3 Şubat 2015 Salı

Michael Brecker - “Now You See It” (1990)

Michael Brecker
“Now You See It”
(1990)

Michael Brecker’ın dördüncü albümü.  
Albümün müzisyen listesine şöyle bir bakarsak:
Michael Brecker — tenor saksofon
Jon Herington - gitar
Joey Calderazzo - piyano
Jim Beard - synthesizer, keyboard
Victor Bailey - elektrik bas
Jay Anderson - akustik bas
Adam Nussbaum - davul
Don Alias — perküsyon
Steve Berrios — perküsyon
Milton Cardona — perküsyon
Omar Hakim — perküsyon

Albümdeki parçalar
1 – Echer Sketch (Brecker)
80’lerin fusionunun Weather Report çalışmalarını andıran bir parça. Synth, davul programlarının içinde oluşturulan helezonlarla aralarda sarmallar oluşturan tenor saksofondan kurulu bir yapıyı görüyoruz. Funk fitar ve bas alt yapıda kendini gizleyerek akıyor. Brecker’ın solosunun arttığı orta bölümde Victor Bailey’in bas tınısı insanı biraz rahatlatıyor.
2 – Minsk (Don Grolnick)
Albümün prodüktörü olan Don Grolnick’in bestesinde piyanist Joey Calderazzo’nun katılımı ilk parçadaki synth hakimiyetini biraz kırarak akustik tatlar almamızı sağlamış. Davulda Adam Nussbaum çok başarılı ataklarda bulunuyor olsa da öne çıkmadan görevini yerine getirmeyi amaçlaması dikkate sayan. Gitarist Jon Herrington da aynı şekilde büyük görevleri yerine getirse de bunu kendini farkettirmeden yapıyor. Brecker ile piyanist Joey Calderozza’nın soloları tek hakim boyutunda diyebiliriz.
3 – Ode To The Doo Da Day (Jim Beard)
Albümde synth’lerden sorumlu Jim Beard’ın bestesinde Jon Herrington’un gitar miyavlamalarıyla, Don Allias’n da nefis perküsyonuyla ilerleyen bir çalışma. Allias’ın perküsyonu parçanın sonuna dek durmuyor.
4 – Never Alone (Brecker)
Don Allias perküüsyonda ama daha yumuşak ve hesaplı devam ederken Omar Hakim’in davula geçtiğini görüyoruz. Synth’nin yayılımında tenor saksofonla romantik ve dramatik bir başlangıç. Akar gibi gelen akorlara saksofonun keskin yabancılaştırmaları yapıyı sürüklüyor.
5 – Peep (Brecker)
Parça Adam Nussbaum’un davul zillerini nefis işleyisi ile başlıyor. Parçada hem akustik hem de elektro bas yer almış.
6 – Dogs In The Wine Shop (Grolnick)
Milton Cardonna ve Steve Berrios’un perküsyonlarındaki ritmik örgü dikkat çekerken, parçanın ismi de bir hayli esprili.
7 – Quiet City (Jim Beard)
Omar Hakim’I bu sefer perküsyonlarda görüyoruz. Jim Beard ise synth’yi bırakıp, keyboard’a geçmiş.
8 – The Meaning Of The Blues ( Bobbie Troup / Leah Worth)
Finali oluşturan can alıcı ve akılda kalıcı melodisiyle öne çıkıyor. Özellikle Brecker’ın stüdyo müzisyenliği yıllarının katkısı hissediliyor. Jay Anderson’un bas gitarı, piyanist Joey Calderazzo ve davulcu Adam Nussbaum harika bir birliktelik sunuyor. Saksofondan sonra piyanonun solosu da tansiyonu yumuşak ama yükselten bir hava yaratıyor.


MICHAEL BRECKER - “Michael Brecker with Pat Metheney, Charlie Haden…” (1987)

MICHAEL BRECKER
“Michael Brecker  with Pat Metheney, Charlie Haden…”
(1987)

ABD’li caz rock (fusion) saksofoncusu Michael Brecker’ın 1987 yılı albümü. Prodüktörlüğünü Brecker ile birlikte Don Grolnick üstlenmiş. Albümde caz alanında önemli isimler bir araya gelmiş.
Michael Brecker - saksofon
Jack DeJohnette - davul
 Charlie Haden - bas
Kenny Kirkland – klavyeli çalgılar
Pat Metheny - gitar

Albümdeki parçalar
1.     "Sea Glass" (Brecker) :
Kenny Kirkland’ın klavye introsunun (ki 80’lerin imzası niteliğinde) üzerine Brecker  saksofonla giriş yaparken, zillerin dönüşümüyla harika bir etki yakalanıyor. Giriş üç aşamada bir merdiven gibi yükselirken, duygusal bir ortam yaratılıyor.
Ardından zillere davulun ataklarında yanısıra klavyenin de alt yapıda dağılışında Brecker’ın solosu uzunca bir şekilde geliyor.  Bunlar olurken davulun serbest atakları klavyenin melodisiyle buluşuyor.
“Sea Glass” ilk parça ve öyle bir kapı açıyor ki, bundan sonraki parçalara önü alınmaz bir merak sağlıyor.
2.     "Syzygy" (Brecker):
Davulun serbest ataklarında  saksofonun sololardan sololara aktığı bir giriş. Bu giriş 2 dakikayı aşıyor. Sonrasında klavye tuşeleriyle bir kapı açılıyor, saksofon soloya aynı etki ile devam ediyor. Alt yapıda yavaş yavaş Charlie Haden’in basını hissetmeye başlıyoruz.
Bu aşamadan sonra Brecker ortamdan çekiliyor ve devreye piyanonun solosu ile basın atakları ve davulun durmak bilmez atakları dinleyeni içine alıyor.
Bir aşama sonra Brecker tekrar katılıyor. Keyboard’la saksofonun hakimiyetindeki bu  bölümde iki enstrümanın ses bütünleşmesi birbirine karışıyor. Kulağımız hangisinin klavye hangisinin saksofon olduğunu bulmaya çalışırken, davulun atakları hızlanıyor. Sonra tekrar melodiye dönülürken Metheney’in gitarı arzı endam ediyor. Davulun ziller üzerindeki pervane çırpınışları, basın sistematik alt yapısında, helezonik klavye etkisiyle sürerken, gitarın solosuna melodi bütünlüğüyle saksofon giriyor. Melodi bütünlüğü sağlarken, gitar yerine çekiliyor ve saksofon kesik kesik sololarına başlamakta.
3.     "Choices" (Stern) :
Davulun ritminde keskin ve kesik kesik gerilim yaratıcı bas sesiyle saksofonun dik melodik sesi yükselerek devam ediyor.Bu yükseliş ikinci aşamada bir melodik yükseliş sağlıyor. Üçüncü aşamada ise saksofon solosu yükselişi bozmadan bas ve davulun ritmi klavyenin melodik tınılarıyla devam ediyor.
4.     "Nothing Personal" (Grolnick) :
Pat Metheney’nin gitar solosu etkileyici.
5.     "The Cost of Living" (Grolnick) :
Balad duyarlılığında bir parça. Özellikle Charlie Haden’in bas partisyonlarının tadına varıyoruz.
6.     "Original Rays" (Brecker, Grolnick, Stern) :
Parçada Kenny Kirkland’ın klavyesi Zawinul’vari bir etkide.
7.     "My One and Only Love" (Mellin, Wood) :
Girişte tek başına Michael Brecker’ın saksofon solosuyla başlıyor, diğen enstrümanların katılışında da melodi saksofonla akıp, gidiyor. 

Michael Brecker (1949 – 2007)

Michael Brecker
(1949 – 2007)

ABD’li caz saksofoncusu Michael Brecker, Philadelphia’da 1949 yılında dünyaya geldi. Babası piyano çalıyordu ve hatırı sayılır bir plak arşivi vardı. Böyle bir ortamda abisi Randy saksofon, ablası Emily de piyano çalıyordu. Michael da onların arasında klarinet ile müziğe başladı.Bir süre sonra alto saksofon da çalmaya başlayan Michael, lise yıllarına gelince John Coltrane’ı dinlemesiyle duyduğu hayranlık onu tenor saksofona yöneltecekti.
Liseden sonra Indiana Üniversitesi’ne giden Brecker, burada bir yıl okuyacak ve bırakacaktı. Böylece almış olduğu müzik yapma kararıyla New York’a gidecekti. Orada bir tür atölye ve stüdyo özellikli olan “loft” denilen evlerden birine yerleşecekti. Bu süreçte de Dave Holland, Chick Corea giibi müzisyenlerle tanışacaktı. Loftlarda da Dave Liebman ve Richard Bierach’la çalışmalar yapacaktı. Bu pişme döneminden sonra ilk grubu Dreams’ı 1970 yılında kuracaktı. 1973 yılına gelindiğinde ise onu kardeşi Randy ile biraraya gelip Brecker Brothers isimli grupla bulacaktık. Çeşitli kulüplerde çalsalar da 1977 yılında abisi Randy ile birlikte Seventh Avaneu South isimli kulübü açıp, müzik faaliyetlerini daha özgür sürdürmelerini sağlayacaklardı. Bureada dikkatleri çeken Michael Brecker, 1979 ‘da Steps Ahad grubuna girecekti
70’li yıllarda Michael Brecker’ı caz alanında kulüp ve barlarda müzik yaparken yanısıra Chet Baker, George Benson, Dave Brubeck, Don Cherry, Chick Corea, Charles Mingus gibi caz müzisyenlerinin albüm kayıtlarında da çalıyordu. Onun aranılan bir saksofoncu olması sadece caz albümlerinin kayıtlarıyla sınırlı değildi, Frank Sinatra, Bruce Springsteen, Steely Dan, Frank Zappa gibi birbirinden çok farklı tarzdaki müzisyenlerin plaklarında da buluyorduk.
Michael Brecker sadece caz değil, pop, rock gibi tarzlarında mutfağında başarılı bir stüdyo müzisyeni olarak yer alırken, kendi adına ilk albümünü ise 1987’de çıkartacaktı. Bu albümde davulcu Jack De Johnette, bascı Charlie Haden, gitarist Pat Matheny ve keybordçı Kenny Kirkland igibi usta isimler kendisine eşlik ediyordu. Belki “Michael Brecker” ilk solo albümdü ama “Down Beat” ve “Jazziz” gibi prestijli dergiler tarafından “Yılın Albümü” seçilecekti. (Albümle ilgili daha geniş bilgiyi blues perisan blog4da “Albüm Kritikleri” bölümünde bulabilirsiniz.)
1990’dan sonraki solo albümlerinde fusion (caz rock – pop caz) tavrından uzaklaşanm Michael Brecker, klasik caz tavrına yönelecekti. Bu biraz da kendisine ait bir tarz oluşturmasına sebep olacaktı.

1990 yılında Paüul Simon ile birlikte 1.5 yıl turneye çıkan saksofoncu 1992 yılında abisi Randy ile bir araya gelip  “Return Of The Brecker Brothers” albümü çıkartacaktı. 90’larda “Out Of The Loop”, “Two Blocks From The Edge”, “Time Is Of The Essence” gibi başarılı albümler yapan sanatçı 13 Ocak 2007 tarihinde, yakalandığı kanser hastalığı sonucu 57 yaşındayken hayata veda edecekti.

Michael Brecker'ı dinlerken


Caz müziğinin önemli tenor saksofoncularından Michael Brecker'ı 13 Ocak 2007'de yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle 57 yaşındayken yitirmiştik. 
Usta müzisyen tedavi gördüğü son döneminde de müzik yapmayı, üretmeyi sürdürmüştü. Kimbilir yaşasaydı çok güzel albümlere de imza atmaya devam edecekti. Onun ölümünden bu yana müziklerini dinlerken bir şeyler karalamıştım. Hepsi 2008 yılında çizilmişti, sadece sağ alt köşedeki çizim iki gün önce yapılmıştı.
Ha bu arada Michael Brecker için bir caz müzisyeni dedim ama o aynı zamanda bir rock müzisyeniydi de. Bruca Springsteen ve Frank Zappa gibi rock müzisyenleriyle de çalışmıştı.
Aptulika

2 Şubat 2015 Pazartesi

“CRR 2. Caz Şubatı” iptal edildi


İki hafta önce duyurduğumuz” CRR 2. Caz Şubatı” isimli festival iptal edildi. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun festival gibi programı, ihalesi onaylanmadığı için iptal oldu.  Caz Şubatı başlığı altında hazırlanan festival 1 Şubat’ta Azize Mustafa Zadeh Trio ile başlayacaktı. Ayın 18’ine kadar da Jan Garbarek ve Trilok Gurtu, Kelis,   bas virtüözü Esperenza Spalding,  Jethro Tull ile beyni  Ian Anderson, Diane Schur konserleriyle devam edecekti. gibi dev isimlerle devam edecekti.   
İptalin sebebi de  CRR konserlerinin gerçekleştirilmesi için diğer belediye işletmelerinde olduğu gibi ihaleye çıkılıyor olmasından kaynaklanıyordu.  

Kurumdan alınan bilgiye göre gerekli çalışmalar yapılıp, festivalin Mart ayında gerçekleşmesi düşünülüyormuş ama bu konuda da şu anda kesin bir bilgi yok.

1973 ve 1974’te Türkiye’de Yılın Şarkıcısı Demis Roussos konsere gelecekti.

  1973 yılında ülkemizde plakları sevilen Demis Roussos’un seslendirdiği “Forever And Ever”, Türkiye’de “Yılın Şarkısı” seçilecekti. 1974 yılında ise ülkemize gelip, konser vereceği haberleri de birbiri ardına gelecekti.  


Bizim “Kovboy filmi” dediğimiz ama asıl isminin “Spagetti Western” olduğunu çok yıllar sonra öğreneceğimiz filmler ne de çok ilgimizi çekerdi. Dedelerimizin “İstanbul’a gidiyorum, bir istediğiniz  varsa söyleyin” dediği Boğaziçinde Arnavutköy’deki iki tane olan yazlık açık hava sinemasında o filmleri ne çok izlerdik. Annelerimiziyaptığı böreklerin yanında termusa konulmuş çaylar  yazlık sinemaya taşınır, konu komşu gidilirdi. İlkokul öğrencisi olan bizler de sinemanın yıldızlarla örülü çatışı altında ailemizden sıyrılıp, en öndeki tahta sıralara yerleşip, filmi beklerdik. 

Egeli komşu gringo
 İşte oralarda ABD sanıp, İtalyan yapımı olan “Spaghetti Western” filmlerini izlemeye koyulur, ertesi günü mahallede su tabancalarımızla oynayacağımız “Dekmancılık” oyunumuz için yeni replikler çıkarmanın kıvancını yaşardık. O filmlerdeki Meksikalılardan biri evlerimize plak olarak girmeye başlayacaktı. Kafasında gringo şapkası ama ona eşlik eden daha Meksikalı kara sakallı ve boynunda kolyeleriyle bir adam çıkıverecekti, çocukluk hülyalarımızda. Dergilerde fotografları boy boy çıkıyor evlerde plakları duruyordu. 45’lik plaklardan daha büyük olan (sonradan onun LP ya da 33’lük olduğunu öğrenecektik) plaklar da vardı ama onlar biraz daha pahalı olduğu için hali vakti çok iyi olan evlerde olurdu. Onlar da kimi zaman Warner Muller Orkestrası veya kemanıyla Darvaş ama çoğunlukla da bizim yazlık sinemalarda gördüğümüz elinde bir but ve pis pis gülen Meksikalı kötü adam karekterine benzettiğimiz adamın LP plağını görürdük. Onun ismi Demis Roussos’tu ve sözkonusu LP ya da Türkçe mealiyle uzun çaların ismi de “Forever And Ever”dı.

"Demis Roussos Türkiye'ye Geliyor!" haberi manşetlerde

Albüme adını veren “Forever And Ever” isimli parça da ülkemizde çok tutulmuştu. Sadece o mu? “Goodbye My Love Goodbye” da dillerden düşmeyen şarkılarıydı. 1973 ve 74 yıllarında müzik listelerimizde hep o vardı. Sevgimiz o kadar gem vurulamazdı ki, 1974 yılının Kelebek gazetesinde ( O dönem bir gazetenin ekimiydi ayrı mı çıkardı şimdi hatırlayamıyorum) “Demis Roussos Türkiye’ye Geliyor” haberi mahşete oturacaktı. O yıllar bugünkü gibi “biletix’e bak hangi konser var” gibisinden bir yoğunluk yoktu. 1973’te Hollanda’da Tee – Set diye bir grup gelmiş, konser vermişti de on yıl konuşulmuştu. İşte o dönemde gönlümüzü çelen ilk dünya starı Demis Roussos’tu. Hatta Milliyet gazetesi’nin dış haberler servisinden, Hollanda temsilcisi Kamuran Sümercan, dış politika haberlerini biraz es geçip, Amsterdam’daki Demis Roussos konserini izleyip, Hey dergisine haber, fotograf olarak gönderiyordu. Biz de çarşamba sabahı bakkala koşup o dergiyi alıp, su gibi içiyorduk. İşte o dönemde çıkan Hey dergilerinden birinin kapağında da  Demis Roussos elinde Hey dergisi ile poz vermişti. Derginin sayfalarını açtığımızda da gene Kamuran Sümercan, Roussos ile roportaj yapmış ve Türkiye’ye konser vermek için geleceğini açıklıyordu. Sonrasında pehlivan tefrikasına dönen bu haberler birbiri ardına geldi. Kimi zaman Demis Roussos, ülkesi Yunanistan’daki konserlerini bile geri çevirdiğini söyleyerek, “Kendi ülkemde 6000 dolar alırım ama, Türkiye’ye bedava gelirim.” diyecek ve bu da derginin manşetine oturacaktı. Ondan sonra başladı mı sana ha bugün ha yarın muhabbeti. Sonra bir gün “1974’ün Haziran’ında geleceği haberi çıktı. O Habere eşlik eden yazı da Demis Roussos’un istekleri yazılıyordu. Kısacası bir konser yazışmasını canlı yayınla izliyorduk.

Anıların dehlizinde
Nihayetinde bu hayal bitti ve Demis Roussos gelmiyor diye habere bu sefer de nedenleri eşlik etti. Bir hafta Roussos’un turne programı uymuyor, diğer hafta sanatçının meneceri parayı beğenmedi derken diğer hafta da sanatçının gitaristi Yunan hükümetinden vize alamadı gerekçeleri sunulacaktı.

İşte bu hafta 68 yaşında hayata veda eden Demis Roussos ile bundan 40 küsur yıl öncesine ait ülkemizden anılar böyle.
APTULİKA


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...