Blues gitaristi Monster Mike Welch ile vokalist Mike Ledbetter bu albümde buluşmuşlar ve ortaya blues adına harika bir çalışma çıkartmışlar :
"Right Place, Right Time"
Son günlerde çıkan albümler, yeni keşifleri de getiriyor. Keşfetmek güzel ama ilkini özümsemeden ardından gelen bir başka albümle de yeni bir keşifle yüzleşebiliyorsunuz. Böyle olunca da bir önceki keşfi henüz kavrayamadan unutuyorsunuz bile. Daldan dala konan bir hovardanın sarhoşluğunda zamanla keşifler de yoruyor, bir yerde durmak istiyorsunuz.
Bu blog'u hazırlamama vesile olan radyo programını ( Geçen yılın sonunda Rock FM kapanınca nihayete eren programım) yapmaya başladığım 2009 yılında "eskilerin rock müziği ve blues'unu çalacağım"demiştim, yeni bir şey olmayacaktı yani. Ancak başladığımdan bu güne dek yeni bir çok müzisyen ve grup girecekti, çalma listeme. Hele bu yıl yeni keşifler bolca çıktığı gibi 16 ile 21 yaş arasında bir çok genç yetenekle karşılaşmanız da neredeyse her haftaya bir tane şeklinde oluyor. Bu kadar çok olunca da kitap fuarına gidip, bir sürü kitap alıp, hiç birini okuyamayan adama dönüyor insan. Tam böyle derken geçen hafta elime geçen bir albüm, olayın seyrini değiştirdi. Cuma gününden beri o albüme takıldım ve durmaksızın dinliyorum. Hani bu her dinleyişimde şaşkınlığım o Rusların Matruşka oyuncağı gibi bir etki yapıyor. Keşfin içinde yeni yeni keşiflere ulaşıyorsunuz.
Albümün ismi "Right Place, Right Time"
Adı gibi "Doğru Yer" ve "Doğru Zaman" diyebiliriz bu albüme. Hatta ben buna bir de "eşittir muhteşem bir buluşma" diyorum.
Blues gitaristi Monster Mike Welch ile vokalist Mike Ledbetter bu çalışmada buluşmuş ve ortaya blues adına harika bir albüm çıkartmışlar : "Right Place, Right Time"
11'inde sahnede, 15 yaşında ilk albüm
Şimdi sizlerle şöyle bundan 21 yıl öncesine gidelim. Takvimler 1996'yı gösterirken, blues dünyası 14 yaşında bir gitaristle tanışıyordu. Bu çocuğun ismi Mike Welch'ti ve çıkardığı ilk albümle dinleyenleri şaşırtmıştı. Aslında bu küçük gitarist bu albümden çok önceleri blues devleriyle birlikte sahneye çıkar olmuştu.
1981 doğumlu Mike'ın müziğe ilgisi çok küçük yaşlarda babasının plak arşivi sayesinde başlamış. Magic Sam, Earl Hooker ve B.B. King plaklarını dinleye dinleye 8 yaşında gitara başlamış.
Bu öylesi bir heves değilmiş, zira11 yaşına geldiğinde ise o artık Boston'un kulüplerinde blues jam session'larında sahneye çıkacaktı. Bununla kalsa iyi, gene o yaşta Ronnie Earle ve Luther 'Guitar Jr" Johnson gibi ustalarla birlikte Cambridge'deki House of Blues Club'da sahneye çıkarak, ilk profesyonel başarısını sağlayacaktı.
O gece bu küçük çocuğun adına bir de "Canavar" lakabı eklenecekti. Onu orada dinlemeye gelenler arasında Blues Brothers filminin unutulmaz oyuncusu Dan Aykord da varmış. Hayran olduğu bu çocuğa Aykord'un bu lakabı takmasıyla birlikte o günden bugüne ismi Monster Mike Welch olacaktı.
Bu konserden bir kaç hafta sonra küçük 'Canavar' Mike, bu kulüpte George Lewis'le birlikte blues Jam'lerine çıkacaktı. Kısa bir süre sonra da "The Monster Mike Welch Band" isimli grubu burada çıkmaya başlayacaktı. George Lewis (gitar), Jon Ross (bas), Warnen Grant (davul)'den oluşan grupta Welch'in gitarındaki Albert King stili herkesin dikkatini çekecekti.
Zaman geçtikçe bu çocuk gitaristi görüp, dinlemeye gelenler de artıyordu. Onu dinlemeye gelenler arasından biri de "Tone Cool" plak şirketinin temsilcisiydi ve Mike sahnesini tamamladığında da ona plak yapmayı teklif edecekti. Tarihler 1996'yı gösterirken, 15 yaşındaki Monster Mike Welch, "These Blues Are Mine" isimli ilk albümünü çıkartacaktı.
Bu albümü bir yıl sonra "Axe To Grind" takip edecekti. 1998 yılında üçüncü albümü "Cath Me" piyasaya çıktığında artık dünyanın önemli blues gitaristleri arasındaki yerini alacaktı.
Bugün 36 yaşında olan Mike Welch'in şimdiye kadar 11 albümü bulunmakta.
Sanatçı 2007'de Sugar Ray ile 2013'te de Duke Robillard ile birlikte albüm yapmış. Bu çalışmadan sonra Duke Robillard onun gitar çalışı için, "fenomen" tanımını yapacaktı. Blues müziğin en önemli dergisi olan Living Blues onun için, "Giderek dünyanın en büyük gitar ustası olacak" derken, Dünyanın en prestijli caz dergisi Down Beat ise, "Çalış tekniği özel bir yere sahip" diye yazacaktı.
Welch'in gitarını hissettiren vokal
Monster Mike Welch bu zamana dek 11 albüm yapmış ama ben onu onikinci stüdyo albümü olan "Right Place, Right Time" ile tanıdım. Albüm kapağı üzerinde resmini görmesem, siyahi bir gitarist bile sanabilirdim. İnsanın teni ile gitar çalışının ne alakası var diyebilirsiniz. Doğrudur ama Mike Welch'in gitar çalış sitili blues'ın köklerinde akıp gidiyor ve onu dinlerken Albert King gibi ustaların tadını bulabiliyorsunuz.
Yukarda bahsettiğim siyahi bir gitarist sanma yanılgım, sadece gitardan kaynaklanmıyordu. Vokali de onun yaptığını sanıyordum ve bu ses olsa olsa bir siyahi bluescının gırtlağından çıkabilir diyordum. İşte bu yanılgıda beni yazının başında bahsettiğim "Matruşka" sürprizine götürecekti. Bu arada ben albümü 3 kez dinlemiştim ve kapaktaki diğer adama yeni uyanacaktım. Evet kapakta iki isim vardı ama bu olayı iki gitaristin birlikte yaptığı bir albüm sanacaktım. Sonradan o albümün üzerindeki ikinci adamın yani Mike Ledbetter'in kim olduğuna bakarken Chicago blues tarzında bir vokalist olduğunu öğrenecektim.
Mike Ledbetter'in aslında gitaristliği da yok değil hani. Bu albümde de enstrümantal bir parça olan "Brewster Avenue Bump" da da ritm gitarıyla yer almış. Ancak Mike Ledbetter'de bu güzellikte bir ses yorumu varken gitara bence hiç gerek yok gibi.
Mike Ledbetter'in daha önceden yaptığı bir albüm var mı, diye baktığımda Chicago kulüplerine sahne almasının dışında bir veriye rastlamadım. Yani onu ilk kez bu albüm ile tanımış olduk.
Blues köklerine bu derece sahip bir vokali dinlerken Chicago blues'un ustalarının günümüze yansıdığını görüyoruz ki, bu kelimenin tam anlamıyla bulunmaz bir nimet.
Albümün ismi gibi "doğru yer ve doğru zamanda" doğru ve tadından yenmez bir buluşma.
Monster Mike Welch'in daha önceki albümlerini de dinlemeye çalışacağım ama bunun keyfi gibi olmayacağını sanıyorum. Zira Welch'in gitarının güzelliğini Ledbetter'ın vokaliyle daha bir keyifle anlayabiliyoruz.
Bana kalsa bundan sonra ikili olarak takılsalar ve tadına doyulmayan on albüm daha dinlesek derim. Ama bu onların bileceği bir şey tabiki.
Doksanların Rock Barlarının Samimi Müdavimi gibi
Laura Chavez, büyük blues gitaristi Johnny Winter'la |
"Matruşka" dedik ya, bitmek bilmiyor. Albümün kapağında bir isim daha "özel konuk: Laure Chavez" ibaresiyle yer alıyor. İsim hiç ama hiç yabancı gelmiyor ama gene de kafamda bir şey şekillenemiyor. Ufak bir araştırmadan sonra bu ismi yıllar önce Blues Perişan radyo programında çaldığım bir albümden hatırlamam gerktiğini anlıyorum. Candy Kane diye bir blues vokalistinin albümünde yer alan bir gitaristti bu. O albüm dışında da bir yerde karşılaşmamıştım. Bu ikinci buluşmaydı ve iyi de oldu.
Laure Chavez, doksanların rock barlarında müdavim olan ama sıkı rock dinleyen kendi halinde kızlardan biri gibi. Kaliforniya Mountin'li kadın blues gitaristi Laure Chavez, gösterişe önem vermeyen, harbi kişiliğiyle tam bir blues insanı ve Stevie Ray Vaughan ve Freddie King izlerini takip eden bir gitarist. Teksas ve Chicago'nun geleneksel blues ikonlarını takip ederek işe başlamış. Ancak heybesinde Jimmy Page ve Mick Taylor gibi rockçılar da varmış.
Laura Chavez'in ilk profesyonel çalışması 18 yaşındayken şarkıcı Lara Price'in grubunda olmuş. 8 yıl süren bu çalışmadan sonra Bob Margalin'den Rehe Solos'a kadar bir çok isimle çalışmış.
Matruşka açılımı
"Right Place, Right Time " albümünün müzisyen kadrosunu tuşlu çalgılarda Antony Geraci oluşturuyor. Piyano ve Hammond oguyla Geraci, 40 yıllık bir usta. Onu Sugar Ray'in grubu The Bluestone ve Ronnie Earl'ın Broadcasters'ın da da dinlemiştik. Albümde piyano tuşelerinin tadına cömetrce varabiliyoruz.
Albümün bas gitar bölümünden sorumlu isim Ronnie James Weber. Onu da The Fabulous Thunderbirds'ten anımsayabiliriz.
Albümde davulları ise Marty Richards çalmakta ki onun da caz fusion alanında iyi bir geçmişi bulunmakta. Albümün nefesli enstrümanlar kadrosunda ise Sax Gordon ( tenor saksofon), Doug James ( bariton ve tenor saksofon) görülmekte.
Monster Mike Welch'in "Right Place, Right Time" albümü dinlemekten uzun süre kendimi alamayacağım bir çalışma olacak. Günümüzde çok başarılı bluescular çıkıyor ama bu kadar köklere bağlı bir çalışmayı bulabilmek pek kolay olmasa gerek. Albümün bir de Mike Ledbetter diye "bonus"u var ki, bu da değerini daha da arttırıyor.
APTULİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder