Sayfalar

3 Ağustos 2018 Cuma

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 70



Doğan Kuban
“Umutsuzluk Yakışmaz”

Açıkçası son bir aydır yaşadığımız ruh haline cevap niteliğinde bir kitap ismi: Umutsuzluk Yakışmaz! 
Sadece ismiyle değil içindekilerle de umutsuzlukluğa karşı bir yanıt niteliğinde. 
Böyle bir giriş yaptım diye bu kitap çözüm yolları sunuyor sanmayın, öyle reçete de vermiyor tam tersine daha önemlisini yapıyor; durumumuzu tespit ediyor ve bunlarla yüzleşmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Hepsinden önemlisi de karamsarlık, umutsuzluk gibi şeyleri hemen çöpe atmamız gerektiğini fena halde vurguluyor. 
Aslında bu kitap son dönemde yaşananları ve oluşan umutsuzluğu görüp yazılmamış. 2010 yılından 2016 arasında yazılmış yazılardan oluşuyor… Yani bugün yaşanan yıkımı 8 yıl önceden uyaran yazılar. 
Geçtiğimiz ay yeni bir dergiyle tanıştım ve her hafta alıp, okumadan edemediğim bir tutkuya dönüşüverdi. Bu “herkese bilim teknoloji” isminde haftalık bir dergiydi. Her hafta Perşembe günü bu dergiyi alıyor ve ilk olarak da derginin içinde Doğan Kuban’ın yazısını okuyorum. Bu bir aydır  hep böyle oluyor ve hiç sekmeden süren bir bağımlılığa döndü diyebilirim. İşte bu esnada Doğan Kuban’ın yeni kitabı “Umutsuzluk Yakışmaz”ı görünce vakit kaybetmeden okumaya başladım. Kitaptaki yazılar Kuban’ın “herkese bilim teknoloji” dergisindeki köşesinde 2010’dan 2016’ya kadar çıkan yazılardan oluştuğunu öğrenecektim.
Heyecandan yazıya apar topar başladım ama Doğan Kuban kimdir diye iki satır olsun bahsetmedim. Doğan Kuban mimarlık alanında bir büyük usta, hocaların hocası bir uzman. 92 yaşına gelen Kuban ülkemizle sınırlı kalmayan dünya çapında bir bilim insanı, sanatçı. Kitaptaki yazıları Toplum, Çağdaşlık, Kültür, Düşünce, Kent, Kaos, Cumhuriyet başlıklarından oluşuyor. Kuban, Cumhuriyet’ten sanata, siyasetten eğitime, şehircilikten Osmanlı’ya kadar geniş bir perspektiften sorunlarımızı ele alıp, problemleri ortaya seriyor. Bunu yapınca da çözüm yolu için sihirli bir değneğe ihtiyacımızın olmadığını ya da o değneğin zaten elimizde olduğunu ama bir türlü görmediğimizi anlıyoruz. Kitabı okuduğunuzda heyecanlanacak hatta umut dolacaksınız ama bunun bilgi sahibi olmakla olacağını da kavrayacaksınız.  
Aptulika



Kitaptan

“Toplum aydınlanması 60 milyonluk toplumun her katmanına katıldığı bilinçlenme süreci olursa anlam taşır. Cumhuriyet’le başladı, 1980’de stop etti.”

“ Bir yandan çağdaş dünyanın ürettiği her şeye sahip olmak, öte yandan bağımsız kültür çığırtkanlığı yapmak çelişik ve komik bir tavırdır.”

“ Bilgiyi dışlama coğrafi ya da tarihi beyinde damar tıkanmasına benzer toplumsal aklın tıkanmasıdır.”

“Milliyetçi olanlar var, milletin tarihini bilmez. Padişahçıdır, padişahın anasının Türkçe bilmediğini bilmez. Padişahın Türk olmayı istemediğini bilmez. Bu toplum tutucuymuş, peki neyi tutuyor?”

“Avrupa’da ilk üniversiteler 13. yüzyılda açıldı. Osmanlı Türkiyesi’nde üniversite açma çabası Abdülmecit’le başlamış; 1896 – 1916 aralıklarla 10 yıl çalışmış. Sonra Cumhuriyet’le yenisi açılmış.
Avrupa’da 1447 - 1500’de  (53 yıl) 39 bin kitap basılmış. Osmanlı Türkiye’sinde 1728 – 1800 (72 yıl) 80 kitap basan sade bir matbaamız var.”


DOĞAN KUBAN


“Dünya halka bir Pazar olarak tanıtıldı. Cahil ve fakir kalabalıklar çağdaşlığı bilgi olarak değil satın alınacak süslü mallar olarak algıladılar.”

“Orada ( Hollanda) toprağın ve tarımın ülke ekonomisine katkısı sadece bir teknoloji farkı değildir. Bir uygarlık farkıdır.”

“Hollanda’yla bir uygarlık karşılaştırması bağlamında iki tipik konuyu anlatmaya çalışacağım. Bunlardan biri tarihi kentlerin korunması sorunu, diğeri musikinin toplum yaşamı içindeki yeridir.”

“ Musiki yok, resim yok … Bilim yok… Yasak var!”

“Leonardo kendine saray ya da gökdelen yaptıramazdı. Çünkü onun sarayı beyniydi.”

“Osmanlı tarihini doğru okursanız bizim toplumu, okuldan ( pardon mektepten) kaçan öğrencilere ya da imzasını parmağıyla basan insanlara benzetebilirsiniz. Bugünkü kargaşa bilimsiz, felsefesiz, edebiyatsız, müziksiz, sınırlı sanatlı Osmanlı 500 yılının mirasıdır.”

“Osmanlıca yazılmış, özgün entelektüel ve bugün okunan hiçbir yapıt yoktur.”

“15 yıllık Cumhuriyet dönemi bize bir basamak atlattı ve orada kaldık. Bu geride kalışın en önemli nedeni çağdaş uygarlığa ulaşmamızı sağlayacak entelektüel düşüncenin gelişmemesidir.”

“Dünyanın ikinci şansı akıllıların çoğunun bilimsel, teknoloji ve refah düzeyi en yüksek olan ülkelerde toplanmış olmasıdır. Bu şansı karartan ise, ne yazık ki, bu zengin ve akıl çağında yaşayan ülkelerin kapitalizm hastalığına tutulmuş olmasıdır.”


NOT: Bu kitabı her okuma yazma bilene inatla ve de israrla tavsiye ediyorum. Hele gidişattan sıkıntı duyup car car edenler mutlaka okumalıdır. Derim ama kim takar, keşke kitap değil de klip olsaydı paylaşsaydım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder