Murat Beşer - Tuval Üzerine Yağlıboya 1991 |
Burada en son yazıyı 25 Ekim tarihinde yazmışım... Yani tamı tamına bir ay ara vermişim. En son yazdığım yazı Halit Kıvanç'ın vefat haberiydi. Bu gerçek anlamda sarsıcı oldu diyebilirim, zira o benim için "eski Türkiye'nin" alanındaki en son temsilcilerinden biriydi. Keşke otuz yıl boyunca Kıvanç bir rol model olsaydı...oysa bu arada gelen spor ve eğlence spikerlerinin çıtası öyle düştü ki.
Verdiğim arada sadece Halit Kıvanç'la kalmadı, rock'n roll piyanosunu alevlendiren Jerry Lee Lewis'i de kaybedecektik. Bu kadarla da kalmadı ve Nazareth grubunun usta vokalisti Dan McCafferty'i de bir hafta sonrası yitirecektik. İskoç'ların bu muhteşem hard rock grubu Nazareth'in bu muhteşem vokalisti öyle önemlidir ki benim için, ardından bir iki yazı çizim yapmak isterdim ama araya böylesi bir boşluk girdi.
Peki bu boşluk neden kaynaklanıyor derseniz; nerdeyse bir yıla yayılan ev ve kira muhabbeti yüzünden. Şimdi neyseki yeni bir eve yerleştim ve hayata devam ediyoruz.
Olay bundan ibaret ve yola devam ediyorum. "Yahu zamanında bir ev alsaydın ya, kira ödenir mi?" lafını bu bir yılda çok duydum. Eğer aranızdan biri daha bu lafı ederse kalbini kırarım. Ben ilk gençlik yıllarımda gecekondularda direnen insanların yanında duran bir kuşaktan geliyorum. Vaktizamanında o gecekondularında yıkım ekibine direnen insanlar, şimdilerde evlerinin kiralarını mitralyöz gibi üzerime dikiyorlar. Ne diyeyim: "Bütün Dünyanın Kiracıları Birleşin!"
Neyse bu kadar yeter, fazla kafa ağrıtmayalım... Yeniden yazıp çizmeye devam. Bu arada çizim atölyesi, sergi, görme biçimleri vesaire yeniden başlayacak ama tabiki siz olursanız.
Aptulika
25 Kasım 2022
saat 23:04
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder