Sayfalar

9 Ocak 2015 Cuma

Blues Perişan Kütüphanesi'ne katkı - 14

Bu hafta Geronimo ve ben bir hayli katkı yaptık kütüphaneye. Benim bu haftaki yazım ise bugün pek görülmeyen şiir kitaplarıyla alakalı. Şairlerden bahsettiğim yazının kitabı da Can Yücel'in "Şiir Alayı" kitabı.



Can Yücel’in “Şiir Alayı” kitabı ve “Eski bir anı”
Bir ara lise yıllarımda aldığım kitaplara baktım, oldukça fazla şiir kitabı gördüm. 20 yıl içinde okuduğum kitaplara baktığımda ise bir tane şiir kitabı almamışım. Oysa lise yıllarımda ne kadar çok şiir kitabı alırdım. Kimler yoktu ki arasında Orhan Veli, Nazım Hikmet, Cahit Külebi, Tevfik Fikret, Ahmet Arif, hatta Ahmet Hasim. Bu arada Ahmet Haşim’i bana sevdiren Sıvas’ta Madımak Otel’de katledilen 36 aydından biri olan Asım Bezirci’ydi. Bezirci, bir edebiyat eleştirmeni, araştırmacısıydı ve onun Ahmet Hasim ile ilgili araştırma kitabından sonra ilgim artmıştı. Ahmet Haşim deyip geçmeyin adam mısralarla resim yapar gibi oynayan, sembolist bir şairimizdir.
1976 ile 1979 arası sadece bu şairlerle sınırlı değildi merakım, yabancılardan da Aragon, Pablo Neruda, Bertolt Brecht, Maykovski ve daha niceleri gelirdi. Ha o dönemin şairlerinin yeni çıkan kitaplarını da alırdım, Ataol Behramoğlu, Afşar Timuçin, Özdemir Asaf, Melih Cevdet Anday bunlardan bazıları. Şimdilerde kimsenin ismini bilmediği Enver Gökçe, Hasan İzzetin Dinamo ve Hasan Hüseyin. O gür ve adeta kafadan dalgalanarak fışkıran beyaz saçlarıyla Hasan Hüseyin’in kitaplarını nerdeyse tam tekmil almışım. Hasan Hüseyin şimdi pek bilinmez ama şiirleri hala hayatımızdadır. “Acıyı Bal Eğledik” bugün bile hatırlanacak şiirlerindendir. Bir de “Acı Çekmek Özgürlükse” nakaratıyla Ahmet Kaya’nın ve Haluk Levent’in okuduğu şarkı onun şiirinden yapılmıştı.
80’lerde de bu şiir merakı sürdü ama en son takip ettiğim şair Yaşar Miraç olacaktı. Ben üniversite yıllarıma yaklaşmıştım ve o dönemin genç şairi Yaşar Miraç’ın “Trabzon’dan Çıktım Yola” kitabını almıştım.
O zamanlar şiirleri ezberlerdik de. Bu ezberlemenin bir faydası da oluyordu. Şimdi yolda giderken cep telefonunuzdan müzik dinliyorsunuz ya ben de onu yapardım. Daha 80’lerin ortasında çıkacak olan walkmen buluşu yok, müziği evinizde plaktan dinlersiniz, kaset bile yeni yeni peydahlanacaktı. Ben vapurla Kadıköy’e geçerken ya da otobüste zaman geçsin diye içimde o ezberlediğim şiiri okurdum. Böylesi yokluk devirleri işte.
80’li yıllarda da şiir kitabı almam azalsa da ilgi devam ediyordu. Tarih ya 1986 ya da 87’iydi, bir dergide Can Yücel’in imza günü yapacağını öğrenmiştim. Pek öyle imza günü falan takip etmezdim. Bir ara üniversiteden bir kaç arkadaş “hadi gel” diye israr edince Uğur Mumcu’nun imza gününe gitmiştim. Neredeyse bütün kitaplarını okumuş olmama rağmen, çok kuyruk var ve Uğur Mumcu da herkesle uzun uzun konuşuyor bizde bekliyoruz diye kızıp, imza almadan çıkmıştım.  İşte ikinci gittiğim imza günü de Can Yücel’in olacaktı. Ama bu sefer imza almadan çıkmak yoktu.
Can Yücel yeni çıkan kitabını imzalıyordu. Ben ise evden çıkarken 1980 yılı baskısı yani altı, yedi yıl önce çıkan “Şiir Alayı” kitabını alıp, imza gününe gidecektim. Sıra bana yaklaştığında önümde 5 kişi varken durumu kavradım. Herkesin elinde yepyeni kitap, ben de ise eskiliği her halinden belli nu nebiden kalma bir kitap. Bir anda utandım, yerimden çıkıp yeni kitaptan alsam mümkün değil, önümde de bir kişi falan kalmış. Yüzüm kızarmış, kitap zaten sararmış sıra bana geldi. O anda “pardon ben otobüs kuyruğu sanmıştım.” diyecek halim de yok, kitabı çaresiz masaya doğru uzattım. O anı hiç unutamam efraftan garipleşen bakışlar ve bir sessizlik. Ben tam Can Yücel kitabı suratıma fırlatıp, okkalı bir küfür patlatacak derken o kitabı alıp, “Vay eski dost, eski anılar” demez mi! O anda herkes bana imrenerek bakacaktı. Bir çok kişi benim gibi tıfıl birinin Can Yücel’in nasıl eski dostu olacağını düşünüyordu. Kitabı açtığımda “Eski bir anıya selam. C. Yücel” yazıyordu.
Şimdi o kitaba bakıyorum, sayfaları neredeyse dağılıyor ama yıllar yılı korurum. O sayfayı her açtığımda da o an tekrar canlanır gözümün önünde.

Aptulika


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder