Blues üzerine en heybetli hatta neredeyse akademik diyeceğimiz düzeyde bir plak şirketi olan Alligator Records'tan çıkan albümleri her daim merakla beklerim. Çok az albüm yayınlayan bu firma (mesela geçen yıl 3 albüm çıkardı), albüm yayınladığında da alanının en iyi örneğini verir. Bu güne kadar bu firmadan çıkan vasat ya da sevmediğim albüm olmamıştır. Böyle olunca da yaz başında çıkacağı duyurulan Coco Montoya albümünü de merakla bekler olmuştum.
Coco Montoya'nın yeni. albümü "Writing on The Wall" açıkcası beklememe değdi. Albümden biraz sonra bahsederiz ama ilk önce şöyle bir Montoya'dan söz edelim. 1951 Santa Monika doğumlu Kaliforniyalı gitarist, işçi sınıfı kökenli bir aile içinde yetişmiş. Müziğe ilk olarak davulla başlıyor ve ilk profesyonel kariyerine adım attığında da bu sürüyor. Büyük blues efsanesi gitarist Albert Collins'in grubuna da baterist olarak giriyor. İşte orada Collins onu gitara yönlendiriyor. Büyük usta artık onda nasıl bir cevher keşfettiyse bugünün usta gitaristi Coco Montoya'nın bizim kulaklarımızı keyiflendirmesine böylece vesile olmuş, diyebiliriz. Solak bir gitarist olan Montoya, ustası Albert Collins'ten de ik olarak şu altın öğüdü almış:
" Abartma...sadece ne hissediyorsan gitarını öyle çal...bu alanda gerçekçi ol ve keyfini çıkar."
Coco Montoya blues içinde kendini sınırlamayabiliyor, bir anlamda Robert Cray gibi başka yollara da girebiliyor. Ama bu popülerleşme arayışından kaynaklanmadığı , içinden geldiği yani hissettiği gibi olduğu için Cray gibi bizi kendinden uzaklaştırmayabiliyor.
Coco Montoya'nın kariyerinin başında Albert Collins yeralırken bir sonraki durağında ise bir İngiliz blues ustası (hatta onun da ötesinde İngiliz Blues'unun Büyükbabası) John Mayall yer alacaktı.
İlk solo albümünü 1995'te "Gotta Mind To Travel" adıyla yapan Coco Montoya zaman içinde beni etkisi altına alan albümler yapmıştı ama 2017 yılında çıkan "Hard Truth" benim için en ayrıcalıklı olanıdır. Bütünüyle sevdiğim bu albümü baştan sona sevmişim ve defalarca dinlemişimdir. Aradan 6 yıl geçmesine rağmen sanki bana geçen yıl çıkmış gibi geliyordu. Bu yüzden yeni albümde beyaz saçlı Montoya'yı görünce, "adam bir yılda saçları baştan aşağı nasıl beyazlattı" bile diyecektim.
Coco Montoya'nın "Writing On The Wall" adını taşıyan yeni albümü 1 Eylül 2023'te piyasaya çıktı. Diskografisinde 10 albüm bulunan Montoya'nın bu çalışması Alligator Records bünyesinden çıkan altıncı albüm oluyor.
Blues'un solak gitaristinin bu albümünde bir nevi yol arkadaşları olan Jeff Paris (klavye), Nathan Brown ( Bas), Rena Beavers (Davul) eşlik etmiş. Albümün kayıtları da Jeff Paris'in ev stüdyosunda yapılmış. Paris sadece stüdyosunu vermek ve çalmakla kalmamış bu muhteşem albümün yapımcılığını da Tony Braunagel ile birlikte üstlenmiş.
Coco Montoya yeni albümü "Writing On The Wall"da üçü cover olmak üzere 13 parçaya yer vermiş. Dave Steen'in Montoya için yazdığı "I Was Wrong" muhteşem bir başlangıç oluyor. Blues'un bütün güzelliklerini barındıran ve Montoya'nın sesiyle devleşen bu giriş parçasından sonra gelen "Save It For The Next Fool" ile Jeff Paris'in klavye tuşeleriyle şenleniyoruz. Ardından gelen Bobby Bland cover'ı "You Got Me (Where You Want Me)" usta bluescu Lonnie Brooks'un oğlu Ronnie Walker Brooks gitarıyla konuk oluyor. İki gitaristin birbiri ardına soloları büyük bir dinleme keyfi yakalamamıza sebep oluyor.
Beşinci parçaya geldiğimde ise birden atılıp, "Vay be! Coco'ya bak, 1970'lerin havasını ne güzel yakalamış" dedim. Ama bir süre sonra bu parçayı çok iyi hatırladığımı anlayacaktım. Zira bu Free grubunun bas gitaristi Andy Fraser'in bestelediği ve Frankie Miller'in 1977 tarihli albümü " Full House"da yer alan "Be Good To Yourself"in cover'ıydı ve Montoya harika bir yorum çıkartmıştı.
Lee Roy Parnell'ın slide gitarıyla konuk olduğu "A Chip And A Chair" albümde öne çıkan çalışmalardan biri olsa da Dave Steen'in bestesi "The Three King And Me" Montoya'nın duygu dünyasını özetleyen bir parça olmuş. Parçada bahsi geçen "Üç Kral" sırasıyla Albert King, Freddie King ve BB King. Blues'un bu üç ustası ile Montoya'nın onlara duyduğu saygı Steen'in söz ve bestesiyle sunulmuş.
Sağlam bir blues albümü arıyorum diyorsanız bu albümü kaçırmayın derim. Uyarmadı denilmesin diye bir kez daha belirteyim... kaçırırsanız pişman olmak da var.
Aptulika
AğzınıZa SağLık efendim.🙏
YanıtlaSil