20 Haziran 2014 Cuma

Rimsky Korsakov ve 34 yıl önceki Barış Manço konseri

Bugün Rus klasik müzik bestecisi Nikolai Rimsky Korsakov'un 106. ölüm yıldönümü. 21 Haziran 1908'de ölen Korsakov bir çok rock müzisyenini de etkilemişti. Ülkemizde de Barış Manço, 1970'te Mozart'ın "Küçük Bir Gece Müziği"ni "Derule" plağının ikinci yüzünde enstrümantal olarak yorumladığı ilk denemesinden sonra 1979 ve 80 yıllarında Korsakov'un "Şehrazat"ını rock müziğe uyarlayacaktı. Korsakov'un ölüm yıldönümünde 34 yıl önceki bir konser anısına yer vereyim dedim.


Barış Manço ve Kurtalan Ekspres’in 34 yılönceki
Suadiye Atlantik Sineması konseri


Barış Manço ve Kurtalan Ekspres bundan 34 yıl önce 8 ve 9 Kasım 1980’de Emek ve Suadiye Atlantik Sineması’nda tarihi iki konser vermişti. Klasik müzikçilerden oluşan bir orkestranın da yer aldığı bu konserde Rimsky Korsakov’un “Sehrazat”ı yorumlanmıştı.  



Barış Manço ve Kurtalan Ekspres’in 1980 yılının Kasım’ında Emek ve Suadiye Atlantik Sineması verdiği 2 konser oldukça önem taşır.  Klasik orkestranın da yer aldığı bu tarihi konserin Suadiye Atlantik Sineması’nda 9 Kasım 1980’de verilenini de izlemiş biri olarak o anları not düşelim dedim. Keşke o konserlerin kayıtları ya da fotografları bugüne kalmış olsaydı. 
Ülkemizde 70’li yıllarda ismi tam telaffuz edilmese de rock hafif batı müziği kulvarında Erkin Koray, Cem Karaca ve Barış Manço gibi grup müziği yapan isimlerce gerçekleşen ayrıcalıklı sunum ile kendini belli ediyordu. Onlar hem gruplarıyla vardılar hem de kendi besteleriyle. (Günün yabancı şarkılarına Türkçe söz yazma taarruzu içinde bu farklılık bile baslıbaşına önemliydi.) Onların yaptıkları müzikler her ne kadar “rock” diye telaffuz edilmese de dünyadaki rock gruplarını takip ettikleri ortadaydı ve bunu Türkiye’ye adapte etmeye çalışmakla kalmamış başarmışlardı da. 70’lerin ikinci yarısında da çıtayı daha da yükseltmek için adımlarda atılacaktı.

Çıtayı yükseltmek

Birçok insana göre 70’lerin ikinci yarısında Cem Karaca oldukça siyasi bir söyleme girerken, Erkin Koray ise arabeske döndü görüşleri sunulabilir. İlk anda bunlar doğru tespitler gibi gelebilir. Cem Karaca “1 Mayıs” marşını plak olarak çıkartacak kadar militan bir görüntü sergilemişti. Ancak ardından gelen “Safinaz” albümü müzikal olarak çıtayı yükseltici ve dünyadaki rock örneklerine yakınlaşan çalışmalardan biriydi. Karaca bu uzun çalarının bir yüzünü tamamen  bir parçaya ayırıyordu ki bu Batı’daki progresif art rock tarzına yaklaşan bir işti. Erkin Koray, “Elektronik Türküler” albümüyle yeni arayışlar içindeydi. Barış Manço ise “Yeni Bir Gün Doğdu” albümünde birbirine bağlı 4 bölümlü bir parça ile konsept bir rock çalışmasını deniyordu.
Bütün bunlar dünyadaki rock örnekleriyle birlikte yürümek için bir başlangıç gibiydi. İlerde de bu arayışlar basamak basamak yükselecekti ki bir anda 12 Eylül günleri geldi ve bu deneyimler bir sonuca ulaşamadı. Cem Karaca vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Politik nedenle olmasa da bazı müzisyenler de iş yapabilme olanaklarını yitirdikleri için ya müziği bırakacak ya da kulvar değiştirecekti. Politik bir duruşu keskin bir şekilde öne çıkmayan ve 7’den 77’ye insanların beğenisini kazanmayı hedefleyen Barış Manço ise yola tek devam eden gibiydi. 70’lerin ikinci yarısında “Nick The Chopper” ile başlayan yurtdışına çıkış ve dünya rock sahnesine adım atma isteği Barış Manço ve Kurtalan Ekspres’de sürmeye devam ediyordu. “Nick The Chopper” albümü Avrupa’da çıkmıştı ama sözlerin Türkçe mantığında İngilizce’ye adapte edilmesi daha ilk baştan şansın yitmesine sebep olmuştu. Daha sonraki zaman diliminde bu çabadan vazgeçmeyen Barış Manço, ülkede yaptığı plaklarla hem bu denemelerini hem de çok kişiya ulaşma gayretini bir arada yürüterek 80’lere kadar geldi. 12 Eylül sonrası da bu tasarılarına devam edebilen Barış Manço, 80 sonbaharında Rus klasik müzik bestecisi Rimsky Korsakov’un “Şehrazat”ını rock’a adapte edeceğini duyurmuştu. Grubu Kurtalan Ekspres’le birlikte Emek ve Suadiye Atlantik Sinemalarında vereceği konserler de bu yüzden merakla beklenir olmuştu.

Yeni klavyeci ve yeni EMS Synthesizer

Manço’nun Kurtalan Ekspres’e en yeni teknolojiyi getirmesi meşhurdu. Moog, synthesizer gibi yeni tuşlu çalgıları onun plaklarında görmemiz alışıldık bir hadiseydi. Bu konser için de yeni aldığı EMS synthesizer de kullanılacaktı. Grubun kadrosuna ayın başında Nejat Tekdal (keyboard) katılmıştı. Tekdal’ı ilk kez Kurtalan Ekspres kadrosunda dinleyeceğimiz konserin bir başka sürprizi de klasik müzikçilerden oluşan bir orkestranın konuk olacağıydı.
İlk konser 8 Kasım tarihinde Beyoğlu Emek Sineması’nda verilecekti. Asya yakasındaki dinleyici içinde Suadiye Atlantik Sineması’nda bir gün sonrası ikinci bir konser verilecekti. Ben büyük bir merakla 9 Kasım tarihindeki konsere gitmiştim. Suadiye Atlantik Sineması’na girdiğimde konserin heyacanı daha da artıyordu.
“Eğri Büğrü” ile başlayan konserin ilk yarısı “Aynalı Kemer”, “Gesi Bağları” gibi bilindik Barış Manço repertuarıyla geçti. Kendi adıma daha çok “Şehrazat” ve yeni syhthesizer ile çalınacak enstrümantalleri bekliyordum. İlk yarıda “Çoban Yıldızı” bu konuda biraz beklentimi karşılamıştı ama asıl sürprizler ikinci yarıda olacaktı.

Konserin ikinci yarısı

Konserin ikinci yarısında “İşte Hendek İşte Deve”nin Arapça versiyonu yer aldı. Sansasyonel olan bu sürprize Barış Manço’nun bir dostundan aylarca Arapça dersleri aldığını açıklaması da eklenecekti.
32 kanallı ses düzeniyle çıkılan konserde Barış Manço’nun Cumhuriyet’in 100. yılına adadığı “2023”ün devamı niteliğindeki “2025” ilk kez çalınacaktı. Klavyeli çalgılarda Nejat Tekdal gerçekten etkiliydi. Barış Manço da zaman zaman moog, org ve synthsizerın başına geçerek estrümantal parçaları yorumluyordu.
34 yıl önceki konserin en büyük sürprizine Rimsky Korsakov’un eserinden adapte edilen “Şehrazat”a sıra gelmişti. Aslında “Şehrazat” 60’ların sonunda Barış Manço’nun “Suzanne” adıyla yaptığı İngilizce parçada da kulanılmış ve Kaygısızlar, Moğollar gruplarıyla verdiği konserlerde de çalınmıştı. Ancak şimdi ki kısa bir ezgiden çok kapsamlı bir yorumla ve de klasik müzikçilerle sunulacaktı. Barış Manço’nun tanıtımıyla İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’ndan müzisyenler sahneye davet edildi. Kemanda Kemal Yeşil, fagotta Rafet Kızıl, viyolenselde Ali İhsan Kızılçay ve obuada da Celal Akatlar sahnedeki yerlerini almışlardı. İngilizce sözlerle ve muhteşem bir canlı yorumla sunulan “Şehrazat”ı hala unutamam. Daha sonra yapılan plak kaydında oradaki yorumlanan tadı bulamayacaktım.
Konserde Kurtalan Ekspres’te gitarları Fehiman Uğurdemir ile Bahadır Akkuzu çalarken, basgitarda Ahmet Güvenç, perküsyonda Celal Güven, davulda Caner Bora ve klavyede de Nejat Tekdal yer alıyordu. O konserde Kurtalan Ekspres kadrosunda saksofon ve flütüyle Serdar Ertürk de yer alıyordu.

1980’de verilen o konserden ülkemizde rock’ta birşeyler yapılabileceği adına umutlar artarak çıkmıştık. Ancak daha sonrasında “7’den 77’ye” tavrı hayallerin üzerine bir bulut gibi inecekti.

APTÜLİKA
bluesperisan@gmail.com
                                           1982 yılında TRT çekimi Şehrazat klibi

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...