14 Haziran 2015 Pazar

Suzie Q ?


70’lerde ülkemizde en popüler isimlerden biri Suzi Quatro’ydı.Sadece bizde değil, dünyada da öyle olacaktı ki Alman Bravo dergisinin verdiği dev boyutlu bir Suzi Quatro posterini benden bir kaç büyük yeğenlerimin odasının duvarında görürdüm. Bizim Hey dergisi de bir kaç defa posterini verdiği gibi bol miktarda haberlerini de yayınlardı.
O dönem bizde pop ile rock ayrımı yapmak yerine bütünüyle hafif batı müziği denilirdi. Suzi Quatro ile birlikte deri giysiler, elektro gitarlar ufaktan rock ile bizleri tanıştırıyordu. Tabi herşey Suzi Quatro’dan ibaret değildi ama o günlerde en popüler isim oydu.
Sonraları biraz daha ilgi hanemiz genişleyecek ve Suzi Quatro’dan başka isimler ve grupları da dinler olacaktık. O dönemde uzun isimli bir grupla tanışacaktık. İsim öyle feci gelmişti ki telaffuz etmemiz, bir matematik sınavı gibi zordu. Grubun ismi Creedence Clearwater Revival idi. Oku okuyabilirsen. Sonra onların isimlerini  plak kapaklarında ya da dergilerde “C.C.R” diye kısalttıklarına da şahit olacaktık. Eh bu işimizi kolaylaştırıyordu ama bir başka tehlike daha kapıda bekliyordu. Bunu “C.C.R” diye söylediğinde milletin aklına Sovyetler Birliği’nin kısaltması gelebiliyordu ki o soğuk savaş ortamında bir anda ayvayı yiyebilirdiniz. O dönemin bir tehlikesi de sağlı sollu dernek ve örgütlerin isimlerinden biri de sanılabilirdi, ondan sonra ayıkla pirincin taşını.

C.C.R. ya da uzun haliyle Creedence Clearwater Revival grubuyla tanışmam da Suzi Quatro ile alakalı oldu. C.C.R. isimini falan bilmiyorum, ancak onların bir parçasını ya radyoda ya da bir 45’lik plakta dinlemiştim. İlk duyduğum parçaları da “Suzie – Q” idi ve bunun Suzi Quatro’ya yapılan bir şarkı olduğunu sanacak kadar şaşkınlıktaydım. Bu kanıya varmak benim tıfıllığımdan değil, büyük abilerden böyle duymamdandı. Uzun yıllarca bunun böyle olduğunu da sanmaya devam edecektim.


Aslında “Suzie Q” isimli şarkı hem Suzi Quatro’dan hem de C.R.R.”den çok önceleri yapılmıştı. Creedence Clearwater Revival bu eski parçayı o dönemde bugünkü moda deyimle kavır (cover) olarak yapmıştı. Bu parça 1957 yılında Louisiana’lı gitarist ve vokalist Dale Hawkins tarafından yapılmıştı. Sonradan bu parça 1964’te Rolling Stones tarafından yorumlanacaktı. Hawkins bu parçayı “Susie Q” adıyla plak olarak çıkartmıştı, on yıl sonra da parça “Suzie Q” halini alarak  Creedence Clearwater Revival tarafından 1968 yılında yapılacaktı.
Aptulika




Creedence Clearwater Revival - Suzie Q (1968)


Rolling Stones - Susie Q (1964)



Dale Hawkins - Susie Q (1957)



Ve Suzi Quatro



11 Haziran 2015 Perşembe

11 Haziran 2015 Blues Perişan playlisti


1 - Bonson Hurs Blues - Oscar Benton
2 - Susie Q - Dale Hawkins
3 - Lodi - Creedence Clearwater Revival
4 - Manhattan Slide - George Thorogood
5 - I Got The Same Old Blues - Lynyrd Skynyrd
6 - Piece Of My Heart - Eric Clapton
 
     Shemekia Copeland 
7 - Cold Feet
8 - Married To The Blues.
9 - Big Lovin' Woman.
10 -  It Don't Hurt No More.

     Johnny Copeland
11 -  Blue Ain't Nothin'
12 - Texas Party
13 -  Make My Home Where I Hang My Hat
14 - Copeland Special
15 -  I Was Born All Over
16 -  Claim Jumper
17 - When The Rain Starts Fallin'
18 -  Johnny Gone
19 -   Bring Your Fine Self Home ( Robert Cray / Albert Collins / Johnny Copeland)
20 -  Black Jack ( Robert Cray / Albert Collins / Johnny Copeland)
21 -  Don't Stop By The Creek, Son
22 - Houston

Ornette Coleman öldü

Caz müziğinin sıradışı müzisyeni Ornette Coleman bugün (11 Haziran 2015) New York'ta 85 yaşındayken hayata veda etti.
Caz müziğinde "Free Jazz" tarzını yerleştiren saksofoncu yenilikçi, avangart fikirleriyle müziğe yön veren isimlerin başında geliyordu. 

10 Haziran 2015 Çarşamba

“Texsas Bluesman” Johnny Copeland


Bu gece yayınlanacak olan Blues Perişan radyo programında "Texas Bluesman" lakabıyla anılan Johnny Copeland'ın çalışmalarından seçmeler yer alacak. 


Aptulika'nın hazırlayıp, sunduğu Blues Perişan, her perşembe, saat 22.00'de Rock FM 94.5'te. 

İnternetten dinlemek için www.rockfm.com.tr


Johnny Copeland 
(1937 - 1997)

Teksas Blues’ın usta gitaristi ve vokalisti Johnny Copeland, 27 Mart 1937’de Haynesville, Louisiana’da doğmuştu.  Daha altı aylıkken anne, babası ayrılınca o da annesiyle birlikte Arkansas’a göç edecekti. Copeland 12 yaşındayken babası ölecekti. Copeland, babasını hiç bir zaman görmedi ama ona babasından kalan tek yadigar, ölümünden sonra gelen eşyaları arasındaki gitar olacaktı.
Johnny Copeland, babasının ölümünden sonra bir göç daha yaşayacaktı. Bu seferki yolculukları Houston yani Teksas olacaktı. İsmi bu kentle anılan blues efsanesinin de müzikle olan bağları burada tam anlamıyla gelişmeye başlayacaktı. 
Baba yadigarı gitar
Copeland, Teksas’ta   “Gatemouth” Brown, Lowell Fulson, Johnny “Guitar” Watson ve T – Bone Walker gibi gitar ve blues’ın ustalarını dinleyecek ve onların stillerini takip edecekti. Görmediği babasının gitarı artık onun tek mirası ve yoldaşıydı. Genç Johnny, Houston’da bir de kafa arkadaşı bulmuştu. Joe “Guitar”  Hughes isimli bu genç ile birlikte de “Dukes Of Rhythm” isimli bir grup kurarak, müzik yapacaklardı.
Baba yadigarı gitarıyla yaşama sarılan Johnny Copeland, hızla ilerler. 
Böylece göze çarpacak olan Copeland’ı ilk olarak “Peacock” plak şirketinin patronu Don Robey farkedecekti ve ona plak kaydetmek için teklif yapacaktı. Bir yıl sonra da Copeland’ın ilk plağı olan “Rock and Rollily” çıkacaktı. 1958’de yerel bir blues piyanisti olan Teddy Reynolds’la birlikte kaydettiği bu 45’lik plak ile Copeland, Houston sınırları içinde tanınmaya başlayacaktı.

Bu plaktan sonra Copeland, 60’lı yıllarda blues ve soul ustalarıyla birlikte çalışacaktı. 1962 yılında yaptığı “Down On Bended Kness” plağı zaman içinde blues klasikleri arasına girecekti. Bu zaman diliminde Johnny Copeland, Otis Redding ve Eddie Taylor gibi isimlerin turnelerine katılıp, başarılı konserler verecekti.
1975 yılında kariyeri için New York’a taşınan Copeland, 1981 yılında ilk albümü “Copeland Special”i çıkartacaktı.
Üç gitaristin muhteşem birlikteliği
Blues’un önemli plak şirketlerinden olan “Alligator” firması 1985 yılında ilginç bir projeye adım atacaktı. Yeni parlayan blues gitaristlerinden Robert Cray ile  Teksas’ın iki önemli bluescusu olan  Albert Collins ve Copelandı’ı bir araya getirerek “Showdown”  albümünü oluşturacaktı. Bu albüm o yıl Grammy ödülünü alırken, blues tarihinde de üç gitaristin biraraya geldiği en iyi işbirliği olarak da anılacaktı.

Blues'ın özündeki neşe ve coşkuyu çıkartan bluescu
Blues için, “hüzünlü bir müzik” diye yaygın bir kanı vardır. Hakim olan bu kanıya Johnny Copeland pek katılmıyordu. Ona göre blues, Delta bölgesinden çıkan, siyah insanların müziğiydi. O siyah insanın kökleri de Afrika’ya dayanıyordu, bu yüzden de blues’ın özünde çoşku ve neşe vardı. 
Bu görüşte israr eden Copeland, 1984’te Batı Afrika’da bulunan 10 ülkeye gidip, konserler  verecekti. Bu gezi hem Afrika müziğiyle köke dönük bir kaynaşma hem de blues üzerine bir araştırma yapmaktı. Oradaki müzisyenlerle birlikte müzik yaptı. Böylece Afrika ritimleriyle Amerikan blues’ının buluştuğu “Bringing It All Back Home” albümünü yaptı.


90’lı yıllara gelindiğinde Johnny Copeland’ın sağlık sorunları çıkacaktı. Copeland’a babasından sadece gitarı değil, kalıtsal olarak bilinmeyen ve çok az rastlanan kalp hastalığı da miras kalmıştı. 8 kere kalp ameliyatı olan sanatçı, Mart 1995’te Kolorado’da verdiği verdiği bir konserin sonrasında kalp krizi geçirecekti. Denver’da hastaneye kaldırıp tedavi edilen müzisyene kalp pili takıldı. 1 Ocak 1997’de de kalp nakli yapıldı. Bunca ağır tedavilerin ardından Copeland, herkesi şaşırtacak bir şekilde sahnedeydi. O konserlere dönmüştü dönmesine ama bir ay sonra kalbi gene tekleyecekti. Ameliyata alınan sanatçı, 3 Temmuz 1997 tarihinde, 60 yaşındayken hayata veda edecekti.


Yeni albüm öncesi OBJEKTİF konseri


Objektif konseri
Mojo Beyoğlu
Kapı açılış : 21.00
Konser : 22.00


Ülkemizin temel rock gruplarından Objektif,  yirmi yedi yıldır yaptığı müzikten ödün vermeyerek yoluna devam ediyor. Grup yarın gece ( 11 Haziran 2015), saat 22.00’de Beyoğlu, Büyükparmakkapı’daki Mojo’da konser verecek. 6. Albümünü de çıkarmaya hazırlanan grup konserde eski ve yeni parçalarını da seslendirecek.
Müzik hayatına başladığı 1988 yılından (bu tarih aslında grubun ilk albümünü çıkardığı yılı tanımlar, yoksa Objektif’in kuruluşu daha da eskilere dayanır) bu günü dek hem müziğindeki hard rock tavrını hem de sözlerindeki protest anlayışını bozmayan grup, “Türkiye’nin gerçek anlamda tek çevreci ve Protest Rock Grubu” ünvanını da almıştır.
Objektif, grubun, söz yazarı, bestecisi, vokalisti ve gitaristi olan Vecdi Yücalanın önderliğinde bu günlere kadar ulaşmayı başarabilmiştir. Vecdi Yücalanın taviz vermez ve saygın kişiliği grubun sağlam bir şekilde ayaklarının üstüne basmasını sağlamıştır. Son 5 yıldır Türkiye deki olumsuz şartlar nedeniyle Albüm yapamayan grup, tüm bu olumsuz şartlara rağmen güncelliğini korumuş şu an 6. albümünü çıkarmak üzeredir.
Bu güne kadar yaptığı 5 albüme
1990 Tımarlı Hastane,
1993 Hayal ve Yaşam
1996 Kuşkular
2000 Künye’ye 2008 yılının son aylarında Sokağın Sesi albümlerini yapan grup, yeni çıkaracağı albümünün de hazırlığı içinde. Objektif’in 30 yıllık kariyerinde 6. Stüdyo albümü olacak yeni çalışmasının ismi “Halkın Sesi” olacakmış. Grubun yeni albümün ismi de  grubun rock anlayışını özetliyor gibi.

OBJEKTİF

Vecdi Yücalan - Vokal
Kubilay Kapsız - Gitar
Çağlar Abanoz - Gitar
Melih Yüzer - Davul
Murat Tükenmez - Bas & Vokal

konser hakkında detaylı bilgi için facebook etkinlik sayfası 




David Gilmour’un solo albümünün adı belli oldu: “Rattle That Lock”


 Bu ayın başında Pink Floyd’un efsanevi gitaristi David Gilmour, İrlanda’da yaptığı bir söyleşi de yeni çıkacak solo albümünün ismini açıkladı.

  ‘Rattle That Lock’  adını taşıyacak albümün hazırlıkları şu sıralarda devam ediyor. Gilmour, yeni albümle ilgili ufak tiyoları da söyleşi de vermiş. Albümdeki bir parçayı Fransa’da bir tren istasyonunda otururken tasarladığını belirtiyor. Tren istasyonunda yapılan anonsları  ve sesleri o anda  ‘iPhone’una kaydeden sanatçı, eve döndüğünde de üzerinde çalıştırarak besteyi çıkartmış.

Sex Pistols kredi kartı

Aşağıdaki haberi ne yorum yapmadan vereceğim. Haberin başlığını ve eşlik eden kredi kartı resimlerini gördüğümde haberin cin fikirli biri tarafından uydurulmuş bir asparagas olduğunu düşünecektim. Habere eşlik eden görselin de yetenekli bir grafikerin esprili bir tasarısı sanacaktım. Oysaki gerçekmiş. Hatta ben bile bir tane edindim ve bakkaldan ilk alışverişimi bile yaptım. Amaney!
Neyse yorum falan yapmıyorum. 

“Ceplerimize biraz asilik koymanın vakti”gelmedi mi?

 Bu hafta çıkan bir haberle punk müziğinin en popüler grubu Sex Pistols’un bir kredi kartı haline getirildiğini görecektik. İlk anda sıradan bir espri sandığım (Zaytung falan gibi) bu haberin ne yazık ki doğru olduğunu anlayacaktım. 
1977 tarihli Sex Pistols albümü Never Mind The Bollocks, Here’s The Sex Pistols ve ünlü single “Anarchy In The UK”in kapakları, Virgin Money tarafından kredi kartlarına taşınmıştı.
Finans şirketi bu konuda da şu açıklamayı yapacaktı:  “Müşterilerimizin ceplerine biraz asilik koymasının vakti geldi!”  


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...