Sayfalar

10 Aralık 2018 Pazartesi

Dario Argento sinemasındaki İtalyan Rock grubu: GOBLIN - 7.bölüm



"Film müziği tarihinde bir köşe taşı olmuştuk. Ama çok gençtik ve kendimizi idare etmeyi beceremedik. Ve son derece önemli bir fırsatı kaçırdık. Ayrıca 70’ler tamamen farklı bir dönemdi. O yıllarda insanlar para ve başarıyı düşünmeden tutkuyla çalıyorlardı.

 Müzik dünyası büyük bir aile gibiydi."




Agostino Marangolo (davul)  



Müziğe ilk adımlarınızı anlatabilir misin ?
On yaşıma geldiğimde davulları ve rock müziği sevmeye başladım. Saksofon ve piyano çalan ağabeyim Antonio ile bazı gruplarda çaldıktan sonra müzikal yeteneklerimizi babama kanıtlayabildik ve profesyonel olarak bu işi yapmaya karar verebildik. O zamanlar aristokrat ve sol kökenli olan ailemizden herhangi bir destek almadık.  Onlar Uzun saç + şehir yaşamının = uyuşturucu  + şiddet olduğuna inanıyorlardı. Ama babam Sicilya'nın bir sanatçı olarak yaşamak için doğru yer olduğunu düşünmüyordu. 1969 da bizi RCA’ya götürerek “Flea on the honey” isimli grubu kurmamızı ve kayıt yapabilmemizi sağladı.  Ki o albüm hiç satmadı. 1975’te Roma’da çok sık gittiğim bir pub olan “The Titan” da  Walter Martino ve Claudio Simonetti ile tanıştım. O anda sanatsal yönüm de değişmiş oldu. 


Goblin’e nasıl katıldın ?
Gruba Profondo Rosso’nun kayıtları sırasında Walter Martino’nun yerine girdim. Bütün grup beni çok sıcak karşıladı. Kısa zamanda Fabio Pignatelli ile dost olduk. O da benim gibi caz seviyordu. Diğerleri Genesis , Yes gibi rock gruplarından hoşlanıyordu. Ailemde de her zaman caza çok değer verilirdi.

Stüdyoda nasıl çalışıyordunuz ?
Gerçekten çok iyiydi. Diğerlerinin yaptığını hemen kaptım ve “Death dies”a da bazı fikirlerimi kattım.

Dario Argento için ne düşünüyorsun ? Size yardımcı oluyor muydu ?
Evet yardımcıydı.  Müzikler hakkındaki bütün kararları beraber alınırdı. Dario çok zeki ve etkileyici birisidir. Çok kuvvetli müzikal içgüdüleri vardır.

Profondo Rosso’yu kaydettiğinizde filmin bir kült mertebesine yükseleceğini ve müziklerinin çok büyük bir başarı yakalayacağına inanıyor muydunuz ?
Doğrusunu söylemek gerekirse benim hiç şüphem yoktu.

Profondo Rosso gerçekten çok başarılımıydı ?
Evet , 56 hafta listebaşında kaldı. Riccardo Cocciante’ye destekçi olduğumuz turnede ondan daha fazla seyirci topluyorduk

Bundan rahatsız olmuş muydu ?
Hiç değildi , O da bizim gibi genç ve daha kariyerinin başındaydı. Çok ciddi bir müzisyendi ve sadece bizim adımıza mutlu oluyordu. Goblin görüntü ve imajdan çok müziğe odaklı bir gruptu. Tıpkı günümüzdeki başarılı ve büyük bir çok grup gibi.

Suspiria Profondo albümü Rosso kadar başarılı mıydı ?
Hayır , fakat Suspiria’daki müziğin ticari olmayan bir tavrı vardı. Film müziği veya başka bir yere koyulamayacak deneysel bir albümdü. Bu açıdan bakarsan çok ilginç bir deneyimdi. Bu albümde Profondo Rosso’dan daha fazla görev aldım. Ayrıca bu albümde hiçbir sınırlama olmadan sıradışı ve değişik enstrümanlar çalma olanağım oldu. Argento biraz “Kraftwerk tarzı" müzikler istedi, biz de onu mutlu etmekten hoşnuttuk. Sonuç çok iyiydi. Dario çekimlerde müzikleri aktörlerin doğru bir atmosferde olmaları için isterdi.

Suspiria’dan sonra neler yaptığını anlatır mısın ?
Suspiria’dan sonra herhangi bir filmle alakalı olmayan Roller’ı kaydettik. Fakat bu bir başarısızlık oldu. Böylece Goblin’in film müzikleri yapan ve seslendiren bir grup olduğunu anladık. Ama ne olursa olsun yeni deneyimlerimiz olsun istiyorduk. Konser vermek istiyorduk. Ve şarkı formunda bir albüm yapmak için prodüktör arıyorduk. Böylece "Il fantastico viaggio del 'bagarozzo' doğdu. Bu albüm sonun başlangıcı oldu.  Hangi yöne kayacağımızı tartışmaya başladık. Pignatelli ve ben film müziklerine devam etmek istiyorduk; çünkü millet bizi bu işlerimiz yüzünden tanınıyordu.Ve “Zombi”den hoşnut kalmıştık. Bu önemli işten sonra Claudio grubu bıraktı, ardından da Argento da bizimle çalışmayı bıraktı.



Ondan sonra ne oldu ? 
Guarini, ağabeyim ve ben   Buio omega ve Contamination’ı kaydettik. Sonradan ağabeyim Notturno ve  St Helens’te de çaldı. Ama ne yazık ki Goblin diye bir grup kalmamıştı artık. Film müziği tarihinde bir köşe taşı olmuştuk. Ama çok gençtik ve kendimizi idare etmeyi beceremedik. Ve son derece önemli bir fırsatı kaçırdık. Ayrıca 70’ler tamamen farklı bir dönemdi. O yıllarda insanlar para ve başarıyı düşünmeden tutkuyla çalıyorlardı.
 Müzik dünyası büyük bir aile gibiydi.

Goblin sonrası neler yaptın ?
1980’de Carlo Pennisi ile Perigeo’ya katıldım. Benimle beraber kadro Carlo Pennisi, Giovanni Tommaso, Maurizio Gianmarco ve Danilo Re’den oluşmaktaydı. Bir yılda iki turne yaptık, ve sonrasında Effetto amore’yi kaydettik. Sonraki "L'aldilà" film müziğinde session-man olarak yeraldım. Ardından Alberto Fortis ile turneye çıktım. Birkaç yıl sonra Pino Daniele’in grubuna katıldım. 


Spaghetti Nıghmares kitabında yeralan bu röportajın Alessandro Curci tarafından yapılan  ingilizce çevirisi ; www.goblin.org sitesinde  yeralmaktadır.



Devamı Var 
Yarın grubun diğer klavyecisi Maurizio Guarini 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder