Sayfalar

6 Şubat 2019 Çarşamba

Dadal Skull ya da Dr. Skull hakkında 3 yazı - 3



Üçüncü yazı: Nasıl bitti? 



Soru yanlış. 
Bitmedi. 
Bitmiş olsaydı 24 Ocak gecesini yaşamazdık. 
Razor’un ( kendilerine de binlerce teşekkür ederim, yakın zamanda tanışmayı ümit ediyorum bu yeni nesil canavarlarla) bir büyük katkısı da bir şekilde sağlama yapmamıza fırsat vermeleri idi. 
Enteresan bir durumdur, bazen cover dinleyerek sevdiğiniz grubu ya da müzisyeni yeniden farklı bir yerden yakalarsınız. Tarihte yapılmış en iyi tribute albümü olduğu konusunda ısrar ettiğim “Where the Pyramid meets the eye” olsun, “Tower of Song” olsun “Step Right Up” olsun şarkıların iyi yorumlandıkça güzelleştiğini, çeşitlendiğini ve renklendiğini söylerler bize. Onları dinleriz ve kaynağa yeniden dönme ihtiyacı hissederiz. İşte böyle bir kafayla Razor’ın Dr.Skull coverlarını dinlerken  ortadan ikiye bölündüm ve kendi kendime içimden konuşmaya başladım ( bazı riskler nedeniyle açıktan yapamıyorum bu tür konuşmaları ) 

dadal 1 - “olm bu şarkılar acayip iyiymiş ya la, süpermiş”

dadal 2 -  “ lan salak, kaç senedir dinliyorsun ya manyak gibi, yeni mi anladın” 

dadal 1 -  “ olm ben onları bildik güzel şarkılar diye normal bir şekilde dinliyordum” 

dadal 2 -  “ lan abuk subuk konuşma, anormal olacak halleri yoktu ya”

dadal 1 - “ya öyle değil be, hiç başkasından dinlememiştim işte, çok sevdim”

dadal 2 -  “ ee dinledin bak, hem adamlar süper de çaldı”

dadal 1 -  “işte olm, yeniden farkettim, farkına vardım”

dadal 2 -  “ yeni mi farkına vardın, salaksın” 

dadal 1 -  “ sus be, pis”



Sevgili okurlar, yavaş yavaş yazının sonunda geliyoruz. O gece, 24 Ocak gecesi çalıp söyleme ve bağırıp çağırma faslı bitip de imza kuyruğu oluştuğunda fonda da Dr.Skull parçaları çalıyordu doğal olarak. İlk iki albümden sonra hep üvey evlat muamelesi yaptığım Hershey Yolunda’dan parçaları dinlerken birden bu parçaların en fena ve ağır şekilde aslında 1990’ları değil de bugünü anlattığını hissettim. O dönem dinlediğimde bana fazla distopik gelen şarkı sözleri şimdi dinlendiğinde günlük hayattan alınmış kesitler gibiydi sanki. Aklımda “taa o zamandan bugünleri hissedip mi yazdılar” gibi ürkütücü düşünceler raks etmeye başladı birden. Sonra dedim ki kendime “dur bakalım, o belki de ayrı bir yazının konusudur.”


Sevgiyle kalın.                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder