ESKİ BİR DOSTLA GECİKMİŞ BULUŞMA
"Çok uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşımla ya da bir
sevgiliyle buluşmanın gecikmiş ama o tarifsiz heyecan veren hisler kapladı
içimi . Plak dönmeye başladı ve beni alıp götürdü çok uzaklara ..."
Geçenlerde uğradığımda Haluk' la konuşuyoduk
(Kadıköy'de harika bir dükkanı var.) "
Yahu Haluk, bu aralar benim eski , ya da antika eşyalar ilgimi çekiyor ,
hediyeliklerde bile eskitilmiş şeylere kayıyor ilgim , eski radyo arıyorum,
plaklara bakıyorum , eski kartpostal kolleksiyonu yapıyorum..." diye
konuşurken " Abi galiba yaşlanma
moduna geçmişsin sen " deyiverince son derece masumane bir şekilde ,
hakikatten öyle mi ya diye bir dakika düşündükten sonra , hakikatten öyle
olduğuna karar verdim . (Burada içkiden bir yudum alınır ve bir sigara
sarılır, derin bir nefes çekilir ve ince bir duman odaya salınır)
Son zamanlarda en ilgimi
çeken şeyler ve yerler , eski pazarlar , eskiciler , antikacılar (onlara param
yok ben daha çok eskicileri dolaşıyorum) , sahaflar , eski kitaplar ve
kartpostallar oldu gerçekten de ...
Üsküdar'ın küçük bir kaç
sokağı da halen o eski çarşıları , eski dükkanları ve eski esnaf kalıntılarını
barındırıyor , Tarık ve Gürhan'ı da yakın zamanda götürmüştüm hatta ..
Bu gezilerimde tabi ki en çok
gözümü alan şeyler , en büyük tutkum müzik üzerine ve de yıllardır gecikmiş ,
bir türlü buluşamadığımız LP'ler yani plaklar, 45'liler ve tabi bunlar için
çalar olarak pikaplardı . Her defasında baktım durdum , sordum, alamadım ,
döndüm dolaştım yine baktım , yine alamadım , ama bakmaya da doyamadım ...
Hatta geçenlede konuşurken farkettim ki Byfuss ve Sedat' da aynı durumdalarmış
, hatta Haydar bile ...
Taki geçen pazar gününe kadar
sürdü durdu bu haller . Çarşıdaki Bayram Abi ve oğlu Yunus'a daha önce de
birkaç kez uğramıştım , içeride antikalar eşyalar ağırlıklı olsa da Bayram Abi’
nin dükkan tabelasında hala ESKİCİ
(1) yazıyor , bu da onun mütevazılığı olsa gerek ; ayrıca benim içinde
antikacılara biraz iticiler nedense ... Dükkana uğramıştım , laf olsun diye " Pikap var mı ? " diye
sordum yine, masa üzerinde ki birkaç eski plak ve kırkbeşliklere bakarken .
Önce " Yok " dedi , sonra " Basit birşey var ama kolonu yok
" dedi , " İyi, bir
bakayım " dedim . "Dur dur
şu arkada da eski bir radyo var, eğer istersen bir bak, onu da kolon
yaparsın" dedi . Aslında en çok aradığım şey ( çok var da ortalıkta ,
çalışanı ve bütçeme göre olanı pek yoktu ) eski tipte , hiç çalışmasa , bir
aksesuar olsa bile bir radyoydu ki bunu görünce bir anda , yoksa bu mu aradığım
dedim (ya da demişim) . " Gel hele
, birde burada dolaplı bir pikap var , istersen dolabı da al radyoyla beraber
" demez mi " Sana makul de
bir şey yaparız " - fiyat belirtmeden - diye de ekledi Bayram Abi .
Her neyse derken sistemi bir deneyelim dedik , kablolarda bir sorun çıktı ve o
malum sesi duyamadık ! Ufak bir burukluk kalarak içimde ayrıldım dükkandan ,
ama aldım telefonunu oğlu Yunus’un . Dün aradım , aklım kalmıştı , gecikmiş bir
çağrının dayanılmaz çığlıklarını duyar gibiydim " Usta gelmedi bugün abi " dedi Yunus , yine hüsrana
uğramıştım ... Yunus 'u bugün yine aradım "
Tamam abi gel al bu akşam "dedi. Akşam büyük bir heyecanla koştum
bizim ESKİCİ'ye . Bayram abiye paranın tamamını denkleştiremediğimi söyledim,
bir miktarı masaya bıraktım , saymadan aldı ve cebine koydu " Bereket versin " dedi .
Kalanını bir daha ki uğradığımda bırakacaktım , sanki kırk yıllık
müşterisiymişiz gibi , yalnızca bu durum bile bu alışverişte başka şeyler
kazandığımıda göstermişti bana ... Bir de yetmedi sağolsun , arabasıyla bıraktı
mazlemelerimi kapıya kadar , yakındı da evim dükkana .
Sonra işin en heyecanlı kısımına gelmişti sıra
... Özenle yerleştirdim odamın en güzel yerine dolabımı , kolon görevi için
dikkatlice açtım radyomu . Sonra neredeyse 20 yıl önce Ogün , Tarık ve Fahri
ile Beyazıt’da kaset ve plak tezgahlarının başında geçirdiğimiz günlerden
özenle seçtiğim ve yıllardır kütüphanemin en gizli yerinde bugünü bekleyen
benim için çok seçkin çok değerli plaklarımı çıkardım , tek tek sevgiyle
dokundum hepsine , hepsi birbirinden harika görünüyorlardı . Heyecanla
titrediklerini hissediyordum benim gibi . Elime EASY RIDER'ın soundtrack 'i
geldi , iğneyi usulca bıraktım dönen plağın üzerine , çıtırtılar odayı kapladı
ve ardından Steppenwolf'un PUSHER'ı başladı ...
Çok eski bir dostla ve çok uzun süredir
görüşmediğim bir arkadaşımla ya da bir sevgiliyle buluşmanın gecikmiş ama o
tarifsiz heyecan veren hisler kapladı içimi . Plak dönmeye başladı ve beni alıp
götürdü çok uzaklara ...
Bir süre sonra karşısına oturduk eşim ve
kızımla , odanın tüm aydınlatmalarını kapadık ve eve yeni gelmiş bu parçamızı
soluk ışıklarıyla izleyerek doyasıya , çalan müziği ta içimize çekerek ,
doldurarak dinledik ... (Bu yazı yazılırken de hala Janis'in büyülü sesi dolduruken
odayı ...)
Şimdi yeni bir serüven başlıyordu ...
Geronimo Yalnızkartal
Ocak 2014
Bu yazı bir zamanlar bizim için “ Dünyanın göbek
deliği (2) “ Beyazıt' tan dostlarım Ogün , Tarık ve Fahri ' ye ve ESKİCİ Bayram
Abi ve oğlu Yunus’a ithaf olunur ...
(1) ESKİCİ : Mimar Sinan Mah.
Bulgurlu Mescit Sokak . No: 11/A Üsküdar / İst 0216 553 10 70
(2) Bir şakı vardı İtalyanca
bu anlama gelen, oradan arakladım . Loranzo Jovonotti'nin “ l'ombelico del
mondo “ su .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder