Yayın hayatından ayrıldığı tarihte
doğanların bile bugün evil, barklı olduğu HEY, geçen bunca yıllara rağmen halen
bilinen ve unutulmayan bir müzik dergisi. Abdi İpekçi’nin yayın yönetmeni
olduğu 70’li yılların Milliyet gazetesinde ilkin ek olarak başlayan sonrasında
da bağımsız olarak yayınlanan Hey dergisi ogünün müzikal nabzını an ba an
tutuyordu. Haftalık olarak yayınlanan bu dergi ülkemizin popüler müziğini
sunduğu gibi yabancı grupların haberlerini de verirdi. O sayfalarda sadece
popüler olanları değil, rock müziğin nice ismini de bulabilirdiniz. Kimler
yoktu ki o isimler arasında Jethro Tull, Deep Purple, Faces, Yes, Suzi Quatro,
Emernson Lake and Palmer, Pink Floyd ve daha niceleri. Bir ara Frank Zappa
posteri bile olmuştu. Ha bir de İngiliz blues’ının efsanevi ismi Alexis
Korner’ın eline bir Hey dergisi tutturup, roportaj yapmışlardı.
Hey dergisinde haber olan gruplardan
biri de Chicago grubuydu. Sadece haber mi poster bile olmuştu hem de iki defa.
Chicago’nun haberinin yer aldığı 1972
tarihli yazıyı aşağıda aktarıyorum. O
günün pop dergisi dediğimiz Hey’de çıkan bu yazının ciddiyetini ,
araştırmacılığını bugün bulabilmemiz mümkün mü acaba?
Chicago Amerika Listelerini
Yine Sarsıyor
“Chicago, beşinci albümleri
ile Amerika listelerinde yeni başa geçti. James William Guercio’nun yarattığı
bu ünlü topluluk en küçük bir düşüş belirtisi göstermediği gibi üstelik
Amerika’nın en başarılı, en çok ilgi toplayan grupları arasında olduğunu
herkeresinde ispatlıyor.
Bu büyük grubun müzik
anlayışlarını, plak üretimlerinin ışığında incelersek:
Robert Lamn ve arkadaşları
1969’da, grubun adı olan ‘Chicago Transit Authority’ adlı albümle ortaya
çıkmışlardı. Topluluk o gün olduğu gibi bugün de üç nefesli çalgı bir piyano ve
org bir gitar, bir bas ve davul var.
Sound’ları Blood Sweat and
Tears’dan daha az sofistik, bütünüyle daha neşe daha sevinç dolu mükemmel bir
‘pop – jazz’ yapısına sahip. Parçalarının sözleri ise oldukça ciddi. Ama yine
de büyük önemi yok bunların. Chicago’lar için önemli olan müzik, duyuş, çeşitli
enstrümanların çapı, yoğun gücü.
Grubun lideri, ritm ve
orjinal pasajları zengin, mükemmel bir piyanist olan Robert Lamn. Son derece
güçlü nefesliler, sağlam ritm ve nefis bir vokal anlayışı Chicago’nun özelliklerini
bütünlüyor. Bu arada korkunç bir tekniği olan dahi gitarist Terry Kath için de
özel bir yargıya varmak gerekiyor. Hiç kuşkusuz şu anda Terry mutlak anlamda
dünyanın en iyilerinden biri.
Enstrümanlar bir bütün organ
halinde, fevkalade bir anlaşma ile birleşiyorlar. Ama zaman zaman da başlangıç
idelererini durduracak, ayrı, akıllı tematikbir değişiklikle dönüşerek
kopuyorlar birbirlerinden. Değişik çalgılar arasındaki bir düette (örneğin
hefesliler ve piyano arasındaki) ses ayrılığında, bunu duymak mümkün.
Ticaretleşmeye Doğru
İkinci albümleri “Chicago
II’de güzel bir yapıt olarak nitelendirilebilirdi. Ancak herşeye rağmen ince,
açık fikirlerden, yeni nüanslardan yoksunda.
Üçüncü LP’leri de ilk
plaklarındaki güç ve dahilikten, akıllı yaratıcılıktan yoksun bırakan bir
ticaretleşme seziliyordu. Öyle ki bu üçüncü albüm stüdyodü çalışılmış,
matematik hesaplara dayanılarak halk ve onun mümkün tepkileri düşünülerek,
bütün enstrümanların banal, düşük melodilerle bağdaştırma güçlükleri göz önüne
alınarak fabrike edilmişti sanki.
Müzikal Bolluk
‘Chicago IV’ ile müzikal
bolluk geliyordu adeta. Üç LP’den (Her biri 2 plaktan meyrdana geliyor) sonra
ortaya çıkan ‘Chicago IV’ ya da diğer adıyla ‘Live at Carnegie Hall’ tek
kelimeyle şahane. Açıkca grubun gerçek yüzünü gösteriyor. Müzisyenlerin üstün
bir seviyede oldukların ispatlıyor.
Amerikan halkı Lamn ve arkadaşlarına yine bağlılıklarını göstererek bu albümü
kapışırcasına satın alıyordu.
V şimdi de işte ‘Chicago V’ bir
numarada. Her ne kadar ilk plakları gibi olmasa bile yeni olumlu bir yapıt
ortaya koymuşlar.”
1972 tarihli Hey dergisinden
1972 Yılı Hey dergisinde bir başka sayıda Chicago poster olarak verilmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder