10 Haziran 2015 Çarşamba

“Texsas Bluesman” Johnny Copeland


Bu gece yayınlanacak olan Blues Perişan radyo programında "Texas Bluesman" lakabıyla anılan Johnny Copeland'ın çalışmalarından seçmeler yer alacak. 


Aptulika'nın hazırlayıp, sunduğu Blues Perişan, her perşembe, saat 22.00'de Rock FM 94.5'te. 

İnternetten dinlemek için www.rockfm.com.tr


Johnny Copeland 
(1937 - 1997)

Teksas Blues’ın usta gitaristi ve vokalisti Johnny Copeland, 27 Mart 1937’de Haynesville, Louisiana’da doğmuştu.  Daha altı aylıkken anne, babası ayrılınca o da annesiyle birlikte Arkansas’a göç edecekti. Copeland 12 yaşındayken babası ölecekti. Copeland, babasını hiç bir zaman görmedi ama ona babasından kalan tek yadigar, ölümünden sonra gelen eşyaları arasındaki gitar olacaktı.
Johnny Copeland, babasının ölümünden sonra bir göç daha yaşayacaktı. Bu seferki yolculukları Houston yani Teksas olacaktı. İsmi bu kentle anılan blues efsanesinin de müzikle olan bağları burada tam anlamıyla gelişmeye başlayacaktı. 
Baba yadigarı gitar
Copeland, Teksas’ta   “Gatemouth” Brown, Lowell Fulson, Johnny “Guitar” Watson ve T – Bone Walker gibi gitar ve blues’ın ustalarını dinleyecek ve onların stillerini takip edecekti. Görmediği babasının gitarı artık onun tek mirası ve yoldaşıydı. Genç Johnny, Houston’da bir de kafa arkadaşı bulmuştu. Joe “Guitar”  Hughes isimli bu genç ile birlikte de “Dukes Of Rhythm” isimli bir grup kurarak, müzik yapacaklardı.
Baba yadigarı gitarıyla yaşama sarılan Johnny Copeland, hızla ilerler. 
Böylece göze çarpacak olan Copeland’ı ilk olarak “Peacock” plak şirketinin patronu Don Robey farkedecekti ve ona plak kaydetmek için teklif yapacaktı. Bir yıl sonra da Copeland’ın ilk plağı olan “Rock and Rollily” çıkacaktı. 1958’de yerel bir blues piyanisti olan Teddy Reynolds’la birlikte kaydettiği bu 45’lik plak ile Copeland, Houston sınırları içinde tanınmaya başlayacaktı.

Bu plaktan sonra Copeland, 60’lı yıllarda blues ve soul ustalarıyla birlikte çalışacaktı. 1962 yılında yaptığı “Down On Bended Kness” plağı zaman içinde blues klasikleri arasına girecekti. Bu zaman diliminde Johnny Copeland, Otis Redding ve Eddie Taylor gibi isimlerin turnelerine katılıp, başarılı konserler verecekti.
1975 yılında kariyeri için New York’a taşınan Copeland, 1981 yılında ilk albümü “Copeland Special”i çıkartacaktı.
Üç gitaristin muhteşem birlikteliği
Blues’un önemli plak şirketlerinden olan “Alligator” firması 1985 yılında ilginç bir projeye adım atacaktı. Yeni parlayan blues gitaristlerinden Robert Cray ile  Teksas’ın iki önemli bluescusu olan  Albert Collins ve Copelandı’ı bir araya getirerek “Showdown”  albümünü oluşturacaktı. Bu albüm o yıl Grammy ödülünü alırken, blues tarihinde de üç gitaristin biraraya geldiği en iyi işbirliği olarak da anılacaktı.

Blues'ın özündeki neşe ve coşkuyu çıkartan bluescu
Blues için, “hüzünlü bir müzik” diye yaygın bir kanı vardır. Hakim olan bu kanıya Johnny Copeland pek katılmıyordu. Ona göre blues, Delta bölgesinden çıkan, siyah insanların müziğiydi. O siyah insanın kökleri de Afrika’ya dayanıyordu, bu yüzden de blues’ın özünde çoşku ve neşe vardı. 
Bu görüşte israr eden Copeland, 1984’te Batı Afrika’da bulunan 10 ülkeye gidip, konserler  verecekti. Bu gezi hem Afrika müziğiyle köke dönük bir kaynaşma hem de blues üzerine bir araştırma yapmaktı. Oradaki müzisyenlerle birlikte müzik yaptı. Böylece Afrika ritimleriyle Amerikan blues’ının buluştuğu “Bringing It All Back Home” albümünü yaptı.


90’lı yıllara gelindiğinde Johnny Copeland’ın sağlık sorunları çıkacaktı. Copeland’a babasından sadece gitarı değil, kalıtsal olarak bilinmeyen ve çok az rastlanan kalp hastalığı da miras kalmıştı. 8 kere kalp ameliyatı olan sanatçı, Mart 1995’te Kolorado’da verdiği verdiği bir konserin sonrasında kalp krizi geçirecekti. Denver’da hastaneye kaldırıp tedavi edilen müzisyene kalp pili takıldı. 1 Ocak 1997’de de kalp nakli yapıldı. Bunca ağır tedavilerin ardından Copeland, herkesi şaşırtacak bir şekilde sahnedeydi. O konserlere dönmüştü dönmesine ama bir ay sonra kalbi gene tekleyecekti. Ameliyata alınan sanatçı, 3 Temmuz 1997 tarihinde, 60 yaşındayken hayata veda edecekti.


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...