20 Mart 2017 Pazartesi

CENK AKYOL yazılarıyla BLUES PERİŞAN'da


Blues Perişan blog'u yenilenmeye 
devam ediyor. 
Bu yeniliklerimizden 
ilki de yazar kadromuzda
 gerçekleşiyor. 
Blues Perişan blog'unda bundan
böyle Cenk Akyol yazıları ve 
her hafta yapacağı 
albüm kritikleriyle  yer alacak. 

Müzik yazarı Cenk Akyol'u 
kendi dilinden dinleyelim.





Bir çoğunuz gibi ortaokul yıllarımdan beri müzik dinlemekteyim. Hiçbir zaman koleksiyoner olmadım. Yaşım icabı kaset çocuğuydum. CD'ler çıkınca kasetlerimden kurtuldum. Bunda annemin sabah akşam müzik dinlememle baş edemeyip, sinir buhranı ile kasetlerimi pencereden fırlatmasının da büyük payı vardır. İnternet dönemi ile birlikte mp3'ün nimetlerinden yararlanmaya başladım. Piyasadan kalkmış bir çok albüme bu sayede ulaşabildik. Gençliğimde Hey dergisi, Stüdyo İmge ve TRT 3 gibi uzaktan eğitim araçları ile rock ve jazz müzik eğitimimi aldım.

Kasetlere çekilen karışık hit parçalar sonraları albüm biriktirmeye döndü. Bu sefer Bakırköy'den “Eloy” Hakan ağabey, Piccatura Plak, Kadıköy'den “Laterna” Bülent, Zihni, Metin ağabey, “Apaçi” Ayhan,  Atlantis Tansel, Şişli'de Gong ve Metronom, Ankara'da Shades Süleyman, İMÇ'den Melodi Plak, Adnan ağabey, Gayrettepe'de Pepo, Beyoğlu'nda Remix İhsan, Tünel'de Narmanlı Han'daki Deniz'in daimi müşterisi oldum. Para neredeyse kaset ve biraya gidiyordu sadece. 

80'lerdeki Stüdyo İmge, Hey, ve hatta Onyedi dergisi 90larda ortadan kalktığında Sonraları fanzinler ve biricik Roll dergisi bu ihtiyacımızı gidermeye başladık. Şu anda insanlar müzik dergisi okumaya aç değiller sanırım. Bu kadar popüler edebiyat dergisi arasında niye bir kaç tane de müzik dergisi yok acaba ? 

Bundan on sene önce Açık Radyo'da beş sene sürecek “Bilinmeyen topraklardan rock ve türevleri” alt başlıklı Terra Incognita isimli programı yaptım. Bu program sayesinde Edip Akbayram, Cahit Berkay, Taner Öngür gibi kahramanlarımla, Turhan Yükseler, Kamil Erdem gibi harika müzisyenlerle tanıştım. Akın Eldes, Sabih Cangil gibi ağabeylerimle ahbap olma şansı yakaladım.  Gökalp Baykal ve Tibet Ağırtan ile aile dostu olmamıza da bu program vesile oldu. Şimdilerde Meral, Gülçin, Hakan , Alper ve Esra'nın Açık Radyo'daki harika programlarına yancılık yapıyorum.

Makedonya'dan hemşerim Vlatko Stefanovski, Yunanistan'dan Dimitri, Yorgo, İtalya'dan Enzo Capuano, Paolo “Apollo” Negri, Finlandiya'dan Deniz Bedrettin, İngiltere'den Norman Beaker Gürcistan'dan Koka Tskitishvili ile hep müzik sayesinde tanıştık. 

Ülkenin önde gelen müzik yazarlarından, üstadım Murat Beşer'le ağabey- kardeş olmamızın başlangıcı onun Cumhuriyet gazetesindeki Santana konser yazısına nacizane yaptığım bir kaç düzeltme ile oldu. Onun destekleri ve iteklemesiyle Cumhuriyet, Radikal, Sol gazetelerinde bir çok müzik makalem, albüm ve konser eleştirim yayınlandı.

Açık Radyo'dan tanıştığım sevgili Feridun Ertaşkan'ın çok büyük emek vererek kurduğu ülkenin hala tek caz müzik portalı olan Cazkolik.com'da 2009 yılından beri düzensiz de olsa yazmaktayım. 
Bundan böyle de yazılarımla Blues Perişan blog'da olacağım.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...