Caz kontrbasının son dönemdeki en önemli isimlerinden
biri: Avishai Cohen. Caz alanında dünyaca heybeti olan Downbeat dergisi onu
yüzyılın 100 bascısı arasına yerleştirmiş bile.
Cohen bu yıl senfonik bir orkestra ile “Almah” albümünü
yaptı. Cohen’i 18 ve 19 Aralık 2013 tarihlerinde
vereceği konserlerle Babylon’da dinleyebileceğiz.
Avishai Cohen (Çizim: APTÜLİKA) |
Jaco Pastorius
için “Caz müziğin Jimi Hendrix’i”
dersek abartı olmaz. Jimi Hendrix rock
gitarında nasıl bir ilham kaynağı ise Pastorius’ta caz bas gitarında öyledir.
1970’te İsrail’de doğan Avishai Cohen’i
de Pastorius böyle etkileyecekti. Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak yetişen
Cohen, 9 yaşında aldığı piyano eğitimini 14 yaşında iken dinlediği Wheather Report plağındaki bas gitarist Jaco Pastorius hayranlığı
ile bas gitara yönlendirecekti.
Avishai Cohen’in bas gitara olan bu tutkusu askerlik
yıllarına kadar sürecekti. İsrail ordusunda 2 yıl zorunlu askerlik yapan
sanatçı, ordu bandosunda çalışırken kontrbasa merak saracaktı. Bu merakı
orkestra şefi Michael Klinghoffer’den
aldığı derslerle nihayete erecekti.
Askerliğin bitiminden sonra palas pandıras New York’a giden sanatçı burada çeşitli
işlerde çalıştı, hatta park ve metrolarda sokak müzisyenliği yaptı. Bu aşamada
müziğini geliştirmek için Mannes Müzik
Okulu’na girdi ve Latin Caz
üzerine eğitim aldı. Zamanla ufak barlarda da çalan Cohen’i bir gece dinleyen Chick Corea grubuna davet edecekti.
Böylece müzikal kariyerine ciddi bir adım atan sanatçı, caz fusion piyanosunun
usta ismi Chick Corea ile 7 yıl çalıştı.
2003’te Chick Corea ile yollarını ayıran Avishai Cohen,
kendi grubunu kurarak “Lyla” albümün
çıkartacaktı. Bu albümde Beatles’ın “Come
Together”ini de seslendirecekti. Caz kontrbascıları genellikle arşe (yay)
kullanmadan parmakla çalarlar. Cohen ise bu parça da klasikciler gibi arşeyi
kullanıyordu. Ancak çıkan neredeyse bir rock yorumuydu.
Her albümde yeni
bir açı
Ardından gelen ikinci albümü “At Home”da ise “Punk”
isimli bir parçası yer alıyordu. Bu çalışma adeta ustası Jaco Pastorius’a bir
gönderme gibiydi. Pastorius’un
basgitarla yaptıkları bu sefer Avishai’de
kontrbas ile gerçekleşiyordu. Bu albümde Sam
Barsh’ın piyanosu da bir hayli öne çıkıyordu. Belki ilk çıkışını Chick Corea ile yapması da buna etken
olmuştur bilemeyiz ama Avishai’nin bu ve daha sonraki albümlerinde de piyano
önemli bir yer tutacaktı. Bu albümdeki öneme haiz bir özellik daha vardı.
Sanatçı “Remembering” parçasında
doğu ezgilerini de sergilemeye başlayacaktı. Üçüncü albümü “Continu”da ise bu sefer de bir doğu enstrümanı olan udu müziğine
katacaktı. Udi Amos Hoffman trio caz
kombinasyonuna bir dördüncü eleman olurken “Nu
Nu” isimli çalışmada da harika bir etki oluşturacaktı.
Avishai Cohen,
dünya caz sahnesinde yeteneğiyle yükselirken her albümde de bir yeniliğe imza
atıyordu. Bu devingenlik içinde 2006’da çıkan “As Is!” de ise müzikal alt yapıya trompet ve saksofon ile nefesli
enstrümanları da katacaktı. 2007’da gene trio düzene döndüğü “Gently Disturbed”den bir yıl sonra
çıkan “Sensitive Hours” albümünde
caz dinleyicisi şaşırtıcı bir yenilikle karşı karşıya kalacaktı. Kontrbasçı bu
albümünde ilk defa vokalde yapacaktı. Bu albümün diğer bir özelliği de doğu
ezgilerinin bariz artışıydı. 2005’te çıkan “Aurora”da
vokalini daha da artıran sanatçı 2010 yılında “Seven Seas” isimli başyapıtını çıkartacaktı. Burada deneyler sonuç
bulmuştu ve müzikal yetkinlik açıkca ortaya konuluyordu. Yerel ezgiler artarken
caz ile bütünlüğü kopmuyordu. Vokaller ise olması gereken yerde
gerçekleşiyordu. “Seven Seas” albümünde sanatçıyı gene bir ilk ile buluyorduk. “Dreaming” ve “Tres Hermanicas Errant” isimli yapıtlarda Avishai, küçüklüğünde
eğitimini aldığı piyanosuyla karşımıza çıkıyordu.
Üretkenliği ve her yeni albümde farkıl bir bakış ve
kombinasyon sunabilen Avaishi Cohen geçtiğimiz yıl Nitahi
Hershkovits ile birlikte piyano ve kontrbastan oluşan albümü yaptı. Bu aylarda “Almah” isimli albümüyle gördüğümüz sanatçı bu sefer de klasik
müzik düzeniyle caz denemesine girişecekti. Haziran’da kaydedilen bu albümde
eserlerini senfonik bir orkestra ile seslendirdi.
Avishai Cohen, 18
ve 19 Aralık günlerinde ülkemize gelip İstanbul, Babylon’da iki konser verecek. Sanatçıya bu konserde piyanoda Nita Hershkovita ve davulda da Ofri Nehemya eşlik edecek.
Rock gitaristi
gibi kontrbascı
Günümüz cazının önemli isimlerinden olan Avishai Cohen, orta doğulu olmasının
imkanlarını kullanırken evrensel normlardan da uzaklaşmıyor. “Batıya kendimi doğu ezgileriyle sunayım ve
parsayı toplayayım” uyanıklığının yerine kendi ezgilerini müzikal
zenginliğe oturtarak, kurnazlığın yerine akılcılığı koyuyor. Sanatçının
müziğini tamamiyle doğu ezgileri oluşturmuyor. Evrensel ölçüde müzikal bir
bakışının olduğu işleri de ağırlıkta. O her ne kadar caz alanında bir bascı ise
de diğer müzik türlerindeki dinleyiciye de açık bir müzikal zenginliğe sahip.
Bunların en başında da rock
dinleyicisinin kulağına uyabilecek bir müziği var. Gençliğinde beslendiği
müzikal kaynaklar arasında Led Zeppelin’in
olduğu da aşikar diyebiliriz. O dev gibi enstrümanı sahnede bir rock gitaristi
gibi çalarken verdiği görüntü caz kontrbascılarının alışıldık sunumlarının
ötesine geçebiliyor.
2010’da yayınlanan “Seven
Seas” albümüyle geniş bir dinleyici kesimi tarafından farkedilen ve önceki
albümlerine de talep artan sanatcı daha şimdiden caz kontrbasının
alışkanlıklarını değiştiriyor. Bir süre
sonra gençler elektro gitar yerine kontrbas almayı tercih ederlerse bunun sebebi
hiç kuşkusuz Avishai Cohen
olacaktır.
Yazı ve çizgi : APTÜLİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder