Sayfalar

22 Kasım 2020 Pazar

Sevinç Yurdem'in ses imzasıyla Caz Standartları


"Nina Simone, Billie Holiday, Frank Sinatra gibi efsanelerden duymaya alışık olduğumuz caz eserleri, Sevinç Yurdem yorumuyla tekrar hayat buluyor."

Albümün tanıtım bülteninde Sevinç Yurdem'in yeni albümü "Selections" ile ilgili böyle demişler. Çok güzel tanımlamışlar ama bence Abbey Lincoln ismini de anmaları gerekti. Tabi şimdi, "Be adam, o ismi kim bilir." diyebilirler ve haklılık payları da yok değildir ama Sevinç Yurdem'in albümünde Nina Simone klasiği "Don't Explain"ı dinlerken aklıma geliverdi. Simone'nun yorumlarını çok sever ve özgün bulurum ama "Don't Explain"i Abbey Lincoln yorumuyla ayrıcalıklı bulurum. Yurdem'in albümünde bu şarkının yorumunu dinlerken hem Abbey Lincoln'ü  hem de Nina Simone'u hissettim. Bu ezberlenmiş bir taklit değil, o iki sanatçının ruhunu hissedip, kendi çizgisini imza olarak ortaya koyabilmekti. Sadece Lincoln, Simone değil Ayten Alpman, Sevinç Tevs ve Rüçhan Çamay'ı da hissettim. 

Yüzyıllık Doluluk

Benim ayıbım ama Sevinç Yurdem'in vokaliyle ilk kez tanıştım ve hayranlık duydum. Caz kadın vokali adına gurur verici bir nokta. Farkındayım, yazıya apar topar başladım. Bu albüm nedir? Caz mıdır? Rock mıdır?  Hiç bir tüyo vermeden yazıya bodoslama daldım ama yılların dolmuşluğu var ve bir anda döküldüm, uluorta ve selamsız.  Öncelikle Sevinç Yurdem bir caz vokalisti ve bu hafta çıkan "Selections" albümünde caz standartlarına kendi yorumunu katarak yer vermiş. Diye ufaktan olayın aslını biraz anlattıktan sonra yılların doluluğuna bodoslama devam etmeyi sürdüreyim. 

Bizde iyi olan, yeni olan cezalandırılır

Hani Jethro Tull'ın tek parçalık efsane albümü "Thick As A Brick"te, "Bak bir çocuk doğar/ ...Biz onu adam ederiz / Ticarete bulaştırıp, vurgunculuğu ve /yağmurda nasıl şarkı söyleneceğini öğretiriz." Her iyi bir şeyle karşılaştığımda aklıma bu bölümdeki sözler gelir. Şimdi Sevinç Yurdem'i dinlerken aynı paniği yaşadım. Bizim diyarlarda iyi bir şey çıktı mı herkes bir yerinden takılır, oradan buradan çekiştirip kendilerine benzetilir. Bizde iyi olan yeni olan cezalandırılmalı ve var olana benzetildikten sonra geçer akçe olmalıdır. Hani o meşhur teori vardır ve ilk duyuşta akla uygun bile görülür: "Yahu kuzum, her şey iyi, güzel de bizden bir şeyler katsana." Evet doğru gibi gözükür ve yelkenleri indirmek zorunda kalırsınız ve ardından elbise daraltılır, oradan buradan çekiştirilir, malzemeden çalınır, iki üç de "cış tak" konulur, bir de darbuka ve iş tamamdır. Benim daha doğduğum yıllarda Ayten Alpman, Stockholm'e gider ve yetkin cazcılarla çalışır. Amacı Türkiye'ye dönüp, caz yapmaktır. Döner de ve geldiğinde ona, "Bildiklerin sana kalsın, şimdi biz sana yabancı parçalara söz yazalım, sen onları oku." derler. Hani o malum tartışma vardır ya, (Asla girmeyeceğim) "Niye İngilizce ? Türkçe yapsak daha iyi değil mi?"... O yıllarda (hatta bu güne kadar da) kimse şunu sormayı akıl edemedi: "Tabiki şarkıların sözleri Türkçe olmalı ama ya besteler ya yorum ?" 

Bir çoğunuz haklı olarak "yahu buraya nerden geldik?" diyeceksiniz ama dediğim gibi neredeyse yarım asırlık doluluğum işte, anlayıverin beni. 

Baltalarla girişip şekilsiz plazalar dikmek

Sevinç Yurdem, caz standartlarını yorumlayıp, albüm yapmış. Birileri kalkıp, "Bu şarkıları onca usta isimler okudu, yeniden yapmanın ne anlamı var ?" Bunlar caz standartları ve her okuyan kendi rengini, yorumunu kattığı için onlarca yıllarca yapılır. Yurdem de yorumuyla bu işi başarmış. Kimin umrundadır bilmem ama ben kendi adıma çok önemsedim. Ülkemizde bu alanda o kadar balta darbesi aldık ki, dilerim burayı de baltalayıp, üzerine şekilsiz bir plaza dikmezler. 

*

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji bölümünden mezun olan Sevinç Yurdem, öğrencilik dönemi boyunca ayrıca D.E.Ü. şan bölümü hocası Sebahat Tekebaş’tan özel şan dersleri almış. Aynı dönemde piyanist Ömür Gidel ile transcription, scat, caz armonisi üzerine çalışmalar yapmış ve çok geniş bir caz standartları repertuvarı hazırlamış. Üniversite ile birlikte sahne çalışmalarına da başlamış.  2004 yılında ilk kez Ayla Dikmen adına verilen başarı ödülünü almış.

Yorumculuğa orkestra şarkıcılığı ile başlayan Yurdem, birçok bağımsız tarzda projede yer almış. İzmir Kent Orkestrası solistliği yapan sanatçı bu süre zarfında da birçok şehir, mekân ve festivalde sahne aldı, adından çokça söz ettirdi. 2012 yılında TRT 1’de yayınlanan Türkülerle Caz projesinde yer aldı. Kariyerine bir süre Londra’da devam eden sanatçı, burada da çeşitli mekanlarda sahne almış.

Sevinç Yurdem'in “Selections” albümünün bilgilerini de kendisinden dinleyelim: 

“Çok uzun zamandır sahnede söylediğim ve kendimi en iyi şekilde ifade ettiğim şarkılardan oluşan bir seçki “Selections”. Müziğe başladığım ilk günlerden beri caz söylüyorum. Bir gün bu şarkılardan oluşan bir albüm fikri her zaman aklımın bir köşesindeydi, Universal Müzik Türkiye’nin desteğiyle bu hayali gerçekleştirmiş oldum. Albümde Nina Simone, Billie Holliday, Frank Sinatra, Tony Bennet, Sarah Vaughan gibi efsanelerin seslendirdiği 6 şarkıyı kendi yorumumla sizlere sunuyorum. Babajim Stüdyolarında 3 günde canlı olarak kaydettiğimiz albümün aranjelerini Kerem Türkaydın ve Uğur Güneş yaptı.” 

  “Selections” albümünü dijital platformlar üzerinden satın almak ve dinlemek için:

https://umgturkey.lnk.to/sevinc-yurdum-selections


Evet, belki lafı oradan buradan girip uzattım ama Sevinç Yurdem'in albümünü dinlerken aklıma gelenleri sizlerle paylaşmak istedim. Belki uzattım ama bunları yazmasam size karşı samimi olamayacaktım. 

Aptulika





 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder