Progresif rock'ın single'ı olur mu?
"Ama onların ilaçları hastalığı iyileştirmiyor:
yalnızca uzatıyor.
Hatta, ilaçları hastalığın bir parçası."
OSCAR WILDE
Yazı dizimin başlığına bakıp, hemen bazı aklı evveller atlayıp benim teknoloji düşmanı olduğumu söyleyecekler. Bu yargı ile benim yapay zekaya karşı olduğumu söyleyecekler ama avuçlarını yalarlar. Ben bu çağı görmekten çok mutluyum ve teknolojideki her gelişme beni sevindiriyor.
Ben teknolojik gelişmelere ve yapay zekaya karşı durmuyorum, onların bir sirk gösterisi gibi kullanılmasını sevmiyorum... yani derdim "halk düşmanı" pop kültürü ve popülizm ile. Hani bu yöntemle günümüzden bir manzarayı Van Gogh tarzında resmeden bir yapay zeka ile bir işim olmaz. Bu bana göre bir pornografi, hadi daha iyi bir haliyle hokkabazlık. Ama bir Van Gogh resmini restore etmeye yarayan bir yapay zekayı ayakta alkışlarım.
Evet şimdi konumuza geri dönelim ve şöyle bir soru soralım:
Günümüzde progresif rock olur mu?
Buna eşlik eden bir soru daha ekleyelim:
Progresif rock'ın single'ı olur mu?
Geçen gün bir Emerson Lake and Palmer parçasını you tube'dan dinlerken parçanın arasında reklam giriverecekti. Parça elbetteki uzun olunca yapacak bir şey yok araya reklam girmesi doğaldı. Şimdi albümler spotify aracılığıyla çıkıyor. Tabi albüm bir anda değil her hafta bir single ile devam ederek bir ya da iki ay sonra çıkıyor. Diyelim Jethro Tull, "Thick As A Brick" albümünü bugün yapsaydı tek single çıkartabilecekti. Olaya bir de şöyle bakalım, elbette bugün de single yapmadan albümü bodoslama olarak çıkartabilirsiniz; diyelim Jethro Tull da albümü öyle yayınladı ama bu albümün tanıtım turnesine çıktığını düşünün ve o konserlerde 50 dakikaya yaklaşan bu parçayı konserde dinleyecek kimse bulunur muydu? Bir albümü kaplayacak tek parça elbetteki uç bir örnek ama soruyu şöyle geliştirelim... Diyelim Deep Purple, "Child in Time" parçasını bugün yaptı ve 10 dakika süren parçayı Japonya konserinde doğaçlamalarla 15 dakikaya çıkardı. Ne mi olur? Orada konseri izleyen Japonlar, "Osaka Osaka olalı böyle zulüm görmedi." derlerdi.
1970'li yıllarda rock gruplarının albümde bulunan parçalarının bir de radyo edit versiyonları olurdu. Diyelim parçanın süresi 6 dakika, bu parçanın radyoda çalınması için aradaki bir kaç gitar solosu falan kırpılır süre radyoya uygun olarak 4 dakikaya indirilirdi. Şimdilerde bu süre bile uzun. Günümüzde artık zaman yok, her şey bir koşuşturmaca içinde.
Jethro Tull yılların art rock, progresif rock grubu. Geçtiğimiz hafta çıkan son albümü "RökFlöte"ü dinledim ve dikkatimi çeken ilk şey parçaların süresiydi. Neredeyse eskilerin pop gruplarının single plakları gibi 3 dakikayı geçmeyen parçalar hakimdi. Çok sevdiğim bir grup olmasına rağmen geçen yıl çıkan önceki albümden aklımda hiç bir iz kalmadığını bile farkettim. Son iki albüme baktığımda açıkcası bir grup havasını da sezemedim. Oysa eskiden progresif gruplarını dinlerken her bir elemana ayrı ayrı kulak kesilirdiniz; şimdi ise bir kolonya gibi uçup gidiyor. Yazının başlığına "Albümleri Yapay Zeka mı Yapıyor" dedim ama keşke yapay zeka yapsa bile diyorum artık.
Müzikte notalar gibi esler de müziğe dahildir. Moore'un heykellerinde boşluklar da heykele dahildir. Oysa şimdi her şey sıkıştırılıyor. Sistem her şeyde olduğu gibi müziği de didikliyor ve tektipleştiriyor. Bunu dedim diye "eskiler daha güzeldi" türünden bir hey gidi günler hey teraneli bir iç geçirmesi yaptığım sanılmasın. Yeni her zaman ilerdedir ama ilerici olmak kaidesiyle. Yoksa bu sistemin daha fazla kar edebilmek için yaptığı bir numaradır : Daha çok tüket daha çok kazanalım.
APTULİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder