Steve Hackett'ın yeni çıkan albümü "The Circus And The Nightwhale"ı çok sevdim ve bölümler halinde yazılar yazdım. Açıkcası kafanızı bayağı ağrıttım. Bir çoğunuz, "Nerden çıktı şimdi bu!" demişsinizdir. Haksız da sayılmazlar hani, zira 5 yazı yazdım ama albümün kritiğine ancak beşinci yazıda girebildim.
Açıkcası Steve Hackett'in bu albümünü çok değerli buldum. Bir albümü bölmeden baştan sona dinlemeyi neredeyse 25 - 30 yıldır unutmuştum; oysa eskilerin progresif rock albümlerini böyle baştan sona dinlerdik ve bu güzelliği Steve Hackett bu albümünde bana tekrar yaşattı. O nedenle ben de uzun uzun yazmak istedim. Peki kim okudu derseniz, 15 hadi bilemedin en kabadayısı 40 tıklama yapmıştır... Yani buna uygun bir deyim vardı ama şu an bütün uğraşmama rağmen bulamadım. Eğer aranızda hatırlayan varsa bana yorumdan yazabilir... Ama ben şimdilik idareten "Dağ fare doğurdu." diyeyim.
Steve Hackett'in son albümüyle ilgili bu altıncı yazım olacak. En son yazıyı da bu albümün mimarı Steve Hackett yazacak. www.songfacts.com sitesinde "The Circus And The Nightwhale" albümündeki parçaları ve öyküsünü bizzat Steve Hackett anlatmış. Şimdi sizlere o yazıyı aktaracağım. Yazının orijinalini alttaki linkten okuyabilirsiniz:
https://www.songfacts.com/blog/writing/steve-hackett-circus-and-the-nightwhale-track-by-track
Evet şimdi Steve Hackett'in anlatımıyla "The Circus And The Nightwhale" albümü...
Hackett, "The Circus And The Nightwhale"ı parça parça inceleyerek albümdeki 13 parçanın tamamının arkasındaki ilhamı açıklıyor ve bize albümün ana karakterinin arka planını anlatıyor.
STEVE HACKETT,
"The Circus And The Nightwhale"
Albümünü Anlatıyor
PEOPLE OF THE SMOKE
Yıkımla dolu bir gerçeklikte başlıyor. Çok karanlık. Londra'da o günlerde güneşi nadiren görürdünüz, hava o kadar kirliydi ki. Artık inanmak neredeyse imkansız görünüyor.
Aşağı koridorda düşmüş
Sis sokakta, duvarlar çalıyor
Buhar alevi, çığlık treni, tütün yolu
Saat bir kez daha çaldığında
Dumandan insanlar gelir gider
Bulut fabrikası, gri bir parfüm
Kızıl yılanlar ayın altında kayıyor
Gecenin sirenleri , oyna bombalar altında
Saat bir daha çaldığında
Dumandan insanlar gelir ve gider
Güneş parladığında ışık parıltısı
Lunapark uçtuğumuz harikalar diyarı
Kirli bir bakış, sana söyleneni yap
Efendilerine boyun eğ, eski İmparatorluğun
şafak vakti asılıyken bir bebek doğuyor
Saatin zili bir vuruş daha çaldığında
Dumandan insanlar gelir gider
THESE PASSING CLOUDS
Sonra "These Passing Clouds" adlı enstrümantale geçiyoruz. Bu bir bakıma kirliliğe işaret ediyor ama aynı zamanda zamanın geçip gitmesinin geçici doğasına da işaret ediyor.
TAKING YOU DOWN
"Taking You Down" parçası ben 9 yaşındayken çocukluk arkadaşımla tanışıp, haytalık dünyasına adım atmamın öyküsü anlatılıyor.
Bu bir rock şarkısı; bunu Nad Sylvan söylüyor. Diğer vokalist Amanda Lehmann ile yaptığım diğer işler. Bu aslında genç yaşamla ilgili ve bir dakika birisinin en iyi arkadaşın olduğu ve bir sonraki dakika senin işini bitirmek istediği zamanlardan geçiyorsun. Okuldaki genç yaşamın bu tür bir yönü.
FOUND AND LOST
Klasik gitarla bir geçiş ve "Found And Lost" gerçekten de ilk aşkla ilgili çok kısa bir parça; o an harika görünüyor, sonra devam ediyor.
ENTER THE RING
Bir sonraki parça, Genesis'e daha çok benzeyen "Enter The Ring". Şarkı sözleriyle Genesis grubu öncesi dönemimden ve Genesis'le geçirdiğim zamandan, bunun ne kadar heyecan verici olduğundan bahsediyor. Daha sonra, daha kısıtlayıcı hale geldikçe, müzik bir dönüşe geçiyor ve bir tür "panayır boyunca yanan orman yangını" hissine yöneliyor; mekanik orgların ve "Victoriana"nın sesi.
Pek çok şey kısa sürede oluyor; olaylar kısa hikayeler halinde oluyor. Daha proggy bir parça. Burada kardeşim var, o da bize flütüyle katılıyor.
GET ME OUT
"Get Me Out!" bir çeşit yavaş vals, bir "ölüm dansı". Ama bu neredeyse rock müziğin kara filmle buluşması ve " Perry Mason Teması" dahil her şeyin etkisi . Bu her zaman hoşuma gitmişti; çocukken bunu ilk duyduğumda hep çok korkmuştum.
"Get Me Out - Beni Çıkarın!", atlıkarıncadan inmenin bir zamanı var, döner kavşaktan inmenin bir zamanı var ve Genesis'teki zamanım sona yaklaşıyordu, bu yüzden gerçekten bunu anlatıyor. Grupla turneye çıktığımda hayatımda olup bitenleri tartışmak için "sirk" terimini kullanıyorum. Yolda bir sirk var, buna hiç şüphe yok.
Travla
Şimdi burada bir antiparantes koyalım ve albümdeki ana karaktere yani Travla'ya bir bakalım:
Albümün ana karakteri Travla adında genç bir adam. Hackett'ı temel alıyor ancak bazı değişiklikler içeriyor. Steve şöyle açıklıyor: "Joseph Campbell'ın The Hero With A Thousand Faces ve The Hero's Journey adlı eserlerinden alıntılar yaparsak, her şey birinci şahısla başladığı için herkesin yaşamı kahramanca bir arayıştır. Herkesin yüzleşmesi gereken zorluklar vardır. Bu yüzden hem kişisel hem de evrensel olmasını istedim. Benim hikayem diyebilirim ama bir bakıma herkesin hikayesi. Çünkü herkesin bu zorluklarda bir benzerliği vardır."
GHOST MOON AND LIVING LOVE
Bu benimle karım JO hakkında bir aşk şarkısı. İkimizin bir çift olarak varolması hem kişisel hem de profesyonel yaşamımda olan pek çok zorluklara rağmen gerçekleşti.
CIRCO INFERNO
Temel olarak enstrümantal, ama bir bakıma sirk fikrine ve sirkin hızlı ve öfkeli bir şekilde dönüp durmasına geri dönüyoruz. Tüm sololar aşırı hızlı olduğundan müzik salvoları ateşleniyor.
Yine oldukça kısa bir şarkı, çünkü hoş karşılanmaması için her şeyi oldukça kısa tutmaya çalıştım. Albümün 45 dakika olmasının sebebi de bu. Normalde bundan çok daha uzun bir şey yapardım ama kısa, öz ve konuya odaklı olma niyetindeydim.
BREAKOUT
"Breakout", dana önce yer alan "Get Me Out - Beni Çıkarın!" fikrinin devamı niteliğindedir. Bu bir kaçış ama kendi kimliğini kaxanmakla ilgilidir. Bu özgür olmakla ilgili. Tüm bu nedenlerle özgürlüğe ve yaratıcılığa sahip olmak için.
ALL AT SEA
"All At Sea", "Nightwhale"den önce gelir, yani balina tarafından yutulmayı anlatan bir tür müzikal fırtınadır.
INTO THE NIGHTWHALE
Albüm kapağında bir sirkin bir balina tarafından yutulması gösteriliyor ve bu da elbette Yunus'un öyküsünü (Yunus ile Balina'nın İncil'deki öyküsü) ve Pinokyo'nun öyküsünü de yansıtıyor.
Bu, en karanlık ve en zorlu anlarda hayatta kalmaya çalışma fikridir. "Into The Nightwhale" gerçekten bunu anlatıyor. Bu gerçekten bu korkunç şeyin üstesinden gelme ve sembolik olarak hayatta kalabilme ve bunu başardığı için daha güçlü olma fikri. Böylece tüm bu şeyler - kahramanca arayış, en karanlık korkularınızla yüzleştiğiniz ve en zor kararlarda ve zorluklarda her şeyi yaptığınız o aşkın anı.
WHEREVER YOU ARE
Bu gerçekten bir rock şarkısı ile bir aşk şarkısının karışımıdır. Yine, bu daha çok eşim ve benimle ilgili ve biraz da felsefi: yaşama nedenleri, kim olduğun ve kiminle birlikte olduğun. Onların hepsi.
Ne için yaşıyoruz, neden çabalıyoruz?
Arzu sınır tanımaz, aşkın çığlığı için yaşar m?
Bir şarkı Dünyanın uçlarına gidebilir mi
Bir anın aynası, bir evrenin hayaleti
Ayın ve yıldızların gözlerinde parladığı yerde
Kalplerimiz hâlâ zamanın ötesinde atacak mı?
Kahkahaların yankıları, elinizin dokunuşu
Kumdaki taneleri yıkayan dalgalar
Ötesi, öteleri...
Ayın ve yıldızların gözlerinde parladığı yer
Zamanın sınırlarının ötesinde hâlâ atacak mı kalplerimiz?
Dünyanın ve ateşten duvarların ötesinde,
nerede olursan ol, seni buluyorum
Ayın ve yıldızların gözlerinde parladığı yerde
Kalplerimiz hâlâ zamanın ötesinde atacak mı?
WHITE DOVE
Sonundaki "White Dove" sadece saf akustik gitardır - naylon gitar. Onu bir "Beyaz Güvercin" gibi saf bir ruh olarak düşünmeyi seviyorum. Bu bireyselleşme ve bir şeyi diğer müzisyenlere veya şarkıcılara devretmeyeceğiniz noktaya kadar ayrıştırma fikri. Bu benim işim . Sonuçta manevi olarak düşündüğüm bir şey bu.
https://www.songfacts.com/blog/writing/steve-hackett-circus-and-the-nightwhale-track-by-track
"Akintiya karsi kurek cekmek" olabilir mi?
YanıtlaSil