip, konser vermişti. Büyük rock'n roll ustasının ardından o konser öncesi yazdığım ve Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazıyı burada sizlerle paylaşıyorum.
Chuck Berry Türkiyede
Bay Rock’n Roll
Dünya müzik devlerinin konserleriyle yeni yeni
karşılaşan bir ülkenin insanları olarak çoğu zaman; “Çocukluğumuzun,
gençliğimizin ustalarını yaşlılık dönemlerinde görebiliyoruz” diye
hayıflanırız. Şimdiki kuşak ise iki yıl önce tanışıp, tutkunu olduğu topluluğu
ya da sanatçıyı üçüncü yılına kalmadan konserinde izleyebiliyor. Onlar bunun
kıymetini ne ölçüde bilebiliyor, bilinmez ama bizim gibi sevdiği grupların
plaklarına bile gecikmeli ulaşan bir kuşak için çok büyük bir aşama olduğu su
götürmez bir gerçektir. Jethro Tull, Deep Purple, Uriah Heep’i kuruluşlarından
otuz yıl sonra, müzisyenlerini de 50’sini aşmış vaziyette yakalamış olmak bile
bizim için heyacan vericiydi.
Çocukluk ve gençlik yıllarımızın kahramanı Jethro
Tull ile ilk Türkiye konserinde karşılaştığımızda topluluğun beyni torun torba
sahibi olmuştu. Hoş o zamandan bu yana bile 16 yılı devirmişiz ya neyse..
Şimdilerde ise bizim değil anne babalarımızın, hatta bir çoğumuzun dedelerinin
bile asıl zamanında izleyebileceği bir usta ülkemize geliyor. Ustaların ustası
diyebileceğimiz Chuck Berry ile 81 yaşına adım attığında ilk kez yüzyüze
geleceğiz. Galiba rock’n roll sözkonusu olunca yaşın maşın kıymeti harbiyesi
kalmıyor.
Rock Gitaristlerinin İlham Kaynağı
Bir çok rock yıldızına ilham kaynağı olmuştur,
Chuck Berry. Ondan etkilendiklerini söylemeyen grup ya da müzisyen yok
gibidir. Animals, Beatles, Rolling Stones’da ondan izler bulmanız mümkündür.
Özellikle Rolling Stones’ın gitaristinin yaptığı ördek yürüyüşü bu ustadan
alınmış bir simgedir. Ama gitar çalarak yapılan ördek misali, tek ayak üzerinde
zıplamalı yürüşün en hasını 80’lerden bu yana rock sahnesinin devi olabilen AC/
DC’nin çılgın gitaristi Angus Young’da da görürüz. O adeta Chuck Berry’nin
günümüze beyaz yansıması gibidir.
20. yüzyılın başında Les Paul’un gitarı
elektiriklendirmesi yeni bir devri müjdeliyordu. Bu devrimin adı; Rock’n
Roll’du. O güne dek blues ve caz gruplarında solo enstrüman olarak saksafon ya
da piyanoyu görürken; Les Paul’un icadı olan Gibson model elektrikli gitardan
sonra herşey değişecekti. İlk öncü isim olarak T-Bone Walker (1910 – 1975),
elektro gitarı blues’a taşıyacaktı. Açılan bu yoldan elektro gitar rock’n roll
çağının baş enstrumanı haline gelirken, öncüsü de Chuck Berry olacaktı.
Rock’ n Roll’un Sebebi Mucidi
Kaliforniya’da
18 Ekim 1926’da doğan Chuck Berry, ilk olarak 1950’de “St Louis, Mo” isimli bir
üçlü ile profesyonel müzik hayatına başladı.
1955’in baharında Chicago’ya gitmesi onun blues ustası Muddy Waters’la
tanışmasına sebep olacaktı. Bu tanışma sonucu Waters onu plak şirketine
önerecekti ve ilk plağı “Maybeline” böylece yayınlanacaktı. Bu başarılı çıkış
bir yıl sonra “Roll Over Beethoven” ile sürdü. Ardından da “You Can’t Catch
Me”, “Scholl Day”, “Oh Baby Doll” gibi hit parçalar takip edecekti. 1 milyonun
üzerinde satış yapan “Scholl Day” listelerde 1 numaraya yükselirken, ilk önce
İngiltere ve ardından da tüm dünyaca tanınacaktı.
Büyük usta “Rock’n Roll Music”, “Sweet
Sixteen”, “Johnny B Goode” ve “Back In The USA” gibi unutulmaz klasikleri
yaparak, 50’li yılları kapar. 1960 başında ise polisle başı derde girecekti. Indıana’da
2 yıl hapis yattı. Ancak geçen bu sürede o unutulmayacak, bilakis daha
ünlenecekti. Çünkü dönemin yeni parlayan yıldızları olan Beatles ve Rolling
Stones onun parçalarını yorumlayarak listelerde yükseleceklerdi. Böylece
60’lara da taşınan Berry’nin parçaları 3 albümde toplanıp piyasaya çıkacaktı.
Hapisten 1964’de çıkan Chuck Berry, "Nadine" isimli parçasıyla tekrar listelerde görünür. Ardından da ilk İngiltere
turnesine çıkar. Bu arada siyahi ustanın beyaz İngiliz takipçileri vardır. Eric
Burdon isimli rock’n roll tutkunu gencin grubu Animals bunların başında
geliyordu. Berry, Animals ile Finsburg Park Astoria’da 9 Mayıs 1964’de tarihi
bir konser verecekti.
Sen Çok Yaşa Rock’ n Roll
John Lennon; "Rock And Roll'a farklı bir
isim verilmeye çalışılsaydı; adı ‘Chuck Berry’ olurdu." derken Stevie
Wonder; "Rock and Roll'un yalnızca bir tek kralı vardır. O'nun da adı
Chuck Berry'dir." demekten çekinmeyecekti. Bunlar pek abartılı
tanımlamalar da sayılmazdı hani. Rock’n Roll’un dünyaya yayılmasına vesile
olmakla birlikte bunun bir müzik tarzının ötesine geçip yaşam anlayışı olması
da onun sayesinde gerçekleşecekti. Rolling Stone dergisi tarafından açıklanan
"Tüm Zamanların En İyi 500 Şarkısı" listesinde 6 parçası üst
sıralarda yeralan Chuck Berry, 1985 yılında da Grammy tarafından "Yaşam Boyu
Başarı" ödülüne layık görülecekti. Bu müzik sanayini de anlamaya imkan yok
hani, yıllarca ‘tu kaka’ edip, görmezden geldiklerini bu tip garip ödüllerle
ölümüne yakın hatırlarlar.
Dünyayı Sallayan Yuvarlayan Adam
Müzik tarihinin en önemli şahidi, Rock and
Roll'un ete kemiğe bürünmüşü olan Chuck Berry’i 19 Ocak 2007, Cuma gecesi Türkiye’de
görebileceğiz. İstanbul Hilton “Convention Center” yani Türkçe meali Kongre
Salonu olan yerde konser verecek. (Böylesi muhteşem bir buluşmaya simge olarak
Türkçe isim taşıyan bir yer olsaydı ya neyse... Çoluk çocuğumuza bu konseri
anlatırken “Konversiyon” filan falan mı diyeceğiz.) O günkü bu tarihi anda
Johnny B Goode”, “Maybellene” “Roll Over Beethoven”, “School Day”, Rock And
Roll Music", "Sweet Little Sixteen" ve "Brown Eyed Handsome
Man" gibi bir çok klasiği asıl kahramanından dinlemenin keyfine varırken,
diğer bir yandan da ülkemizde görme imkanına erişemediğimiz The Animals,
AC/DC’i de görmüş gibi olacağız. Bir konserde Chuck Berry’i görürken aynı
zamanda karşımızda Eric Burdon (Animals), Angus Young (AC/DC) olacak. Sen çok
yaşa Rock’n Roll!.. Bu dünyaya kattıkların için sonsuz teşekkürler, Chuck!
APTULİKA
13 Ocak 2007
Cumhuriyet gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder