George Benson ve caz gitaristliği söz konusu olunca popüler piyasada olma isteği en sıkı caz dinleyicisinin bile tepkisini çeker. Gitaristliğindeki ekol olmuşluğuna rağmen her türlü tavizi verebilecek gibidir. Hani iyi bir satış grafiği yakalayabilecek olsa arabesk bile yapacak esnaflıkta olduğuna eminim.
Yazıya böyle bir giriş yaptım diye George Benson'u yerden yere vuracağımı sanıyorsanız, feci halde yanılıyorsunuz. Öncelikle belirtmeliyim ki uzun senelerdir Benson ile ilgili hangi albüm elime geçerse zevkle dinlemişimdir. Gitaristliğine gelince benim fikrime göre bir ekoldür ve ondan etkilenen bir çok gitaristin olduğunu da bilirim. Onun gitar tınılarını öyle severim ki çoğu zaman vokalini biraz eksik tutsa ve gitarla işlemelerine devam etsin bile derim. Vokalini de es geçtiğim sanılmasın... öyle ki gitarıyla uyumlu tınlamalar içindedir. Benim için tek sıkıntılı yanı o esnaf işi popülerliği hesaplamasıdır ama artık onun da George Benson markasının olmazsa olmazı olduğuna kanaat getirdim. Hani onu gizli gizli dinlerim desem yeridir hani.
Yeni albümlere bakıp, ne dinlesem acaba derken Benson'un yeni yayımlanan "Weekend In London" albümünü görünce dinlemek için hemen yönelecektim tabii ki. Albüm, Ronnie Scott's Jazz Club'ta 2019 yılında verilen konserin kayıtlarından oluşuyor. Bu klübün Benson üzerinde etkisi çok büyük zira sanatçı müzikal kariyerine başladığı yıllarda Avrupa'da tanınmasını burada sağlamıştı. Provogue Records etiketiyle çıkan bu konser albümünde 14 parça yer alıyor. Bu parçaların seçimi de pop ağırlıklı ve bunu ilk parçadan anlıyoruz. "Give Me The Night" ile açılan albümde kendimizi hemen seksenlerin disko ortamına atıyoruz. Zamanında liste başı olan bu pop parçasında soul ve funk etkisini hemen hissediyoruz. "Turn Your Love Around", " Love X Love" ile liste başı pop parçaları birbiri ardına geliyor. Sonrasında gelen "In Your Eyes" ile içim bayılmaya başlayacakken kendimi harika piyano tuşelerine bırakıyorum. Bu arada konserde yer alan piyanist Randy Waldman'ı çok tuttuğumu söylemeliyim. Piyanonun güzel güzel aktığı "I Hear You Knocking"te biraz blues havasına giriyorum. Sonraları "Don't Let Me Be Lonely Tonight"ta hafiften gitarın tadını almaya gayret ederek kulak kesiliyorum. Elvis Presley'e saygı niteliğinde gelen "The Ghetto"da Benson gitarının izlerini sürmeye devam ediyorum. Eh biraz keyfim yerine geliyor. "Love Ballad"da Benson imzalı scat'larını dinliyoruz arada.
Benson gitarının keyfini hissettirmek için konserin sonlarına bırakmış her şeyi. Sona bir kala gelen "Affirmation" ile istediğim oluyor hani. Bir saatlik albümde 7 dakikayı enstrümantal bir parçayla gitarına ayıran bu adama şaşırıyorum. İnsan bu kadar keyifli gitar çalıp, bunu bizden neden uzak tutar diye iç geçiriyorum her zaman olduğu gibi. Konserin finaline oturan "Cruise Control"da vokal yerine scat'larını yapan George Benson'un gitar keyfini yaşamayı sürdürüyorum.
George Benson böyle bişi yapacak bir şey yok.
APTULİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder