Aydın Boysan'ı bugün 97 yaşında yitirdik.
Bu nedenle bu hafta kütüphanemize onun bir kitabını katalım dedik.
"Yaşam Sevinci" kitabını okurken mesleği olan mimarlığın aslında bir sanat olduğunu yeniden hatırlıyoruz. Kitapta kimi zaman İstanbul'un bozulmadan önceki hallerine dönerken, bozulmanın nedenlerini de öğreniyoruz. Daha neler yok ki bu kitapta ... Kimi zaman siyaset kimi zaman eski anılar ve tabi mizah garantisiyle bilge bir adamın kalemiyle bizlere sunuluyor.
Aşağı yukarı bu kitabı kütüphanemize katan yazıyı yazmak için üç yıldır bekliyorum. Hani sevdiğiniz yemeği en sona bırakmak gibi, devamlı "Dur bakalım aceleye getirmeyeyim, bu kitaba hak ettiği iyi bir yazı yazmalıyım." diye diye geciktirdim. Bu öğlen Aydın Boysan'ın ölüm haberini alınca geciktirdiğime pişman oldum. Açıkcası bu ölümü beklemiyordum, çünkü Boysan'ın 100 yaşını devireceğine inanmıştım. Şimdi 97 yaşında bu yaşama sevinci veren bilge insanın ölümü bana erken gelmişti. Bu duyguya sebep olan da yaşamın karabasana döndüğü anlarda Boysan'ın yazdıklarını aklıma getirip, gülümseyerek ve hayata bir nanik yapmamdı.
Bu kitabı tanıtırken yazarı Aydın Boysan'ın hayatta olmasını tercih ederdim. Gönlümden geçen buydu. O da okur ihtimalini saklı tutardım. Kimbilir belki de bu yüzden özenli iyi bir yazı olsun diye titizlene titizlene bir sonraki haftaya attım ve yıllar geçti o yazıyı yazamadım. Şimdi onun ölümünün ardından kalemi elime aldım. İtiraf edeyim ki o istediğim yazıyı yazamayacağım. Vakit kaybetmeden bu kitabı tanıtıp, insanlara ulaştırmak istiyorum.
Aydın Boysan bu kitabı 1997 yılında yazmış. O yıllarda 76 yaşında olan Boysan kitabın kapağına da doğum gününde çekilmiş bir fotoğrafı yerleştirmiş. Dostlarıyla bir rakı masasında objektife poz verirlerken adeta "Yaş yetmiş ve yaşam sevincim hâlâ daim" der gibi. Bu fotoğraftaki kişileri tanıyordum ama bir kişi hariçti. Onun da kim olduğunu fotoğrafta sol yanda oturan Hasan Pulur'un Milliyet gazetesindeki "Olaylar Ve İnsanlar" köşesinde o yıllarda çıkan bir yazısından öğrenecektim. İsterseniz o kitabın kapağının öyküsünü Hasan Pulur ustadan dinleyelim,
"KİMBİLİR, Aydın Boysan'ın kaçıncı rakıya başlama gününü, - doğum günü gibi - kutlamak için bir meyhanede toplanmışız, - ne gereksiz bir laf, rakıya başlama günü, kütüphanede kutlanmaz ya! - yenilmiş, içilmiş, "Aydın Abi" fotoğraf makinesini çıkarmış, hem kendisi çekmiş, hem de makineyi başkalarına vererek çektirmiş...
İşte bu, fotoğraflardan biri, ( ön sıra soldan sağa) bendeniz ve Prof. Dr. Turgay Atasü, (arka sıra) Prof. Dr. Tarık Minkari, Metin Akpınar ve Aydın Boysan...
Ve sevgili Aydın Boysan, bu fotoğrafı alıp kitabının kapağına koymuş...
ŞİMDİ söyleyin bakalım, bu kitapta hakkımız var mı, yok mu?
Hatta özel hayatımızı teşhirden, tazminat hakkımız bile var!
Neyse, iki kadeh rakıya fit oluruz."
Böyle anlatıyor Hasan Pulur, o kitap kapağı olan fotoğrafın macerasını.
Aydın Boysan, "Yaşama Sevinci" kitabında kapakta yer alan arkadaşlarını mı anlatıyor derseniz, öyle bir şey yok. Hatta ilk anda böyle bir kapağı yadırgamıştım bile. Ancak kitap bittikten sonra bu kitaba bundan başka kapak olamazdı diyecektim. Bir öğleden sonra rakısı diyebileceğimiz bu fotoğrafta "içelim, dağıtalım" değil dostlarla bir arada düzeyi yüksek bir muhabbetin izi var. İşte bu yaşama sevinci
değildir de nedir?
Bir çok insan için Aydın Boysan ismi rakı ile eşitlenmiştir. Hatta bu sebeple ölümünden sonra bir çok yerde atıp tutulacaktır da. ( Bu arada çocukluğumuz da bize söylenen "ölünün arkasından konuşulmaz" düsturunun galiba bir geçerliliği kalmamış.) Aydın Boysan ve rakı ilişkisi sarhoş, sepet bir durum değil. Bu kültürle ve sanatla buluşan bir ilişki. "Yaşama Sevinci" kitabını da okurken bunları bir bir görüyoruz. Mesleği olan mimarlığın aslında bir sanat olduğunu yeniden hatırlıyoruz. Kitapta kimi zaman İstanbul'un bozulmadan önceki hallerine dönerken, bozulmanın nedenlerini de öğreniyoruz. Daha neler yok ki bu kitapta ... Kimi zaman siyaset kimi zaman eski anılar ve tabi mizah garantisiyle bilge bir adamın kalemiyle bizlere sunuluyor.
Kitabın ismi gibi bize yaşama sevinci veren Aydın Boysan'a minnettarlığımız büyük. Elimizden geldiğince bulabildiğimiz kadar onun kitaplarını okuyalım.
"Yaşama Sevinci"miz bu yaşanan betonlaşma karanlığının kaba sabalığında bir direnme noktası hatta umut kaynağı da olacaktır.
Aptulika
5 Ocak 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder