Müzik yazarı dostum Murat
Beşer’in plak merakının başladığı ilk gençlik yıllarında yaşadığı bir anısını size
anlatayım. Fatih’te oturdukları aynı mahalleden bir abi ona plak merakını
aşılıyor. Çok sıkı Rock albümleri topluyorlar ve tabi gün boyu geçen muhabbet
plaklar ve Rock üzerine oluyor, ister istemez. Rockçılar ve tabii Pop, diskodan
pek haz etmiyorlar. Ve bir gün bir karar alıyorlar
”İçinde gitar olmayan plakları dinlemeyelim.”
Bu kararı vermenin huzuruyla plak dinleyip, demli
çaylarından bir yudum alıyorlar ki ikisi de aynı anda,
“Peki ama…
ya Tangerine Dream?”
Rock müzikte elektro gitar, en belirleyici enstrüman ama
eski dönem Rock dinleyicisinin vazgeçemeyeceği Tangerine Dream ise 70’lerin
klavye ağırlıklı elektronik grubu. O dönemin dinleyicisi için Deep Purple, Led
Zeppelin ne derece önemliyse Almanların bu grubu da aynı değerdeydi.
1967 yılında kurulan Tangerine Dream’ı yeni çıkan bir
albümünde Queen’in gitaristi Brain May ile birlikte görünce, ister istemez geçmişin
bu anısı aklıma geldi.
Almanların Elektronik Müzik Dahileri
Amerikalı ve İngiliz gruplarının ağırlığındaki Rock müziğine
60 ve 70’li yıllarda duhül eden Alman gruplarına “Kraut Rock” diye bir ismi
layık görmüşlerdi. Bu isim altında cıkan grupların hepsi biribirinden farklı,
rengi ve sözü olan tavırdaydı ki bugün bile dinlenildiğinde insanı şaşırtacak
deneysellikte, yenilikçi işler çıkarmışlardı. İşte onlardan biri de Tangerine
Dream’di. Eskilerin klavye hakimiyetindeki bu grubu yıllar sonra çıkacak “New
Age” tarzlarının da ilk tınılarını sunacaktı. Yılların grubu Tangerine Dream
bugünlerde de bir konser albümüyle karşımıza çıktı.
Sovyet Kozmonot Juri Gagarin’in Anısına
Albüm yeni ama konser 2011 tarihinde Starmus Festivali’nde
verilmiş. 2 yıl önceki bu konserin kayıtları da 2 CD halinde bugünlerde
piyasaya çıktı. “Starmus” ismini taşıyan
konser albümünün ilk sürprizi de Queen’in gitaristi Brain May’in konuk olarak
yer alması. Konserin bir başka önemi de Sovyet kozmonot Juri Gagarin’in uzaya
çıkışının 50. yıldönümünde yapılmış olması. Bu yüzden konseri de hem Gagarin’e
hem de daha sonra aya ayak basacak olan ABD’li astronotlar Neil Armstrong ile
Buzz Aldrin’e ithafen vermişler. Grubun kurucusu ve keyboardcusu Edgar Froese konserin
açılış konuşmasında da bu açıklamayı bizzat yapıyor. Konserin finalinde ise
bizi bir başka sürpriz bekliyor. “Sovyet besteci Pakmutava’nın “Tenderness”
eserini grubun elektronik davulcusu Iris Camaa’nın Rusça seslendirmesinden
sonra geçmişin uzay yolculuklarından hayatta kalan tek Sovyet kozmonot Alexey
Leonov’un sahneye davet ediliyor.
Leonov’un konuşmasıyla konserin noktalanması Tengerine Dream’ın bu
konuya ne kadar önem verdiğini bir kez daha gösteriyor.
Tangerine Dream Kaptanı Eric Froese
Tangerine Dream’da kurucu eleman Eric Froes ve davulcu Camaa
haricinde Linda Spa saksofon ve flütün yanısıra ikinci bir keyboard desteğiyle
konserdeki yerini alırken, Hoshiko Yamane’de hem akustik hem de elektro
kemanıyla kadroyu oluşturuyor. Brain May konserde konuk gitarist olurken, Tangerine
Dream’in gitaristi Bernard Belbi de kendini gösteriyor.
“We Will Rock You”nun Hard’ n Electronic Hali
Tangerine Dream klasiklerinin yeraldığı konserde Brain
May’in, Edgar Froese ile yaptığı “Supernova”, May’in solo albümünün vazgeçilmesi
“Last Horizon” ve tabii Queen klasiği “We Will Rock You” 13 dakikalık bir
yorumla ve de Tangerine Dream düzenlemesiyle sunuluyor. Konserde ayrıca Linda
Spa’nın saksofon katkısıyla büyüleyici bir atmosfere dönüşen “Loved By The Sun”
ve İrlanda halk şarkısı “Sally’s Garden” da sürpriz yorumlar olarak renk
katıyor.
70’lerin siyah beyaz ekranlarında merakla takip edilen uzay
maceraları, aya yolculukları ve o günlerin unutulmaz grubu Tangerine Dream ile
tekrar bir buluşma. Ogün uzayın müziğini yapan Alman grubundan 50 yıllık bir
vefa. Bize de kalan bu konserde o günleri yaşayanlar için çocukluğa bir geri
dönüş. Yaşamamış olanlar için ise Jules Verne’in “Aya Seyahat” kitabını okumak
gibi birşey.
Aptülika
bluesperisan@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder