Sayfalar

27 Temmuz 2022 Çarşamba

ZZ Top'ın Ham hali ya da bodoslama konser!



Bu cuma piyasaya çıkan ZZ Top albümü "RAW"ı daha hala dinlemediyseniz çok şey kaçırdınız demektir ama hala vaktiniz var ve açığı bir an önce kapatın derim. 



Yazıya üstteki gibi bir giriş yaptım. Bu biraz reklam sloganı gibi kokabilir ve olur olmaz her durumda tekrarlanır gibi de gelebilir ama bu albüm gerçekten özel ve şaşırtıcı. Her şeyden önce ZZ Top üçlüsü evime ya da bahçeme gelmiş bana özel konser veriyor gibi. Öyle şatafatlı ışıklar, çılgına dönmüş izleyici de yok hatta bir o kadar hazırlıksız, içten geldiği gibi sunulan bir konser. Hatta beni bile umursamıyorlar ve kendileri için çalıyorlar. Kısacası... ham, sade, şatafatsız ve bir o kadar da samimi bir konser. 

Üç gündür dinlemeye doyamadığım bu albüm için yazmaya başlamadan bir de çizim yaptım ve onu da üstte paylaştım. Bu sanki evime gelip konser veren grubun bir fotosunu cep telefonumla çekmek gibi bir duygu...Yani ben oradaydım!

"Raw" albümü ZZ Top'un 2019 Netflix belgeseli That Little Ol' Band From Texas'ın çekimleri yapılırken, Teksas'taki ufak bir dans kulübünde seyircisiz bir konser olarak kaydedilmiş. Bu kayıtlar da belgeselin film müziği olmuş. 3 yıl sonra da bu kayıtlar bir konser albümü olarak çıkmış. 

Sam Dunn tarafından yönetilen ve Banger Films tarafından yayınlanan Netflix belgeseli, Billy Gibbons, Frank Beard ve ölen basgitaristi Dusty'den oluşan klasik ZZ Top kadrosuyla verilmiş bir konseri de içeriyor. Aslında bu çok hesaplı bir durum da değil bu; Gruene Hall'da "Teksas'taki en eski sürekli çalışan dans salonu" kiralanıyor ve grup kurtlarını dökercesine çalıyor. Böylece ortaya samimi ve ham bir performans çıkıyor.   

Grubun solisti Billy Gibbons ve davulcu Frank Beard yaptıkları açıklamada, "Bu, gerçek anlamda köklerimize dönüş oldu" dedikten sonra sözlerine,  "Sadece biz ve müzik, binlerce seyirci yok, sahne önü imtiyazı yok, tur otobüsleri falan  yok. Sadece biz ve müzik. O anda bunun çok özel bir durum olduğunu biliyorduk" diye o anları anlatıyorlar. 

 Grubun ilk başladığı günlerindeki sadeliği ve samimiyeti yakalayan bu konser kaydının bir başka özel yanı da grubun ölen bas gitaristi  Dusty Hill ile yapılmış en son kayıt olması.  

22 Temmuz 2022'de Shelter Records/BMG aracılığıyla yayınlanan albüm "Dusty'nin  anısına" ithaf edilmiş.

Dusty Hill'in ölümünden sonra ZZ Top, basçı Elwood Francis ile yoluna devam ediyor ve konser turnesi de Mayıs ayında başlamıştı.  


Çok Özel Bir Konser: "RAW"

ZZ Top'ın bu konser albümüne geçmeden önce aklımı yıllardır kurcalayan bir konuya döneyim. Rock tarihinin bu muhteşem üçlüsünü hep stüdyo albümleriyle dinlemişizdir. Oysa onların hem müzikal yapılarında varlığını sürdüren blues tavrı hem de sahne imajlarının sade ve değişmez oluşu hep aklıma bu adamlarının asıl güzelliğinin konserlerinde olacağına dair bir kanaat getirmiştir. Buna rağmen grubun konser albümü yok  gibidir.  Kariyerlerinin en başlarında 1975 yılında çıkan dördüncü albümü "Fandango"nun ilk yüzünde yer alan konser kayıtları dışında bir başka örneği olmamıştır.  Bu nedenle uzun bir süre grubun konserlerinin pek başarılı olmadığı düşüncesine bile kapılır olmuştum. Oysa daha sonra çıkan video kayıtlarında durumun hiç de böyle olmadığını görmüştüm. Ancak nedendir bilmem, ZZ Top bir konser albümü çıkarmayı uygun bulmamıştı. 

Grubun 50 yıllık kariyerinde 50 yıl sonra çıkan ilk konser albümü de "Raw" oluyor. Hem de nasıl bir konser... ZZ Top'a da bu yakışırdı doğrusu. 

12 parçanın yer aldığı konserdeki parça seçimleri 50 yıllık tarihini eksiksiz ve bütünlük içinde veriyor. Öyle ki albümü dinlerken zaman zaman 1970'lerdeki bir kayıt bile sanabiliyorsunuz. Benim en dikkatimi çeken de grubun 1980'lerdeki modaya uyarak teknolojiyi kattığı çalışmaları (özellikle  "Gimme All Your Lovin") ham ve saf haliyle karşımıza çıkıyor. 

"Brown Sugar" anonsuyla ile başlayan konsere bir anda kendinizi kaptırıyorsunuz. Üçlünün herbirinin enstrüman özelliklerini demokrat bir dağılımda hissediyorsunuz. Benim en çok dikkatimi çeken de Dusty Hill'in bas gitarının kaba ve vurucu tınılarını stüdyo kayıtlarının ötesinde çok daha iyi hissetmemdi. Özellikle de "I'm Bad, I'm Nationwide" parçasında Dusty'nin tonları ve soloları oldukça yüceleşiyor. Bir bas gitar ziyafeti diyeceğim bu parça albümde en sevdiğim yorumların başında geldi diyebilirim. "I'm Bad, I'm Nationwide"ı döne döne kaç kere dinledim, sayısını ben bile unuttum. 

Grubun unutulmaz slow klasiği "Blue Jean Blues" bir kez daha yüceleşmiş. "Thunderbird"ün ahenkli vokalleri ve birbiri ardına akan ZZ Top klasikleri. Parçaların hepsinde blues altyapısı kendini gösteriyor ve tabi parçalar uzun uzun işleniyor ama şarkı süreleri 4 dakikanın çok üzerine çıkmıyor ancak dinlerken parçaların sürelerinin 5 dakika hatta 6 dakikayı aşan yorumlar olduğunu sanabiliyorsunuz. Sözün özü bu sakallı adamlar kısa sürede uzun bir yorum etkisi verebiliyorlar. Parçaları gereksiz yere uzatıp, dinleyiciyi yoranlara ders olacak bir yorum kabiliyeti. 

Sözün özü, bu albüm kaçırılmaması gerekenlerden biri.

Aptulika







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder