21 Eylül 2014 Pazar

Tom Petty ile bozuk düzene karşı


 
Çizim APTÜLİKA
aptulelcioglu@gmail.com
Tom Petty, emektar grubu The Heartbreakers ile birlikte yaptığı yeni albümü “Hypnotic Eye”da  samimi bir şekilde yağlı ve mazotlu iş tulumu sadeliğinde rock’n roll hissedilirken, dünyaya dair dertler de fena halde öne çıkıyor.     Tüketimle sarmallanan büyülenmenin ardında gizlenen sömürgenler ve onların işbirlikçisi gericilik. 12 şarkı tekmili birden Tom Petty’nin son albümü “Hypnotic Eye”de.


Sarı saçları, ufak tefek hali ve gamzeli gülüşüyle Tom Petty, insanı yanıltabilir. Onu dinlemeye başladığınızda beklentilerinizin aksine, benzin istasyonunda çalışan bir adamın, garajdan bozma stüdyosunda kendi kafasına göre takılır halini bulursunuz. Hiç bir iddiası yokmuşcasına sert tınılara varmayan ama bir o kadar da kirli ve samimi bir tonda size sarıverir. Sarı kafalı işçi sınıfı ruhlu bu adamın grubu da onun gibidir ve akşam iş çıkışı gittikleri bir meyhanede (yoksa pub mı demem gerekirdi? Hangisi uyarsa öyle düşünün)   karşılık bulamadıkları aşklarına nazire olsun diye ettikleri “Kalp kıran” vurgusunu kendilerine  isim olarak yakıştırmışlardı.
Tom Petty, emektar grubu The Heartbreakers ile birlikte yeni albümü “Hypnotic Eye”i bu günlerde piyasaya çıkardı. Müzik olarak fazla bir iddia sunmadan, samimi bir şekilde yağlı ve mazotlu iş tulumu sadeliğinde rock’n roll hissedilirken, dünyaya dair dertlerin de fena halde öne çıktığı bir albümle buluşuyoruz. Sözkonusu Amerikan orta sınıfı olsa da dertler tüm dünyada aynı. Tüketimle sarmallanan büyülenmenin ardında gizlenen sömürgenler ve onların işbirlikçisi gericilik. 12 şarkı tekmili birden Tom Petty’nin son albümü “Hypnotic Eye”de.

Devler grubu
1976’da bir nevi yarenleri diyebileceğimiz Heartbrakers ile profesyonel müzik kariyerine başlayan Tom Petty, 1980’li yıllarda da “Süper Grup” The Traveling Wilburys ile gönüllere taht kuracaktı. The Traveling Wilburys grubu laf olsun diye değil, kelimenin tam anlamıyla bir “Süper Grup” tu.  Bu grubun elemanlarını söyle bir sayarsak olayın vahametini daha iyi anlayacaksınız.  Beatles’ın gitar ustası ve de ruhlu insanı George Harrison, 70’lerin Electric Light Orchestra isimli klasik müzik ile rock’ın hem hal olduğu topluluğun beyni Jeff Lynee, Amerikan rockabilly ustası Roy Orbison, folk rock’ın yaşayan en büyük fenomeni Bob Dylan ve Tom Petty’den oluşan kadrosuyla The Traveling Wilburys, 80’lerin gönüllere merhem olan gruplarındandı.
The Traveling Wilburys az ama öz 2 albümüyle gönüllere yer etse de Tom Petty denince akla gelen “The Heartbreakers”tır.  Gitarda Mike Campell, ritim gitarda Scott Thurston, piyanoda Benmond Tench , geri vokalde Ron Blair   ve davulda da Steve Ferrone  40 yıldır değişmeden Tom Petty’nin yanında The Heartbreakers olarak yerini alıyor.  

“Amerikan Rüyası” ve tüketim deliliği
2010 tarihli “Mojo” albümü daha blues fikirleri barındırıken, 12 parçanın yer aldığı “Hypnotic Eye” de ise garaj rock samimiyetinde ve rock’n roll esaslı bir çalışma oluşturulmuş. Albümün bütününde dikkat çeken en önemli yan şarkı sözlerindeki protest, eleştirel yaklaşım. Tom Petty “Amerikan Rüyası” yıkımında orta sınıfın akıl almaz tüketim alışkanlığına eleştiri getirirken, yanısıra egemenlerin bunu körüklemesine de ışık tutuyor. Amerikan halkının televizyon başında ipnotize edilerek, kendi sınıfsal kökeninden uzaklaşıp, tüketime yönelmesinin anlatıldığı albümde bozuk düzenin gidişine eşlik eden gericilik  konu ediliyor. Albümde yer alan ve çıktığı andan itibaren tartışmalara sebep olan “Playing Dumb” adlı parça için bir dergiye verdiği roportajda Tom Petty, “Bu şarkının adresi Katolik kilisesi.” diyerek “Din maskesiyle çocuk istismarına” dikkat çekerek eleştiri getiriyor.
Yeni albümü “Hypnotic Eye”da şarkı sözleri ile müziğin harika bir bütünleşmesine şahit oluyoruz ki, bu da dinleme keyfini daha da arttırıyor. 
“Dünyada bildiğim yoldan gitmek istiyorum
 Söylenenlerin hiçbiri umrumda değil
Ne ‘Amerikan Rüyası’ ne de siyasal düzeni”
sözleriyle akıp giden “American Dream Plan B” albümün ilk anda dikkat çeken şarkısı. Fay hattında süren kırık aşklar ve çatlak bir zemindeki yaşamın anlatıldığı “Fault Lines”, gitarın kirli tonu ve davulun ritmik akıştakı zil kullanımıyla bir diğer güzel parçayı oluşturmuş. Dinsel tabuların muhteşem bir ironiyle birleştirildiği “Red River”da teknolojinin ikonları ile İsa özdeşleştirmesi akılcı bir metafor oluşturmuş. “Full Grown Boy”, “All You Can Carry”, “Power Drunk” ise “Hypnotic Eye” albümünden ilk anda sıyrılan güzel şarkılar.
Kırk yıla yaslanan müzikal geçmişiyle Tom Petty, tartışılmaz rockçılığını dünyayı sorgulayan eleştirel bakışıyla buluşturuyor.


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...