İş Bankası Kültür Yayınları
(1. Basım 1977 - Bilgi Yayınevi)
Yeni Basım: Mayıs 2022
Bir iki hafta önce yeni bir eve taşınma olayı yaşarken kitaplarım arasında hatırı sayılır bir yeküne sahip şiir kitaplarım olduğunu farkettim. Üstelik bu kitapların neredeyse hepsi kırk yıl önceden alınmış kitaplar. Günümüzde şiirden ne kadar uzaklaştık, kimileri buna şiir artık ömrünü tamamladı gibi teraneler de edebiliyor ya neyse. Ancak geçen hafta aldığım bir şiir kitabıyla bu buluşmayı tekrar sağladım. Kitap bir haftadır masamda duruyor ve her gece bir şiiri okuyor ve bir kez daha o yıllar önceki keyfe varıyorum.
Bu Hasan Hüseyin'in uzun bir aradan sonra yeniden basılan bir şiir kitabı. Aldığım bilgiye göre şairin tüm külliyatı yeniden yayınlanacakmış.
Lise yıllarımda, yani 1970'lerin ikinci yarısında tanışmıştım Hasan Hüseyin'le. Ancak bu tanışma onun şiir kitaplarıyla olmadı en başında; o dönem gittiğim bir Rahmi Saltuk konserinde olacaktı bu tanışma. O dönemin sol rüzgarlarında devrimci ve protest müziğin temsilcisi Rahmi Saltuk sazıyla tek başına sahneye çıkar ve izleyici koltukları bir parka tarlasına dönmüş vaziyet alırdı. Gene aynı dönemin bir büyük ustası da Ruhi Su idi ve o da sazıyla tek başına sahneye çıkardı ama bize biraz daha çağdaş ve çok sesli (korosuyla) müziğin izlerini sunardı. İşte o dönemde Rahmi Saltuk'un "Acıyı Bal Eğledik" isimli bir şarkısı fena halde kafama takılacaktı. Dinlerken sözler müziğin ötesinde kafama mıh gibi çakılacaktı.
O konserden sonra bu parçayı Selda'nın "Vurulduk Ey Halkım" LP plağında duyduğumda vazgeçemediğim bir şey haline gelecekti. Bu şarkının Hasan Hüseyin'in şiirinden bestelenmiş olduğunu da anlayınca hemen birbiri ardına kitaplarını alacaktım. İlkönce o dönem üç baskı yapmış olan "Acıyı Bal Eğledik" ile başladı yolculuğum. Ardından "Filizkıran Fırtınası" ve "Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin" derken o efsanevi "Kavel" kitabı gelecekti. Kavel bir fabrikanın ismi ve burada yapılan grevi bizzat işçilerin arasında o direnişe katılarak bir şiire ve nihayetinde bir destana dönüştürmüştü, Hasan Hüseyin.
O konserden sonra bu parçayı Selda'nın "Vurulduk Ey Halkım" LP plağında duyduğumda vazgeçemediğim bir şey haline gelecekti. Bu şarkının Hasan Hüseyin'in şiirinden bestelenmiş olduğunu da anlayınca hemen birbiri ardına kitaplarını alacaktım. İlkönce o dönem üç baskı yapmış olan "Acıyı Bal Eğledik" ile başladı yolculuğum. Ardından "Filizkıran Fırtınası" ve "Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin" derken o efsanevi "Kavel" kitabı gelecekti. Kavel bir fabrikanın ismi ve burada yapılan grevi bizzat işçilerin arasında o direnişe katılarak bir şiire ve nihayetinde bir destana dönüştürmüştü, Hasan Hüseyin.
Aradan o kadar zaman geçmiş olmasına rağmen Hasan Hüseyin şiirleri her daim benim için özel olmuştur. Ancak geçen zaman içinde onun kitaplarının yayında olmaması beni üzüyordu. Hoş onun şiirleri Ahmet Kaya, Haluk Levent şarkılarında bestelenmiş olsa da Hasan Hüseyin ismi neredeyse bilinmezler arasına giriyordu. Şiirimizin bu önemli isminin hakettiği yeri bulamadığına kendimce kahroluyordum. Geçen yıl Halk TV'de yayınlanan Serhan Asker'in "Görkemli Hatıralar" programında Hasan Hüseyin'in şiirleri gündeme gelince, şairin kitapları tekrar aranır oldu. Bu alanda kolları sıvayan İş Bankası Yayınları, "Modern Türk Edebiyatı Klasikleri" dizisinde Hasan Hüseyin kitaplarını bir bir yayınlamaya başladı ve çok da iyi bir işe imza attı.
Hasan Hüseyin'in şiir kitaplarından bir çoğunu Lise yıllarımda almışımdır ama şu an elimde üç kitabı elimde kalmıştır. Her bir kitaptaki şiirleri fena halde hatmetmişimdir hatta bir çoğunu da ezberlemişimdir ama "Haziranda Ölmek Zor" şiirinin ayrıcalığını neredeyse bu günlerde daha iyi anlayacaktım. Yaz aylarında bir arkadaşım bana Grup Yorum'un Hasan Hüseyin şiirinden bestelediği "Haziranda Ölmek Zor" şarkısını dinletmişti. Öyle güzel bir yorumdu ki, o yıllar önce okuduğum şiirle tekrar buluşacaktım ve anlamına daha da iyi varacaktım. İşte bu yüzden İş Bankası Yayınları tarafından çıkan Hasan Hüseyin külliyatının yeniden basılanlarında "Haziranda Ölmek Zor"u hemen alacaktım.
3 Haziran 1963 tarihinde Nazım Hikmet vefat ediyor ve bu şiirin ortaya çıkışı böylece başlıyor.
Bir şairin bir büyük ustasına yazdığı bir destan ama sadece o kadar mı? İsterseniz sözü Hasan Hüseyin'e bırakalım:
"...Duyuyorum ki Nazım Hikmet ölmüş. Bir sanatçı için, böyle bir haberi soğukkanlılıkla karşılamak olanaksız!
'Hava leylek ve tomurcuk kokuyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor'
dizeleri dökülüyor dudaklarımdan.
2 Haziran 1970... Duyuyorum ki Orhan Kemal ölmüş. Yine aynı dizeler, yine kendiliğinden...
1976'ya değin, bu tür acılarla doldum; dizeler beni bir kitaba zorluyordu. İşte, Haziranda Ölmek Zor böyle oluştu ve 1977 Ocak ayında basıldı."
İşte böylece bir büyük yapıt ortaya çıkmış.
Tabi bu kitapta. sadece bu şiir değil, benim için kırk yıl öncesinden önemi olan ve bugün de etkisini sürdüren "Ulanı da Karacaoğlan Ulanı" ve "Ben Güzeli Zeynep'ledim" şiirleri de ayrıcalıklıdır. Bu arada yıllar sonra tekrar okuduğumda " Müzikli Düşünceler" şiiri de dikkatimi yeniden çekenlerden biri olacaktı.
Hasan Hüseyin şiirleri benim için "Toplumcu Empresyonizm" gibi bir şey. O empresyonizm ressamlar doğadan izlenimleri resmetmesi gibi Hasan Hüseyin de yaşamdan ve toplumsal mücadelen izleri izlenimleri şiirlerine aktarıyor. Bu arada neredeyse yarım yüzyıl sonra bile bu izlenimler hem samimiyeti hem de gerçekliğiyle yaşıyor.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder