Geronimo "Yalnız Kartal" benim aziz dostumun mahlası. Osmanlıca terimden kimse anlamazsa yenileştirelim yani lakabı yani nikneymi. Yalnız Kartal benim isteğim üzerine konserle ilgili bir yazı yazdı. Geronimo benim arkadaşım olması sebebiyle burada yazmadı. Zira o yıllardır yaptığı internet siteleriyle yazılarını, araştırmalarını, önemsediklerini insanlarla paylaştı. Yaptığı iş imkan vermese bile o yazıp, çizmeyi hayat gailesine meydan okuyarak sürdürdü. Ondan daha başka yazılar da istiyorum. Çünkü bir ara onunla kafayı sıyırıp Blues Perişan diye bir dergi çıkarmaya bile karar vermiştik. Şimdi blog var ozaman ondan da yeni yazılar bekleriz diyerek, konser izlenimine yer verelim.
Aptülika
Roger Waters İstanbul Konseri
Barış Manço’nun sorduğu gibi “ ... Su üstüne yazı yazsan kalır mı ?” bilmem ama belleklere kazınan anılar duvarlar
yıkılsa da hep kalır ve kalacaktır ! Tıpkı
Roger Waters’ın The Wall İstanbul Konseri gibi.
Roger Waters'ın 40 yıl öncesinde yazdığı şarkıları , şarkı
olmanın ötesinde bir tavrı, duruşu
40 yıl sonrada aynı tazelikte ,aynı gerçekçilikte ve aynı güncelliğinde
halen büyük bir lezzetle sunuyor tüm insanlığa ...
Bundan 5 yıl evvel Boğazın Kıyısında ( Kuruçeşme )
Ayın Karanlık Yüzünü ( Darkside Of The Moon ) göstermişti bizlere ,
büyük bir hayranlıkla ayın görünmeyen yüzünden dünyaya bakmıştık
hepbirlikte ve wish you were here bile demiştik
Bu kez de zihinlerde , düşüncelerde
, davranışlarda , eylemlerde , tavırlarda
birtürlü yıkılamayan duvarları birkez daha yıkmak üzere dikilmişti küçücük boyuna bakmadan devasa
koruyucularına rağmen uçsuz bucaksız duvarın karşısına ... Hem de yanında ki üç
beş çocukla !
Önce oyuncak uçak denedi ama
beceremedi yıkmayı , her saldırda duvar yeniden ve daha güçlü örülüyordu her
nedense . Sonra birden duvarda
hayatlarını hep duvara, duvarlara karşı savaşırken ya da işerken diyelim
anlayacağımız dilde olsun , kaybedenlerin resimleri süslemeye başladı . Bu acı verici olağanüstü görsellik , zaten
duvarları yıkmaya meğilli kitlenin ruhundaki duvarları temellerinden çatırdatmaya yetti .
Waters bir anda Gezi Parkı uğruna hayatlarını feda eden beş genç adamın resmini
duvara yansıttığında ve devlet terörünü lanetlediğinde kitlenin ruhundaki duvarları
yıkılayazmıştı bile . Duvarın ardını
görünür kılmış sis perdesini dağılmıştı .
“Hey Teacher
leave those kids alone ! All in all you're just another brick in the
wall. “
Hey sen , bu çocukların ruhunu rahat
bırak , nihayetinde sen de yalnızca duvarda ki bir tuğlasın ... Küçük bir dokunşla yıkılacak kadar küçük !
Sonrasında albümdeki şarkılar
Water’ın ve Pink Floyd’un neden zaman akıp gitsede her zaman dünyanın en önemli figürlerinden
biri olarak kalacağının kanıtlarcasına aktı geceye
notalarda ve monitöre dönüşüp
yıkılıncasına kadar unutulmaz görsellerle duvarın üstüne ...
Bittiğinde sona eren yalnızca bir konser
değildi , başka birşey başlıyordu ...
Geronimo Yalnızkartal
Ağustos 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder