Sayfalar

25 Şubat 2022 Cuma

Otuz Yıl Önceki Başyapıt : "Endless War" ... Yeniden



Kronik'in ilk albümü "Endless War", 1992 yılında Hades Records etiketiyle kaset olarak çıkmıştı. Şimdi otuz yıl sonra ilk defa CD formatında 1000 adet gibi bir sayıda basıldı.  



 Bazen insan yakın arkadaşlarına yeterince iltimas geçmez, hem de hak etmelerine rağmen. Kronik'in 30 yıl önce çıkan "Endless War" albümünü yeniden dinlerken yazıya böyle girmeyi uygun buldum. Hatta bir ara grubun kurucusu ve gitaristi Özer Sarısakal keşke yakın dostum olmasaymış diye bile içimden geçirdim. Yıllar içinde en ufak bir pırıltı görüp haddinden fazla tanıttığım öyle gruplar oldu ki ama yakınımda olan ve yıllara dayalı özel dostluğum olan Özer'i  hep es geçmişim gibi geldi bana bugün. Yakın dostlarımı kayırmış olmayayım düşüncesinin nasıl salakça bir şey olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum

Evet aradan otuz yıl geçmiş Kronik'in "Endless War" albümünün çıkışından bu yana. Bu tip albümleri bu kadar aradan sonra dinlediğinizde geçmişin hatıraları canlanır ve hataları görmezden gelirsiniz, ister istemez. Tarz olarak baktığımızda thrash metal dünyada daha yeni parlıyor. Eh bizde de öyle büyük birikim yok ve tabii ki dünyadaki örneklerin ufaktan taklidi olması kaçınılmaz olsa gerek. Hadi daha açıkcası o yıllarda bizdeki örnekler uygun deyimle daha emekleme aşamasında. O yıllarda ülkemizde bu tarzda ilk örnekleri verenler daha sonradan kendilerini toparlayıp, yetkinleşeceklerdi. Şimdi otuz yıl sonra Kronik'in ilk albümünü dinlerken bana sanki bu gün çıkmış yetkin bir albüm gibi geldi. 

Bu albümde vokalist Ozan Çırak yeni katılmıştı ve gerçek anlamda dikkat çeken bir vokaldi. Bu katılım gruba öyle bir motivasyon vermişti ki bu tarzı dinlemeyenlerin bile kulak vermesini sağlayan bir etki ortaya koyuyordu. Özellikle albümün liste başı parçası "Lie" bugün bile etkisini koruyor. Thrash metal içinde punk ve bir süre sonra piyasaya hakim olacak alternatif tarzlara da göz kırpıyordu. Özellikle old school dinleyicinin grunge gibi alternatif tarzlarla başı pek hoş olmasa da bu yeni açılım Kronik'te pek rahatsız edici gelmemişti. 

Kronik'in ilk albümünde Ozan dışında emektar Kronik kadrosu Özer Sarısakal ( gitar ve geri vokaller), Torab Majlesi (bateri) ve Tolga Soymen'den (bas)  oluşuyordu. 


Kronik'in bu albümünde dikkat çeken sadece Ozan Çırak'ın vokali değildi. Gitar soloları rahatlıkla thrash metal dışındaki özellikle hard rock dinleyicisini de doyuracak nitelikteydi. İlk kuruldukları yıllarda Kramp'ın açılış grubu olmaları sebebiyle klasik rock ve hard rock deneyimini de bünyesine almış bir gruptu Kronik. Özer'in arada Kramp'a konuk eleman olarak katkı vermesi ve daha sonra grubun basçısı Tolga'nın da bu tipte konuk olması düşünülünce Kronik'in rock köklerine de hakim olduğu anlaşılabilir. Biz de rock ile heavy metal'in birbiriyle alakasız (bağlantısız ) iki ayrı tür olduğu gibi yanlış bir kanaat vardır ve o yıllarda bu daha da hakimdi. İşte Kronik'in bu ayrıcalığı thrash tarzında daha ayakları yere basan bir sound çıkartmıştı. Şimdi de davulcu Torab'a gelelim. Onun için zaten diyecek bir şey yok... ritim duygusunda sadece rock kökleri değil caz ve etnik müziğin de olduğunu biliyorum. Onun mütevazı görüntüsü bateristlikteki başarısı hakkında sizi yanıltmasın. 

Doksanlı yılların başı thrash metalin ilk parladığı yıllar ve ülkemizde de bu tarzın örnekleri ilk başlarda biraz müziği karambola getirmekle ve gitarlara cayır cayır bir ton vermekle eşdeğer görülüyordu. Oysa bu türün dünyadaki örneklerinde parçalar bol bol işleniyor ve sert bir progresif yapı ile füzyonlar oluşuyordu. Kronik bu tarzı klasik rock dinleyen birikimdeki kulaklara da hitap edecek şekilde ele alıyor ve parçaları örgü örgü işliyorlardı. Kimi zaman "Dance Of Death" ve "Disorder" da olduğu gibi dolgun bas tonu ile oluşan tempoda vokaller giriyor... Kimi zaman da "Psyche" da olduğu gibi harika hard'n heavy sololarla bezeniyordu. Sert ve yoğun thrash metal temposu içinde kimi zaman da "The Power That Be" de ve " Last Hope & Into Darkness " da hard rock baladı etkisinde bir yapı yakalanıyordu.  Tabi albümün "Lie" dan sonra gelen diğer bir "hit"i de  "Soldier " olsa gerek. Bu parçada grubun Caravan Bar günlerindeki vazgeçilmez kafa sallamaları hatırlatıyor. 

Albümü yeniden dinlerken o yıllardan bir başka şey de aklıma geliverdi. O yıllar rock barların önemli olduğu yıllar ve Kronik de haftanın belirli günleri Caravan Bar da çıkardı. Barda çıkan grupların kendi parçalarından çok kavır çalmaları istenirdi. Oysa o zamanlarda barda Kronik kendi parçalarıyla mekanı hareketlendirirdi. 

Kronik'in ilk albümü "Endless War", 1992 yılında Hades Records etiketiyle kaset olarak çıkmıştı. Şimdi otuz yıl sonra ilk defa CD formatında 1000 adet gibi bir sayıda basıldı. Dijitor Prodüksiyon etiketiyle çıkan bu CD'nin arkasında da bir plak şirketi veya sponsör yok; Özer kendi başına elindeki avucundakini katarak bu işi kotarmış. Belki bugün CD de eski bir teknoloji oldu ama 1000 adet basılan bu özel albümü edinmek de fayda var derim. Zira albüm yaşıyor ve bugüne kadar gelen güzel tınıları geleceğe taşıyor. 

APTULİKA


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder