26 Haziran 2014 Perşembe

HORACE SILVER

Dünyayı kucaklayan piyano
Caz piyanisti ve bestecisi Horace Silver’ı geçtiğimiz hafta Çarşamba günü (18 Haziran), 85 yaşında yitirdik.  Uzun bir süredir rahatsızlığı sebebiyle müzikten uzak kalan sanatcı,  New York, New Rochelle’daki evinde hayata veda etti.


Atlas Okyanusunda, Kuzey Batı Afrika açıklarında bir adalar ülkesi olan Cape Verde haritada yerini bile bulamayacak kadar farkında olmadığımız bir ülke. Yeşil Burun Adaları diye de bir isim rivayet edilen bu adı sanı bilinmeyen diyar Cesaria Evora ile tanınmıştı. Ülkenin ufaklığına karşın bu gönlü büyük kadın ile tüm dünya Cape Verde’yi tanımıştı. Oysa Cape Verde’nin müzikal verimliliği çok önceleri müzik tarihindeki dönüşümün merkezinde duracaktı. Bu dönüşümün ismi de caz piyanosunun önemli temel taşlarından Horace Silver’dan başkası değildi.
Horace Silver, 2 Eylül 1928, Connecticut doğumlu ABD’li bir caz müzisyeni. Onun Cape Verde ile ilişkisi, Amerika’ya göç eden balıkcı babasının köklerinden kaynaklanıyor. Çocukluk yıllarında babasından duyduğu Portekiz müzikleri onun ilerdeki müzik yaşantısının devrimci, dönüşümcü ve farklı bakışının izlerini oluşturacaktı. Cazın büyüsünü her ne kadar Afrikalı siyahi insanın ABD’deki köleliğine direnişi bize armağan ettiyse Portekiz’in yüzyıllarca sömürge üssü haline getirdiği Cape Verde de direncini müzikle yüzyıllar ötesine bir şekilde taşıyacaktı. 

Caz alanında dünyayı yerinden oynatan bir başyapıt olan “Song for my father” Horace Silver’ın babasına ithafen yaptığı bir beste olsa da insanlığı ezen, sömüren hakim bakışa karşı dünyayı kucaklayarak verdiği bir cevap gibidir. Dinlediğinizde sanki bizim diyarlardan bir ezgi gibi saran “Free At Last” ise dünya caz tarihinin vazgeçilmezlerindendir.
Caz piyanisti ve bestecisi Horace Silver’ı geçtiğimiz hafta Çarşamba günü ( 18 Haziran), 85 yaşında yitirdik.  Uzun bir süredir rahatsızlığı sebebiyle müzikten uzak kalan sanatcı,  New York, New Rochelle’daki evinde hayata veda etti.

Piyanosu olmayan piyano ustası
Müziğe ilk önce saksofonla başlayan Horace Silver, Bud Powell’ı dinleyince piyanoya geçecekti. Horace Silver’ın piyanoyla gelişen müzikal tutkusu ilk enstrumanı saksofonunun ustası  Stan Getz’in 1950’de yaşadığı kasabaya konsere gelmesiyle de ciddiye dönecekti. Böylece ilk triosunu kuran Silver, bir yıl sonrada aklını çelen Getz ile aynı sahneyi paylaşacaktı. Bu tutku onu New York’a taşıyacaktı. Burada kiralanan ucuz bir odada ikamet ederken, geceleri de çeşitli kulüplerde çalmaya başladı. Zaman içinde bu çaldığı mekanlar arasına görkemli bir kulüp olan Birdland da katılacaktı. Buranın yöneticisi olan Oscar  Goodstein, Horace Silver’ın kendi piyanosunun olmadığını farkedecekti. Bunun üzerine Goodstein gündüzleri çalışması için mekanı ona tahsis edecekti.


Jazz Messengers
New York’a gelişinden bir yıl sonra ilk plak kaydına trompetçi Lou Donaldson’un albümünde çalarak başlayan Silver, bu ekipte çalan davulcu Art Blakey ile yakın bir dostluk kuracaktı. Özellikle bestelerinde caz, R&B, gospel ve latin müziklerini içiçe geçirerek müzikler yazan ilk isimlerden biri kabul edilen Silver aynı zamanda caz tarihinin en önemli gruplarından Jazz Messengers’ın da Art Blakey ile birlikte kurucu isimlerindendi ve bu grup bir kaç nesil iyi caz müzisyeninin yetişmesinde bir okuldan fazla işlev görecekti.
Jazz Messengers’ın iki mimarı  Silver ve Blakey 1953 ile  1955 arası  albümler kaydedeceklerdi.  1955’te yayınlanan  "Horace Silver and the Jazz Messengers" albümü ile caz alanında büyük bir çıkış yapacaklardı.  
Jazz Messengers dönemini 1956’da noktalayan Horace Silver, "Six Pieces of Silver" albümünü yapacaktı. . Birbirinin ardından gelen başarılı albümlerle 50’li yılları tamamlayan sanatçı, 1960’lara “Song For My Father” albümüyle adım atar. Caz tarihinin en önemli plaklarından olan bu yapıt içinde albümle aynı adı taşıyan beste ile de 50 yıl boyunca unutulmazlar arasındaki yerini koruyacaktı. 

 Bu dönemde tanınmamış müzisyenlerle çalışıp onlara imkan sunan Horace Silver, günümüzün önemli trompetcilerinden Randy Brecker’ın çıkışını sağlar.
 Albüm çalışmalarını 90’lı yıllara kadar sürdüren Horace Silver, 1993’te "It`s Got o be Funky", 1994 ‘te de  "Pencil Packin` Papa" albümlerini çıkartır. 4 yıl aradan sonra çıkan "Jazz Has A Sense of Humor" ile 90’ları tamamlayan piyanist, 2000’lerde çalışmalarını azaltacaktı. 
 Caz piyanosunda yeri dolmayacak bir isim olan Horace Silver’ın ekibinde soloya başlayan elemanına alttan piyanosunun tuşlarında verdiği akışkan ritme hayran kalmamak imkansızdır. Onun bu tavrı solo atacak genç müzisyeni kucaklayıp, öne çıkarması gibidir. Bu sayede bizde iki nefis soloyu birbirinin içindeki uyumla birlikte dinlememinin keyfine varacaktık.



Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...