Bu gece yayınlanacak olan Blues Perişan radyo programında "Texas Bluesman" lakabıyla anılan Johnny Copeland'ın çalışmalarından seçmeler yer alacak.
Aptulika'nın hazırlayıp, sunduğu Blues Perişan, her perşembe, saat 22.00'de Rock FM 94.5'te.
İnternetten dinlemek için www.rockfm.com.tr
Johnny Copeland
(1937 - 1997)
Teksas Blues’ın usta gitaristi ve vokalisti Johnny Copeland, 27 Mart 1937’de Haynesville, Louisiana’da doğmuştu. Daha altı aylıkken anne, babası ayrılınca o da annesiyle birlikte Arkansas’a göç edecekti. Copeland 12 yaşındayken babası ölecekti. Copeland, babasını hiç bir zaman görmedi ama ona babasından kalan tek yadigar, ölümünden sonra gelen eşyaları arasındaki gitar olacaktı.
Johnny Copeland, babasının
ölümünden sonra bir göç daha yaşayacaktı. Bu seferki yolculukları Houston
yani Teksas olacaktı. İsmi bu kentle anılan blues efsanesinin de müzikle olan
bağları burada tam anlamıyla gelişmeye başlayacaktı.
Baba yadigarı gitar
Baba yadigarı gitar
Copeland, Teksas’ta “Gatemouth” Brown, Lowell Fulson, Johnny
“Guitar” Watson ve T – Bone Walker gibi gitar ve blues’ın ustalarını dinleyecek
ve onların stillerini takip edecekti. Görmediği babasının gitarı artık onun tek
mirası ve yoldaşıydı. Genç Johnny, Houston’da bir de kafa arkadaşı bulmuştu.
Joe “Guitar” Hughes isimli bu genç ile
birlikte de “Dukes Of Rhythm” isimli bir grup kurarak, müzik yapacaklardı.
Baba yadigarı gitarıyla
yaşama sarılan Johnny Copeland, hızla ilerler.
Böylece göze çarpacak olan Copeland’ı ilk olarak “Peacock” plak şirketinin patronu Don Robey farkedecekti ve ona plak kaydetmek için teklif yapacaktı. Bir yıl sonra da Copeland’ın ilk plağı olan “Rock and Rollily” çıkacaktı. 1958’de yerel bir blues piyanisti olan Teddy Reynolds’la birlikte kaydettiği bu 45’lik plak ile Copeland, Houston sınırları içinde tanınmaya başlayacaktı.
Böylece göze çarpacak olan Copeland’ı ilk olarak “Peacock” plak şirketinin patronu Don Robey farkedecekti ve ona plak kaydetmek için teklif yapacaktı. Bir yıl sonra da Copeland’ın ilk plağı olan “Rock and Rollily” çıkacaktı. 1958’de yerel bir blues piyanisti olan Teddy Reynolds’la birlikte kaydettiği bu 45’lik plak ile Copeland, Houston sınırları içinde tanınmaya başlayacaktı.
Bu plaktan sonra Copeland,
60’lı yıllarda blues ve soul ustalarıyla birlikte çalışacaktı. 1962 yılında
yaptığı “Down On Bended Kness” plağı zaman içinde blues klasikleri arasına
girecekti. Bu zaman diliminde Johnny Copeland, Otis Redding ve Eddie Taylor
gibi isimlerin turnelerine katılıp, başarılı konserler verecekti.
1975 yılında kariyeri için
New York’a taşınan Copeland, 1981 yılında ilk albümü “Copeland Special”i
çıkartacaktı.
Blues’un önemli plak
şirketlerinden olan “Alligator” firması 1985 yılında ilginç bir projeye adım
atacaktı. Yeni parlayan blues gitaristlerinden Robert Cray ile Teksas’ın iki önemli bluescusu olan Albert Collins ve Copelandı’ı bir
araya getirerek “Showdown” albümünü
oluşturacaktı. Bu albüm o yıl Grammy ödülünü alırken, blues tarihinde de üç
gitaristin biraraya geldiği en iyi işbirliği olarak da anılacaktı.
Blues'ın özündeki neşe ve coşkuyu çıkartan bluescu
Blues'ın özündeki neşe ve coşkuyu çıkartan bluescu
Blues için, “hüzünlü bir
müzik” diye yaygın bir kanı vardır. Hakim olan bu kanıya Johnny Copeland pek
katılmıyordu. Ona göre blues, Delta bölgesinden çıkan, siyah insanların
müziğiydi. O siyah insanın kökleri de Afrika’ya dayanıyordu, bu yüzden de
blues’ın özünde çoşku ve neşe vardı.
Bu görüşte israr eden Copeland, 1984’te Batı Afrika’da bulunan 10 ülkeye gidip, konserler verecekti. Bu gezi hem Afrika müziğiyle köke dönük bir kaynaşma hem de blues üzerine bir araştırma yapmaktı. Oradaki müzisyenlerle birlikte müzik yaptı. Böylece Afrika ritimleriyle Amerikan blues’ının buluştuğu “Bringing It All Back Home” albümünü yaptı.
Bu görüşte israr eden Copeland, 1984’te Batı Afrika’da bulunan 10 ülkeye gidip, konserler verecekti. Bu gezi hem Afrika müziğiyle köke dönük bir kaynaşma hem de blues üzerine bir araştırma yapmaktı. Oradaki müzisyenlerle birlikte müzik yaptı. Böylece Afrika ritimleriyle Amerikan blues’ının buluştuğu “Bringing It All Back Home” albümünü yaptı.
90’lı yıllara gelindiğinde
Johnny Copeland’ın sağlık sorunları çıkacaktı. Copeland’a babasından sadece
gitarı değil, kalıtsal olarak bilinmeyen ve çok az rastlanan kalp hastalığı da
miras kalmıştı. 8 kere kalp ameliyatı olan sanatçı, Mart 1995’te Kolorado’da
verdiği verdiği bir konserin sonrasında kalp krizi geçirecekti. Denver’da
hastaneye kaldırıp tedavi edilen müzisyene kalp pili takıldı. 1 Ocak 1997’de de
kalp nakli yapıldı. Bunca ağır tedavilerin ardından Copeland, herkesi
şaşırtacak bir şekilde sahnedeydi. O konserlere dönmüştü dönmesine ama bir ay
sonra kalbi gene tekleyecekti. Ameliyata alınan sanatçı, 3 Temmuz 1997
tarihinde, 60 yaşındayken hayata veda edecekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder