Sayfalar

27 Kasım 2018 Salı

JAPON GÜLÜ




Meral Akman bu hafta sizleri uzun bir yolculuğa çıkartıyor. 
50 yıl öncesinin Japonya'sına gidiyoruz... 

"Geleneklerine bağlı Japon kültürüne yeni bir soluk getirmek, rock’n roll ruhunu ülkesinde yaşatmak isteyen bir grup genç insanın, 1967’den bugüne uzanan öyküsünde"  bir yolculuğa hazır mısınız?

Ve 
karşılarınızda:

Flower Travellin Band








İkinci Dünya Savaşından sonraki yıllarda, yaşananların acısını, kültürlerine, gelenek ve göreneklerine sarılarak aşmaya çalışan Japonların çocukları, 60’larda başka yollardan gitmeye karar verdiler. Bir kısmı, dünyayı gezerek, kendileri gibi aileden birini savaşa kurban vermiş yaşıtlarıyla tanıştılar, birlikte, edebiyat, resim ve müziği yeniden keşfettiler. Böylece, yeni fikirler ve yeni dostluklarla ülkelerine dönüp Japon karşı kültür hareketini başlattılar.


Bu gençlerden biri olan Yuya Uchida, The Beatles’ın Japonya turnesi sırasında tanışıp yakın arkadaş olduğu John Lennon’u ziyaret etmek için gittiği Londra’da Jimi Hendrix ve Cream dinler ve  ülkesine dönerken, aynı müziği Japonya’da icra etmeye ve sevdirmeye karar verir. İlk önce Flowers ismiyle, biri erkek, biri kadın iki vokalistli bir grup  kurar. 1968 yılında içinde Jimi Hendrix, Cream, Jefferson Airplane, Big Brother and the Holding Company  yorumları ile gruba ait bir parçanın yer aldığı “Challenge!” albümü çıkar. Uchida’nın, perküsyoncu ve yapımcı olarak yer aldığı albümün kapağında, bütün grubun çıplak olduğu bir fotoğrafının olması henüz “Çiçek Gücü” ile tanışmamış olan Japonya’da büyük olay yaratır, ancak bu Uchida’nın yarattığı son olay olmayacaktır.

Yuya Uchida

Albümün piyasaya çıkmasından hemen sonra, solist “Remi Aso” ve gitarist “Katsuhiko Kobayashi” Amerika’ya yerleşir. Bunun üzerine Uchida, grubu dağıtır ve davulcu George Wada ile birlikte yeni bir grup kurar. Gruba, “Mystic Mornin’”den gitarist Hideki Ishima ve solist Joe Yamanaka (Akira Yamanaka)’yı ve bas gitarist Jun Kobayashi’yi ekleyerek, “Flower Travellin’ Band”i kurar. Grubun amacı, “dünya dinleyicilerinin” dinleyeceği albümler yapmak ve Yuya Uchida’nın deyişiyle, “Japonya’nın Beatles’ı” olmaktır.

Caz trompetçisi Terumasa Hino’nun da destek verdiği single Crash ve hemen arkasından, 1970 yılında çıkarttıkları mini albüm “Anywhere” ile hedefe doğru ilk adımları atarlar. Anywhere albümü, progresif rock ile heavy metal arasında, mucizelerle dolu bir albüm olarak tanınır. Kapakta grup üyeleri motosiklet üzerinde görüntülenir ve tahmin edin grup üyelerinin üzerinde ne vardır? 
Evet, “hiç bir şey”!



Bu albüm de, aslı kadar iyi Muddy Waters, Black Sabbath, King Crimson yorumları ve iki adet orijinal parçadan oluşur.

1970 yılında, Joe Yamanaka ve Hideki Ishima, yeni albümünde, Japon klavye üstadı “Kuni Kawachi”’ye eşlik ederler.  Yuya Uchida’nın yapımcılığını üstlendiği “Kirikyogen” albümü “Kuni Kawachi and the Flower Travelling Band” ismiyle piyasaya çıkar.

Aynı yıl, Kanadalı rock’n roll grubu Lighthouse, Japonya turnesinde tanıştığı, Flower Travellin’ Band’i turne için Kanada’ya davet eder. Grup uluslararası piyasaya kendi eserleri ile çıkmaya karar verip kolları sıvar ve grubun ortak bestesi, beş bölümden oluşan bir parça yapar. 1971 yılında bu parça, “Satori’ ismiyle albüm olarak Japonya’da piyasaya çıkar. Albüm, amacına ulaşır,  “Dr. John”, “Emerson, Lake and Palmer” gibi sanatçılarla çıktıkları turnelerde, grup Kanadalı dinleyicilerin ve plak şirketlerinin dikkatini çekmeyi başarır.



Adını, Zen Budizm’de “ani aydınlanma” olarak tarif edilebilecek bir aşamadan alan “Satori” albümü, bir gün kayıt, bir gün de mixing için kullanılarak iki günde hazırlanır. Albümün büyük bir kısmı doğaçlama olarak gelişir. Albümdeki parçalar çok az söz içermektedir.  Joe Yamanaka bu süreci şöyle anlatmış,
 “Sözlerin yönünü enstrümanlar kadar hızlı değiştiremezsiniz, bu nedenle, bir adım geriye çekilip işi diğerlerine bırakmak en iyisi oldu”

Satori’nin başarısından sonra Lighthouse’un klavyecisi  Paul Hoffert gruba yeni albümlerinin yapımcısı olmayı önerir, bunun üzerine Kanada’da bir stüdyoda, İngilizce sözlerle, ikinci stüdyo albümleri “Made in Japan” kaydedilir. Davulcu George Wada’nın hastalığı nedeniyle, Kanadalı davulcu Paul Devon’ın gruba eşlik etiği albüm 1972 yılında piyasaya çıkar. Eleştirmenler tarafından, Satori’den sonra “oldukça anlaşılır” bulunur. Albümün ilk parçası "Introduction" (advertisement for a concert)”, grubun Emerson, Lake and Palmer, Bob Seger ve “Teegarden & Van Winkle” gibi gruplarının da yer aldığı bir konserin tanıtım müziği olarak kullanılır.


Joe Yamanaka

1972 yılında, grup Japonya’ya geri döner. Roling Stones’la birlikte çıkacakları Japonya turnesi Mick Jagger’ın vize alamaması nedeniyle iptal olur. Bunun üzerine yeni bir albüm çalışmasına başlarlar ve 1973 yılında, bir kısmı stüdyo’da, bir kısmı konserlerde kaydedilen parçalardan oluşan albümleri “Make Up” piyasaya çıkar.

Aynı yıl, grup son konserini verir ve yollarını ayırır. 

Bundan sonra, 

Yuya Uchida, müzik kariyerine hem icracı, hem de yapımcı olarak devam eder. Sadece Japon sanatçılarla değil, “The Ventures” ve ”Frank Zappa” ile de çalışır.

Joe Yamanaka, bir yandan müzik kariyerine devam ederek, solo albümler çıkartır, diğer yandan, savaş mağduru insanlara yardım için çalışan kuruluşlarda aktif olarak görev alır. Uzun yıllar, aralarında, Afganistan, Myanmar, Bosna, Çin, Ukrayna, Kuzey Kore, Vietnam, Irak ve Brezilya’nın da bulunduğu 30’dan fazla ülkeyi yardım amaçlı ziyaret eder. Bu ziyaretlerden biri için gitmiş olduğu Jamaika’da reggea ile tanışır ve Bob Marley’in aramızdan ayrılmasından sonra, kısa bir süre The Wailers’ın sesi olur.


Hideki Ishima

Hideki Ishima, tek bir solo albüm çıkartır ve bir kaç grupta gitarist olarak yer alır. 1990 yılında, hayatını devam ettirecek para kazanamadığı için gitar çalmayı bırakır. 1998 yılında, Japonya turnesinde tanıştığı sitar üstadı Manilal Nag’ın öğrencisi olur ve 2000 yılında üstadının öğretilerinden etkilenerek, sitar ve gitarı birleştiren “sitarla”yı icad eder. Yeni enstrümanı ile birlikte bir çok müzisyenin albümüne misafir olur.

2007 yılında Flower Travellin’ Band tekrar resmen bir araya gelir. Önce, eski parçalarını çalacakları bir kaç konser ve turne için bir araya gelmiş olsalar da, 2008 yılında yeni parçalardan oluşan albümleri “We Are Here” piyasaya çıkar. Ishima’nın icadı “sitarla”nın, bu kararda çok etkili olduğunu söylüyor grup elemanları. Bu yeni enstrümanın eski parçalarına kazandırdığı yeni ruh, grubun ilham kaynağı olur ve yeni parçalar yapmaya ikna eder.

Ancak, “We Are Here” albümü, grubun son albümü olur ve 2010 yılında Joe Yamanaka hayatını kaybettikten sonra Flower Travellin’ Band sahneden çekilir.




Geleneklerine bağlı Japon kültürüne yeni bir soluk getirmek, rock’n roll ruhunu ülkesinde yaşatmak isteyen bir grup genç insanın, 1967’den bugüne uzanan öyküsünde, büyük ticari başarılar ya da dünya çapında, hatta çıplak fotoğrafları dışında kendi ülkelerinde bile öyle aman aman bir şöhreti yok, ancak, hala dinlenen, doğu naifliğini, batı enerjisi ile birleştiren, barışı, güzelliği, doğallığı ve iyiliği savunan birbirinden güzel parçaları var. Müziğin evrensel dili, dünyanın hangi köşesinden gelirse gelsin, her zaman anlaşılacaktır.

Meral Akman
 http://www.psychedelicbabymag.com/2011/09/flower-travellin-band-interview-with.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder