"...Bu evrendeki güzel bir gün daha / Sana sarılamıyorum, sana dokunamıyorum..." diyen şarkısında Lenny Kravitz korona günlerinden bir aşk şarkısı çıkartmış.
Mayıs ayında çıkan yeni albümü "Blue Electric Light"ın açılışında yer alan "It's Just Another Fine Day (In This Universe of Love)" isimli bu parça dinlemeye doyamadığım bir başyapıt oldu benim için.
Bundan 20 yıl önce bir arkadaşıma "Purple Rain albümü çıktığı zamanlarda Prince'i dinlemediğim için pişmanım." demiştim. Sıkı rockçı olduğumuz için soul ve funk kökenli işlere hep uzak durmanın bedeliydi bu. Oysa Stevie Wonder'ın "Superstition" undaki gitar nice rock standartına eşdeğerdir. İşte Lenny Kravitz de bu önyargı kurbanlarımdan biridir ama ona rast geldiğimde dinlemişimdir ve her daim hayranlık duymuşumdur. Öyle sıkı takibim olmamıştır ama bulduğum zamanlarda bana hep keyif vermiştir.
"Blue Electric Light" çıktığı günden itibaren elimden düşmeyen, belki de en uzun zaman diliminde dinlediğim Kravitz albümü olmuştur. Albümde gitar tadına varmamın yanında 1970'lerin, 80'lerin nostaljik soul, disko ve funk tadını almam da ayrıca önemliydi. Her dinleyişimde ilk dikkatimi çeken Lenny Kravitz'in samimiyetiydi. Öncelikle kimseye yaranmak istememiş, kendi keyif aldığı gibi takılmış ve çıkan sonuç böylece bize de keyif veriyor.
60 yaşına bir kala Lenny Kravitz, gene deri pantolon ve açık gömleklerle zamanı durduruyor. Albümü dinlerken de bu zaman donmasını hissediyoruz. Ne geçmişi tekrar yaşatmak nostaljisi ne de bugüne ait olmak gibi bir derdi yok... belki de en doğru tanım: "Lenny Kravitz zamanı"... ne öncesi var ne de sonrası... her şey şu anda belirleniyor. Albümün soundu da böyle. Evet funk ağırlıklı ama "Paralyzed" de 80'lerin heavy metalinden de izleri takip edebiliyor. Ardında bir bakıyorsunuz"Human", "Let It Ride" ve "Stuck in the Middle" parçalarında Prince'a saygı sunumuna şahit oluyorsunuz. "Bundle of Joy"da ise synth pop ile disko tınıları arasında geziniveriyorsunuz.
Lenny Kravitz'in son albümü "Blue Electric Light" için söylenebilecek çok şey olabilir ya da hiç bir şey söylenmeye değmez ama bir gerçek var ki: zamanı dondurarak bizi "Alice Harikalar Diyarında" vari bir atmosfere sokuyor. Üstelik bonus'u da gitarın verdiği keyif.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder