Müzik yazarı Cenk Akyol on senelik bir aradadan sonra yeniden radyo programına başlıyor. Ancak o sadece kendi programını duyurmakla kalmıyor, "Daha doğrusu hep beraber başlıyoruz." diyerek, radyo programı için olanak arayanlara da sesleniyor. Nasıl mı? O zaman aşağıdaki yazısına kulak vereceğiz.
Kooperatif
Selamlar. Açık Radyo'daki Terra Incognita'dan tam on sene sonra Temmuz ayı itibarıyla internetten yayın yapan Radio Corax'da (www.radiocorax.com) yeni bir radyo programına başlıyorum. Daha doğrusu hep beraber başlıyoruz.
Kooperatif .... Her salı saat 20:00'de Radio Corax'da
KOOPERATİF
Fikrin kıvılcımını “With a Little Help From My Friends” şarkısı yaktı. Sevdiği şarkıları belirli türlere göre derlemek müziğe düşkün hemen herkesin vakit ayırdığı zevkli bir uğraş. Eskiden mahallenin plakçısına (evet her mahallede birkaç plakçı vardı) liste verilir dönemin gözde parçaları bir kasette toplanır, radyo programlarından sevilen parçalar kaydedilirdi.
Radyo’da sevdiği müzikleri radyo başındakilere çalan programcının motivasyonu bir hayran olarak sevdiği müziklerin, sanatçıların methiyesini yapmak olduğu kadar, bir ucundan kendini özdeşleştirdiği müzisyenlerin payesinden nasiplenme isteği olsa gerek.
90’ların sonlarında internet imkanları yokken varlığını dahi bilmediğimiz plakları P2P paylaşım araçları, torrentler, bloglar ile keşfedip heyecanlanmıştım. Bu heyecanın gazı ile 2006 – 2011 yılları arasında Açık Radyo’da Terra Incognita isimli bir program yaptım. Programın ana fikri 1950’lerde bir “kuyruklu yıldızdan” A.B.D.’ye düşen rock müziğin Anglo-Amerikan toprakları dışında kalan “taşrasındaki” yansımalarını, insanlarını, gruplarını kamuoyuna tanıtmak, merak yaratmaktı. Demir Perde ülkelerine, İskandinavya’ya, Ortadoğu’ya, her yere uğramaya çalıştım. Makarnacı İtalyan’ları, Lahanacı Almanları, Macar makinistleri. Quebec’li caz-rockçıları Terra Incognita’da ağırladım. Bu sayede nice harika albüm keşfettim, benim gibi müzikseverlerle tanıştım. Özellikle radyo çevresinden benim gibi müzik tutkunu dostlar edindim. Bir çok müzisyene, çalgıcıya (evet çalgıcılık diye bir şey var ve küçümsenecek bir şey değil aksine benim çok değer verdiğim bir zanaat) ulaşıp, bir çoğu ile ahbap oldum. Şimdilerde ölmüş ama gömülmemiş gazeteler o zamanlar ölüm döşeğindeyken (çok değil 8, 10 sene öncesi) ulusal gazetelerde müzik yazıları yazma şansı elde ettim yine bu dostlar sayesinde. Ülkenin biricik caz portalı Cazkolik’te daha çok caz-rock eksenli yazılar, röportajlar, albüm, konser kritikleri yazma şansı buldum.
Sosyal medya ile bu çevre büyüdü de büyüdü. Bu sayede İngiltere’de konserlere sanatçı kapısından girebildim. Sevdiğim gitaristlere bira ısmarladım. Konser düzenlemeye yeltendim. Bulut sayesinde dosya paylaşımları bu kadar yaygın değilken Kanada’lı, Brezilyalı’ İtalyan’larla gıyaben dostluk kurup, CD takası yaptım. En sevdiğim albümlerin yapımcıları, icracıları ile röportaj yapıp, merak ettiklerimi sorabildim. Bir newsgroup sayesinde Yunanistan’dan gıyabi değil harbi bir çok arkadaşım oldu. Oraya gittik onlarda kaldık, onlar geldi bizde kaldı. Carlos Santana Miles Davis ile bir muhabbetinde naifçe dünyayı müzik kurtaracak diyordu. Öyle olmasa da güzelleştiriyor müzik kapkara dünyamızı. Çölde bir vaha, en azından bir serap.
Şimdiki fikir de çevremdeki siz bu harika insanları işin içine katıp onlarında küçük destekleri ile kocaman, rengarenk bir müzik havuzu oluşturmak.
Bu playlistleri hazırlayan sizlerden küçük açıklamalar rica edeceğim. İnformatif değil kişisel güzellikler, ilginçlikler olmalı. Ben de bu playlistlere kendimden bir şeyler katabilir, ilgili linkler ve eklemeler yapabilirim. Bunları bir blogda toplayacağım. O yüzden playlisti açıklayan bir paragraflık da olsa bir şeyler yazmanız güzel olur. Programın podcasti olacak mı bilemiyorum. O konuda Acar bir şeyler düşünüyor.
Müzik türü serbest. Playlist herhangi bir konuda olabilir. Mazinizden bir kişi, yer, olay, özel bir hatıra, toplumsal hafıza, olumlu, olumsuz her hangi bir duygu. Yeniyetme zamanlardan, yeni keşfedilenlerden, popüler, demode. Playlisti hazırlayanın keyfi nasıl isterse. 1 saatlik playlistte 15 parça da olabilir fade-out ile kısılarak 1 saate sığdırılmaya çalışılan upuzuuun bir parça da. Tek kıstas sizi temsil edecek bir playlist olması.
Sizlere uygun olduğunu düşündüğüm bir playlist de ısmarlayabilirim, Seçimi size de bırakabilirim. Uzlaşırız nihayetinde.
Spotify üç kuruş telif ödemesiyle haklı olarak eleştirilen, benim de
müzik dinlemeyi tercih etmediğim bir yer olsa da telif sorunu yaşamaktan kurtaracak bir platform. Bu playlistleri oluşturup, paylaşmak için kolay bir çözüm. Yeni karışık kasetler bulutlarda artık. Herkes kolaylıkla paylaşabiliyor ve ulaşabiliyor. Aynı şekilde artık herkes radyo programcısı (podcast), yazar (blog) gazeteci (twitter), TV programcısı (Youtube), fotoğrafçı (Instagram), kısa film yönetmeni (Tik Tok),
Playlistleri mümkün oldukça orada paylaşacağımı düşünüyordum. Ama içeriği göründüğü kadar zengin değilmiş bir çok bilinen müzisyenin dahi bazı albümleri bulunmuyor. Bir çok playlistte Youtube devreye girecek gibi gözüküyor. Orada telif sorunu olduğundan bir süre sonra paylaşımlar yokolabiliyor. Artık olduğu kadar.
Plan kabaca bu.
Haydi başlayalım !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder