Sayfalar

9 Nisan 2020 Perşembe

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 140


Hazırlayanlar: Sezer Duru - Orhan Duru
 "O Pera'daki Hayalet"
Yapı Kredi Yayınları
 (5. Baskı: 2018)
İ.D.G.A (Mimar Sinan Üniversitesi)'ne girdiğim yıllarda "Hayalet" ismini ilk kez duymuştum. Düşünün ben Akademi'de 1980'lerde girmiştim oysa "Hayalet" 1975'te ölmüştü ama efsanesi sürüyordu.
"Hayalet Oğuz" yani asıl adıyla Oğuz Haluk Alplaçin(1929 - 1975), çevirmen, senaryo yazarı ve şair. 
"Hayalet Oğuz'un İnanılmaz Yaşamöyküsü ve Yapıtları" alt başlığı ile Sezer ve Orhan Duru'nun hazırladığı kitabın arka kapak yazısından alıntı yaparak onu tanıyalım:
"Hayalet Oğuz, 60'lı ve 70'li yıllarda İstanbul'da, bohem hayatın içinde önemli bir ad olarak yaşadı. İncecikti. Gerçek bir mülksüz ve malsızdı. Ne evi, ne de tek bir sandalyesi oldu; resmi dairelere girip çıkmadı; cebinde dolaştırdığı kitapları ya bir dostundan almıştı ya da biraz sonra bir başkasına verecekti. Çeviriler yaptı, bir kaç şiir yazdı. kara gözlüklerinin arkasından dünyayı ve çevresini izledi. İçki masalarının, edebiyat toplantılarının, caddelerin ve sokakların arasından geçip sessizce gitti. Bugün hala aramızda, hayalet, dolaşıyor." 
"Hayalet" adı ona zayıflığı ve ince görünümü, Tezer Özlü'nün deyimiyle "kelebek gibi" yürüyüşü ve gece hayatını sevişi nedeniyle verilmiş. Sanatla ilgili etkinliklerde bir anda görünüp, yok olurmuş. Bir de tabi evsiz olması sebebiyle arkadaşlarının evinde kalması ama kimseyi rahatsız etmemesi sebebiyle de "hayalet" olmuş. Mesela Demir Özlü'nün evinde kalıyor bir dönem. Sonra Demir Özlü askere gidiyor ve iki yıl sonra askerden döndüğünde "hayalet"i evde annesiyle sohbet ederken buluyor. Kitapta unutamadığım anılardan biri de şöyle: Hayalet bir resim sergisine gidiyor ve resimlerden birini beğeniyor ve almak istiyor. Çeviriden gelen bir para ile resmin değerinin neredeyse onda biri kadar ufak bir kapora yatırıyor. Resim böylece satıldı diye ayırtılıyor. Ancak bir ay sonra sergi bitiyor ve resim alınmıyor. Tabi böyle olunca başkasına da satılamıyor. Aradan 6 ay falan gibi bir süre geçiyor ve ressam bir meyhanede Hayalet Oğuz'la karşılaşıyor. Resmi neden almadığını sorunca, Hayalet Oğuz, "Alacağım almasına ama duvarına asacak bir evim yok. Evim olunca mutlaka alacağım." demiş. Tabi o ev hiç bir zaman olmayacaktı. 
"DÜNYA SARSILIYOR ROCK'N ROLL"
kitabının 1956 baskısı kapağı

DÜNYA SARSILIYOR ROCK'N ROLL
Bu derleme kitapta Hayalet Oğuz'u dostları anlatmış. 
Hayalet Oğuz'un çevirmenliği de önemliydi ama kendine ait bir eseri de vardır. Üstelik bu tek eserini de Oğuz Alplaçin adıyla yazmış ve 1956 yılında yayınlamıştır. Şimdi sıkı durun bu kitabın ismini söylüyorum: "DÜNYA SARSILIYOR ROCK'N ROLL". Daha bizim ülkede rock telaffuz bile edilmezken bile bu konuda yazılmış ilk kitabı Hayalet Oğuz yazmış. Hem de öyle "gençlik nereye gidiyor" gibisinden değil, sevgiyle ve ilgiyle kaleme alınmış. "O Pera'daki Hayalet" kitabının son bölümünde bu kitabın tamamına da yer verilmiş. "Dünya Sarsılıyor Rock'n Roll" kitabında Oğuz Alplaçin, son bölümde "Rock'n Roll Müziği ve Dansı Konusunda Genç sanatçılarımızın Düşündükleri" başlığı ile  Orhan Duru, Seyfi Özgen, Ferit Edgü, Demirtaş Ceyhun, Ahmet Oktay, Demir Özlü ve Asaf Çiyiltepe'nin görüşlerini almış.  Şaka değil hani bugüne kadar rock müzikle ilgili yazılmış en güzel ve özgün araştırma kitabını kesinlikle Oğuz Alplaçin yazmış. Mutlaka bulup okuyun derim. Ha bu arada sahaflarda bu kitabı aramaya kalkarsanız, bulduğunuzda bir servet ödemek zorunda kalabilirsiniz ama "O Pera'daki Hayalet" kitabını alırsanız hem Hayalet'i tanırsınız hem de o tek eseri olan "Dünya Sarsılıyor Rock'n Roll"u okursunuz. Bence kaçırmayın, 1956 yılında yazılmış bu kitabı okuyunca eminim şaşkına döneceksiniz. 

 Aptulika
Korona günleri 2020

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder