Sayfalar

3 Şubat 2024 Cumartesi

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 219

 


Ediz Hun
 "Film Gibi Geçti"
Söyleşi: Rıza Oylum
 İnkılâp Kitabevi
  (1. Basım 2022)

Yeşilçam Sineması denildi mi? Bir çok isim sayabilirim ama beğeni anlayışıma göre en son sırada bile gelmeyecek tek isim Ediz Hun'du.
Yazıya "Di"li geçmiş zamanla başladım ve devam edelim...
 1980'li yılların sonu muydu yoksa 90'ların sonu muydu neydi bilemem ana onu ANAP'tan milletvekili olarak görecektim; işte o zaman da politik kulvarı bana itici gelmişti. Ancak şimdi geriye doğru bir baktığımda onu liyakat sahibi ve alışılmış politikacıların çok ötesinde biri olarak kaldığını görüp , o gün vardığım yargıdan dolayı da utanmıştım. Ayrıca bu kitabı okurken de onun derdinin çevre ve ekoloji konuları olduğunu anlayacaktım. İşin bir başka yanı da ona sadece Anap değil CHP'den teklif geldiğini öğrenecektim.  

Eskiden Ediz Hun için yargılarım böyleyken açıkcası son 10  yıldır bir sinema oyuncusu olarak en sevdiğim ve değer verdiğim isim Ediz Hun olacaktı. Çünkü o hasret kaldığım şehirli, düzeyli ve vasıflı biriydi ve adeta son on yıldır kaybettiğimiz ne çok değer varsa adeta onda toparlanıyordu. 

Şimdi o 1960'larda çevirdiği filmlere baktığımda da o zamanın İstanbul'unu adeta bir Avrupa ülkesi gibi bile görüyorum, en azından hayalleriyle. Ediz Hun'un "Film Gibi Geçti" söyleşi kitabını okurken bunu daha çok kanıksadım. 

Bir İstanbul ailesinin tek çocuğu olarak başarılı bir eğitimden sonra üniversite tahsili için yurt dışına gidecekken yönetmen bir aile dostlarının ısrarıyla Ses dergisinin yarışmasına girecek ve orada birinci gelince de o hatıralarımıza yer etmiş filmler birbiri ardına gelecekti. Bu arada bizim çekirdek çıtlatarak izlediğimiz o filmlerinin arkasında da "artiz" tanımının ötesinde işini ciddiye alan bir oyuncuyla karşılaşacağız. 1962'de  başlayan bu serüven 1975'e kadar sürecek ve o tarihten sonra gelecek değişimi farkederek Norveç'e gidecek ve üniversite eğitimini sürdürecekti. Yeşilçam içinde yer alıp o Yeşilçam düzenine bulaşmadan hayatına devam edecekti. Yıllar sonra Türkiye'ye döndüğünde de üniversiteyi bitirip, yurtdışında akademisyen olarak kariyerini sürdürmüş biri olacaktı. 

Türk sinemasında farklı bir sima, çağdaş, modern bir adam... hayallerimizi kaybettiğimiz yerden bize bir kez daha hatırlatan bir adam. 

Aptulika


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder