Alex Koo bir caz piyanisti ama sanatçımız müziğinin herhangi kategoriye sokulmasını istemiyor. Zaten Koo ile röportaj yapan Alman Jazzthetik dergisi başlığa, "Alex Koo kategorilere meydan okuyor." diye manşet atmış. Aşağıdaki yazıda sanatçının yeni albümü "Blame It on My Chromosomes" hakkındaki yazımı kategorize etmeden sunuyorun. Buyrun!
Alex Koo'nun "Blame It on My Chromosomes" albümünün Şubat ayında çıkışından beri ilgi hanemde duruyor. Beğenip, beğenmemek gibi bir yargım da olmadı, taki bu yazıyı yazana kadar. Aslında ilgi hanemi oluşturan spotify'de albüm kapağının altında resmimi görmemle başladı. Çekik gözlerinden "Heh gene bir Japon cazcı" diyerek ilk yargımı oluşturacaktım. Sonra alttaki tanıtıma bakınca bu kişinin Belçikalı bir piyanist olduğunu öğrenecektim. Tabi hemen hikayeyi oluşturmaya başlayacaktım. Japonya'dan Belçika'ya göçmüş biri olduğuna kanaat getirecektim. İyi de caz'a Japonya'dan daha uzak olan bir ülkeye niye göçmüş ki, yollu akla ziyan sorulara yönelecektim.
Aradan bir ay geçti ve "bugün şu albümü şöyle bir dinleyeyim" dedim. Açıkcası aklıma yazı falan yazacağım da gelmedi hani. Kısa bir araştırmadan sonra Alex Koo'nun yüzde yüz bir Belçikalı olduğunu öğrenecektim. Nasıl mı ? Durun anlatayım hele. 1970'li yıllarda Belçikalı bir misyoner Japonya'ya gönderilir ve ikamet etmeye başlar. Orada Japon bir piyaniste aşık olur. İşte o evlilikten doğan kişi de günümüzün caz piyanisti Alex Koo'dur.
Alex Koo için caz piyanisti dedim ama sanatçımız müziğinin herhangi kategoriye sokulmasını istemiyor. Zaten Koo ile röportaj yapan Alman Jazzthetik dergisi başlığa, "Alex Koo kategorilere meydan okuyor." diye manşet atmış.
On parçanın yer aldığı "Blame It on My Chromosomes" albümü için Alex Koo, yaptığının müzikal bir ifadeden çok bir tür terapi olduğunu vurguluyor. "Günümüzde bir caz müzisyeni olarak depresyona girmemenin tek yolu, içini dökmek ve kendini müziğe kaptırmaktır," diyor Koo. "Müziğin kendini tanıtmanın ötesinde bir amacı olmalı. Benim için bu, olduğum kişiyi kabul etmek ve diğer her şeyi bırakmakla ilgili."
Piyanoda Alex Koo yer alırken, kontrbasta Lennart Heyndels ve davulcu Dré Pallemaerts ile uyumlu bir trio meydana gelmiş. Albümde yer alan "Eagles of the Sun" isimli parçada Alex Koo'yu piyanonun yanısıra ıslık ve sözsüz vokaliyle de görüyoruz. Bu katkı parçaya spagetti western müziklerini anımsatan bir etki veriyor. Sanatçının "Kategorilere meydan okuması"nın nedeni de bu olsa gerek. On parçanın her biri farklı etkiler sunabiliyor. Bunu bir anlamda onun korkusuz çok yönlülüğü olarak tanımlayabiliriz. Keza "Jonass", isimli parçada minimal dokunuşlar ve ritmik bir yapıdan sonra dramatik bir tona erişiyoruz ve böylece farklı yapılar içinde bir öyküyü izliyoruz. Bu parça Koo'nun trajik bir şekilde hayatını kaybeden çocukluk arkadaşına ithaf edilmiş ve albüme derin bir kişisel katman ekliyor. "Çocukken Jackass'tan esinlenerek kaykay yapar ve alışveriş arabalarıyla aptalca şeyler yapardık," diye hatırlıyor Koo. "Bu yüzden Jonas'a 'Jonass' diyorduk - hayal edebileceğiniz en büyük gülümsemeye sahipti, kahkahası bulaşıcıydı, ancak aynı zamanda aramızdaki en pervasız kişiydi." Yaşanmışlık da içeren "Jackass" 4 dakikalık bir süre içinde uzun bir dinleme keyfi oluşturuyor. Bu parçada konuk olan trompetçi Ambrose Akinmusire'ın katkısı da çok önemli olmuş... hatta açıkcası "cuk oturmuş".
Albümün müzikleri tümüyle Alex Koo Derudder tarafından bestelenmiş. Heybetli caz müzik dergisi Downbeat, bu albümün kritiğinde Koo için, "şaşırtıcı derecede orijinal" tanımını yapmış. Dinleyince siz de göreceksiniz ki bu pek abartılı bir yargı olmasa gerek.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder