5 Mart 2019 Salı
Onun gitar dokunuşlarıyla Pink Floyd
David Gilmour, bugün doğum gününü kutluyor.
David Gilmour'un babası bir genetik doktoru; O, kendisini gitar çalmaya yöneltmiş oğluna adamış bir de anneye sahip.
Bir ara modellik yapmış; ilk grubu Jokers Wild adını taşıyor ve bu grupla bir yıl Fransa'da kalmış.
Syd Barrett'in Pink Floyd'dan ayrılması aşamasında gruba beşinci eleman olarak girmiş.
O tarihten veda albümüne kadar rock tarihinde önemli yer tutan Pink Floyd albümleri onun gitar dokunuşlarıyla çok farklı bir yere sahip.
Ayrıca, Roger Waters'ın ayrılması sonrası veda albümü The Endless River'a kadar Pink Floyd'da lider konumunda.
Floyd harici solo çalışmalarında dördüncü durağı ise Rattle That Lock.
Albümdeki şarkıların sözleri sanatçının uzun yıllardan beri partneri olan Polly Samson imzası taşırken, albümün prodüktörlüğünde David Gilmour'un yanı sıra Roxy Music'ten Phil Manzanera var.
"Rattle That Lock" albümünün dikkat çeken etkileyici kapak tasarımının sanat yönetmenliğini Aubrey Powell öncülüğünde Dave Stansbie hazırlamış.
Albüm ile aynı ismi taşıyan Rattle That Lock şarkısının esin kaynağı, Gilmour'un Fransa’da bir tren İstasyonunda duyarak kaydettiği bir ses...
İyi ki doğdun David Gimour...
Oscar'ın Ardından 3
Roma Alfonso Cuarón
1970-71 yıllarının Mexico City'sinin iyi durumdaki bir ailesinin (Doktorumuzun kalabalık ailesi) yanında yatılı olarak kalıp, ev işleri ve çocuk bakıcılığı yapan, taşralı bir genç kız olan Cleo’nun odağından şehrin yaşamı, sosyal çalkantıları (68’in etkisiyle tüm dünyayı saran üniversiteli gençlerin sokak eylemleri ve çatışmalar dahi geçiyor) gençlik heyecanları, özel ilişkileri, hayal kırıklıkları, özellikle aile fertleri ile aralarındaki sıcak ilişkisi gibi birçok duyguyu yaşatan, yönetmenin siyah beyaz çekmiş olduğu, hikaye ve konusu bana göre oldukça yavaş ve ağır ilerleyen bir film. Zaman zaman tekrar sahneler var hissine kapıldığım oldu. Ancak bu aynı zamanda yönetmenin etkileyici bir tarzı olarak öne çıkıyor ve sıkı bir yönetmenlik ve etkileyicilik olarak da değerlendirilebilir. Yılın en dikkat çeken filmlerinden. (Sinemalarda yok, özel bir platform için çekilmiş). Aklımda kalan sahne “ Toprak bir futbol sahası benzeri bir yerde Meksikalı milliyetçi ve faşist gençliğin uzakdoğu spor çalışması ve Cleo'nun ziyareti, bir de hastanedeki doğum sahnesi. (Yalitza Aporicio rolünde oldukça başarılı bu arada)
Ek Not: En iyi yönetmen, en iyi yabancı dilde film ve en iyi görüntü yönetmeni ile 2019 Oscarlarında 3 ödül kazandı.
Notum :8
Önerim : İzlenmeli.
Green Book (Yeşil Rehber) Peter Farrelly
Bu filmdeki kahramanımız siyahi bir piyanist. Dönem 60'ların başı, klasik müziğin çok yetenekli müzisyenlerinden biri olarak gösterilen ve gerek bir piyanist olarak yetişmesi, gerekse de özel ve kişisel tercihleri ile de dönemin diğer siyahi Amerikan müzisyenlerine (Tabi biz BB King, John Lee Hooker, Budy Guy gibi bluescu babalara alışkınız, naif ve de zarif bir klasik müzik piyanisti karakter olarak dönem içinde de tuhaf kaçıyor ki film de aslında bunu işliyor.) pek benzemeyen biraz tuhaf Afro-Amerikan piyanist Dr. Don Shirley 'nin (Mahershala Ali) zorlu güney yollarında yapacağı konser turnesinde kendisine eşlik edecek hem şöför hem de bir nevi bodyguard olarak tuttuğu İtalyan asıllı bıçkın, yarı serseri, çokça rahat, umursamaz aynı zamanda da sempatik bir görünüme sahip Tony Lip ile (Viggo Mortensen ) yolculuğunda başından geçenler anlatılıyor. Tabi hem şöförün İtalyan asıllı olması hem de siyahi karakterin yaşadıkları ve maruz kalınan durumların ırkçılık vurgusunuda net olarak göstermekte. Sempatik bir film. Benim geçen yıl ki erkek oyuncu adayım da Mortensen'di bu yıl belki olabilir. Ha bu arada Oscar, eşcinsel karakterli siyahi oyuncu tipini sevdim. Buradaki piyanist de aynı, bir oscar daha gelirse hiç şaşmam ! ( Oscar öncesi notlarım) Film'deki aklımda kalan sahne, arabada tavuk yeme sahnesi ...
Ek Not: Film 2019 En iyi film Oscar'ı ayrıca belki de başrol olması gereken rolü ile Mahershala Ali'ye ard arda ikinci En iyi yardımcı erkek oyuncu Oscarını, En iyi orijinal senaryo Oscarını da kazandı.
Notum: 8
Önerim : İzlenesi
Bohemian Rhapsody Bryan Singer
Freddie Mercury belgeseli tadında, bir anlamda Queen grubunun da 1985‘e kadar ki belgeseli sayılır. Kült isim Freddie'nin üzerinden 1985 Live Aid konserine kadar olan dönemi işleniyor. Filmde en etkileyici nokta, şüphesiz ki müzikler, müziklerin sunulduğu sahneler ve seslendirmeler, bunun dışında makyaj ve kostümler. Özellikle Live Aid'in canlandırılması neredeyse kusursuz incelikte ve detaydaydı. Rami Malek performansı içinde de benim görüşüm "Hiç kimse Freddie olamaz". En etkileyici sahne Bohemian Rhapsody parçasının ortaya çıkışı, bu parça için menajerle odasında yapılan dialog ve tabi Live Aid konseri sahneleri. Özellikle Live Aid neredeyse bire bir ve en ince detayına kadar işlenmiş. Müzikseverler açısından böyle kült bir ikon ve grubu yeniden hatırlamak için güzel ve başarılı bir filmdi diyebiliriz.
Ek Not: Rami Malek rolu ile En iyi erkek oyuncu Oscarını kazandı. Herkese göre normal ama bana göre sürprizdi, nedense çok etkileyici bulundu, ben nedense öyle değerlendiremedim bir türlü . En iyi kurgu ve en iyi ses kurgusu, en iyi ses miksajında da Oscar aldığını iletelim."
Notum : 7.5
Önerim : İzlenmeli
( Not : Filmin başarısı bu arada müzik starları film furyası başlamış olabilir, sırada Elton John ve Mötley Crue filmleri var duyduğumuza göre ..)
4 Mart 2019 Pazartesi
Oscar'ın Ardından 2
The Ballad of Buster Scruggs Ethan Coen & Joel Coen
Coen kardeşlerin 'vahşi batı'da geçen altı farklı hikayeden oluşan absürt ve tribal konuları ele aldıkları, değişik bir ruh ve hissiyat yayan filmi. İlk hikayedeki beyaz giyimli kovboyun oyunculuğunu beğendim. Ama en etkileyici hikaye “Meal Ticket” şüphesiz elleri kolları olmayan ve bir arabacıya (Liam Nelson) tutsak tiyatrocu aktörün ( Harry Melling , rolde çok başarılı ) hikayesinin anlatıldığı bölüm ve şüphesiz ki finaliydi. O tavuk hiç olmayacaktı diyeceksiniz ! Pek fenaydı, muhakkak izlemenizi öneririm, hatta filmi ileri geri alıp sadece bunu bile olsa izleyin derim. Ayrıca çok sevdiğimiz Tom Waits’in bir altın arayıcısını canlandırdığı bölümdeki oyunculuğu da bence izlemeyenler için izlenmesini gerektirecek şahane bir gerekçe. Tanımakta zorlanabilirsiniz, ben izledikten sonra Tom Waits olduğunu öğrenmiştim. “ When A Cowboy Trades His Spurs for Wings “ isimli şarkı da Oscara adaylar arasındaydı. ( Ama kazanamadı) Notum : 6.5
Önerim : Meraklısına.
Önerim : Meraklısına.
18. yüzyılın başlarında İngiltere'de hüküm süren Kraliçe Anne’in (Olivia Colman) saraydaki baş yardımcısı ve aynı zamanda lezbiyen ilişkisi olan sevgilisi Marlborough Düşesi Sarah Churchill (Rachel Weisz) ile olan ilişkisine, Düşes’in genç kuzeni Abigail’in (Emma Stone) da katılması ile Saray'da hasta ve yardıma muhtaç kraliçe çevresinde müthiş bir mücadele ortaya çıkar. Klasik entrikalar çerçevesinde konu ilerler gider. Ben bu dönem ve kültür filmlerine konsantre olmada genelde zorlanırım. İzleme konusundan tutun da konu ve içerikleri itibarı ile pek çekici de bulmam, filmin çokça adaylığı sonrası merak edip izledim. Gerçekten mizahi içerikleri yanı sıra yönetmen ve kamera kullanımı gayet başarılıydı, çekim teknikleri dinamizm katıyor bence filme. Film tempolu ilerliyor sıkılmıyorsunuz ve hepsinden önemlisi başrolde Olivia Colman ve yardımcı rollerde Emma Stone bence Oscar'ı da kazanabilirler, her ikisi de şahsen favorilerim.
( Bilgi notu : İfadeler Ocak 2019 öncesi yorumlarım )
Ek Bilgi : Olivia Colman ile En iyi kadın oyuncu Oscarını da kazandı.
Notum : 7.5
Önerim : İzleyin .
( Bilgi notu : İfadeler Ocak 2019 öncesi yorumlarım )
Ek Bilgi : Olivia Colman ile En iyi kadın oyuncu Oscarını da kazandı.
Notum : 7.5
Önerim : İzleyin .
Vice, 2001- 2009 yılları arasında ABD başkan yardımcısı olarak görev yapan Dick Cheney’in hayat hikayesini konu ediyor. Cheney 2000 yılında G.W.Bush'un ( Sam Rockwell oynuyor ) Başkan Yardımcısı adayı olarak katıldığı seçimleri kazandı. Film bir D.Cheney biyografisi. Christian Bale olağanüstü oynuyor, tip ve makyaj da harikulade, neredeyse Cheney‘nin kendisi oynuyor ve siz izliyoruz sanırsınız. Oscar bu işi sever, geçen yıl Churcill'in kazandığını düşünürsek. Ama tabi Bale'in de gerçekten hakkı yenemez. Bence hem bu performans hem de filmin özellikle yakın tarihimizde dünyayı etkileyen çok önemli karar ve olayların iç içe geçmiş ilişki ve sonuçlarına vurguları açısından da izlenmeyi hakediyor. Irak'a müdahale, El Kaide ile mücadele, 11 Eylül saldırısı ve buna gösterilen sert tepkiler gibi... Cheney karakteri bunların içinde önemli bir politikacı olarak yer alırken işin bir de özel hayat ve insani tarafı da gayet başarılı vurgulanıyor. Bale en iyi erkek oyuncuyu alabilir, daha doğrusu alırsa şaşmam, favorilerimden ( Oscar öncesi yorumlarım ) .
Ek Not: Film En İyi Makyaj Oscar’ını kazandı .
Notum : 7.5
Önerim : Kesin öneriyorum.
Ek Not: Film En İyi Makyaj Oscar’ını kazandı .
Notum : 7.5
Önerim : Kesin öneriyorum.
Yarın üçüncü bölüm.
Malmsteen'den BEATLES Dinlemeye Hazır mısınız?
Yngwie Malmsteen, Beatles'in unutulmaz klasiği "While My Guitar Gently Weeps"i yorumluyor.
Şarkı 29 Mart'ta piyasaya çıkacak olan Malmsteen'in yeni albümü "Blue Lightning" de yer alacakmış.
12 parçadan oluşan "Blue Lightning"de 8 kavır parça bulunacakmış.
Malmsteeen'in yeni çıkacak albümünde,
Jimi Hendrix'ten Foxy Lady ve Purple Haze...
Rolling Stones'tan Paint It Black...
ZZ Top'tan Blue Jean Blues...
Deep Purple'dan Smoke On The Water ve Demon's Eye...
Eric Clapton'dan Forever Man
parçalarını yorumlayacak.
29 Mart'ta albümün çıkışını merakla bekleyeceğiz ama şimdi şöyle bir Malmsteen'den Beatles'ın "While My Guitar Gently Weeps"ini dinleyelim hele...
3 Mart 2019 Pazar
Oscar'ın ardından 1
Blues Perişan blog'da sinema yazıları da olsun istiyordum. Özellikle Cenk Akyol'un Goblin yazı dizisinden sonra bu fikir kafamı daha da meşgul etti. Ancak benim gibi sinemaya ilgisiz biri yazmaya kalksa bütün millet kaçardı diye düşünürken imdada Geronimo yetişti. Geronimo Yalnızkartal, Oscar ödülleri sonrası filmlerin izini sürüyor.
"İzleme ve yorumlarım Oscar ‘lar öncesine aittir . " notunu da düşüyor
ve buyrun filmlere
Zula ve Wiktor, filmin iki temel kahramanı ve onların imkansıza dönüşen tutkulu aşkları odağında İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş ve doğu batı bloğu çekişmesinin keskinleştiği 1950'lerin başında ki Polonyasından hem sosyal hem siyasal hem de kahramanlar odağındaki yaşam kesitlerini görüyoruz. Bu yılın iki iddialı yapıtı ( Diğeri Roma ) siyah beyaz çekilmiş. Nedense bu siyah - beyaz tekniği eski tarihli hikayelere yakışmış. Hatta bu filmde Roma'dan bile daha iyi ve daha yakışmış. Bana da kıyasladığımda Cold War daha etkili geldi. Bazı sahneler ve görüntüler ben de Nuri Bilge Ceylan çağrışımı yaptı, kısacıkta olsa. Cannes'de en iyi yönetmeni kazanması da bu yüzden sürpriz değil. Roma genel bir ödül kazanırsa bir ödül de buraya gelebilir. Bu arada ağır ilerleyen ve tribal bir konu ve film olması nedeniyle bazen izlerken ilginiz düşebilir ama bir buçuk saat süre iyi. Görüntü yönetmenliği , kamera ve yönetmenlik ve yanı sıra başroldeki oyunculuklar gayet başarılı. Filmin bizim açımızdan bir başka dikkat çeken özelliği de müzikleri, bu bile ilgiliyi arttıracaktır.
Notum : 6.5
Önerim : İzlenebilir .
Notum : 6.5
Önerim : İzlenebilir .
2019 Oscar ödüllerinde animasyon dalında da aday filmlerden biriydi. Japonya'da köpeklere düşman bir politikacı onları çöp yığınlarıyla dolu bir adaya sürüyor, köpek kahramanlarımız bu terkedilmiş çöp dağları ile dolu adada hayatta kalma mücadelesi verirken, Atari isimli kahraman kayıp köpeğini aramak için adaya geliyor ve birlik olup politikacılara ve sisteme karşı büyük bir mücadeleye girişiyorlar. İçinde güncel ve toplumsal mesajlar da barındıran hoş bir animasyon filmi, +8 yaş çocuklarınız ile izleyebileceğiniz gibi bu türün meraklıları içinde güzel bir örnek olabilir.
Notum : 7
Önerim : Meraklısına
Notum : 7
Önerim : Meraklısına
Filmi evimdeki dijital platformda birkaç ay önce izlemiştim. Bu türün izleyicisi değilim. Bu yüzden açıkcası yorum listeme dahi girmezdi ama en iyi film dalında bile Oscar'a girmesi sanırım ki Oscar seçicilerinin zafiyeti ve de Oscar'ın ne kadar sinema ne kadar popülerlik ya da başka kriterlerle de beslendiğinin bir kanıtı olsa gerek. Filmi beğenmedim. Bilim kurgu türüne göre aksiyon olarak ve makyaj ya da kostüm olarak başarılı bulunabilir. Listelere girdiği ve izlediğim için iki satır not düşmek istedim .
Notum : 6
Önerim : Meraklısına
Notum : 6
Önerim : Meraklısına
Yarın Oscar'ın ardından 2 devam edecek
2 Mart 2019 Cumartesi
Dün Akşam Sabih Cangil Band Kadıköy'deydi
Sabih Cangil Band dün gece Kadıköy Woodstock'ta konser verdi. Ne yazık ki çok istememe rağmen gidemedim. Hem konsere gidip hem de izlenim yazmak isterdim. Olamadı ama Sabih'in yazdığı notları facebook'ta görünce sizlerle paylaşmak istedim. Bu arada 19 Mart'da da Kadıköy Ağaç Ev'de bir konserleri daha olacakmıış, artık orada buluşmak üzere diyelim ve sözü Sabih'e bırakalım:
Dün Akşam Woodstock Kadıköy' de Çaldık....
Bizim taraftan bakınca olay şöyle görünüyordu.
- Yeni albüm çıkalı 3 ay olmuştu ve albümün gruba kazandırdığı rating iyi görünüyordu, son konserden bu yana 1 yıl geçmişti. Mekanın dolu olmasını bekliyorduk.
- Sound check için salona girdiğimizde teknik ve fiziki şartlar başta biraz korkuttu. Bizim tarz müzikte sahne soundu yerinde olmazsa sonuç iyi olmuyor.
- Tonmeister Erhan geldi ve şu ana kadar en kısa süren ve en iyi sonuç veren sound check! lerimizden birini yaptık. Kendisine teşekkür ediyorum. Konser boyunca da izleyenlerin farketmediği ama bizim fazlasıyla farkettiğimiz ince dokunuşlar yaptı sağ olsun.
- Kapı açıldı, salon doldu. Motivasyon tavan:))
- Bu performansı sadece Sabih Cangil Band yapmadı, mekanda bulunan herkes yaptı. Bir anda biz dahil 80-100 kişilik bir Rock Band oluştu. Harikaydınız.
- Gecenin olayı ise gitarcımız Tanju Eren' in çişi gelip tuvalete gittiği sırada klavyecimiz Güven İlter' in önderliğinde tamamen doğaçlama olarak çaldığımız "the urinating blues" du. Bazı izleyicilerin gülmekten yerlere düştüğüne şahit oldum. Demek ki rock ve blues illa ki ağır abilerin tekelinde olan bir müzik türü değilmiş:))
- Biraz acelemiz vardı. 14 parça çaldık. Sahneyi 22:00 de bırakmamız rica edildi. Bizden sonra çıkacak gruba saygısızlık etmeme adına 22:07 de sahneyi tertemiz teslim etmiştik. Murat Ersan sağ ol, var ol.
- Biz mutlu olduk, sanırım izlemeye gelenler de mutlu oldu, duyduğum kadarıyla mekan işletmesi de memnun muş. E daha ne?
- 19. Mart Salı akşamı aynı sokakta bulunan "Ağaç Ev" de çalacağız. Ondan sonra en erken Ekim ayında tekrar canlı çalarız. Kaçırmayın derim.
- Sevgilerimizle. Alpay Şalt, Güven İlter, Cenk Tarhan, Tanju Eren, Sabih Cangil
1 Mart 2019 Cuma
GİTARİST radyo programı 5 Mart'ta başlıyor
Rock FM'de "Blues Perişan"ı yaptığım dönemlerde dinlemeye doyamadığım radyo programlarımdan birini de Okan Meriç yapıyordu. Onun "Gitarist" isimli programı her hafta hem gitaristlerin sesi olurken rock tutkunlarının da ilgiyle dinlediği bir yapım oluyordu.
Rock FM kapandıktan sonra Okan, internet radyosu olan "Radyo Dinlemek İçin Bir Site"den yayınlarına devam etti.
Okan Meriç’in hazırlayıp sunduğu “Gitarist” şimdi de 5 Mart’tan itibaren her salı saat 22.00’de Borusan Klasik Radyo’da yayın hayatına yeniden başlıyor.
Borusan Klasik’i karnaval.com/radyolar/borusanklasik adresinden ve Karnaval uygulamalarından dinleyebilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)