Sayfalar

5 Mart 2017 Pazar

Haftanın Tavsiyeleri 6 Mart 2017

Haftanın Tavsiyeleri köşesini cuma günleri yayınlıyorduk ama bu hafta biraz geciktik, kusura bakmayın.




HATIRLANILASI GİTARİST


Yeni keşiflerin peşine düştüğümüz yeni çıkan grup ve sanatçılara yer verdiğimiz bu bölümün adına "Çiçeği Burnunda" diyorduk. Bu hafta aklımıza bir anda Dan Patlansky geldi. Evet genç bir blues gitaristi ama biz onu 2014 yılında tanımıştık. O yılın 23 Ekim'inde İstanbul'a gelip konser vermişti. Bizde onu yeniden hatırlatalım dedik. Dünya için böyle bir şeye gerek yok çünkü  Patlansky şu anda yeni albümünün tanıtım konserleri için üç ay sürecek bir Avrupa turnesine çıkmaya hazırlanıyor. 
Dan Patlansky, Güney Afrika'lı bir blues gitaristi. Stevie Ray Vaughan'ın izinden giden giden sanatçı,  gitaristliğinin yanında sesinin puslu havasıyla da dikkatleri çekiyor. Geçtiğimiz yıl "Introvertigo" isimli yeni albümünü çıkartan sanatçı, şu anda Güney Afrika konserlerini sürdürüyor. Patlansky, 15 Nisan 2017'den itibaren de uzun bir Avrupa turnesine çıkacak. 
 






EDİNİLESİ ALBÜM

ROBBY KRIEGER – In Session

Blues Perişan blog yazarı Geronimo için The Doors vazgeçilmez bir gruptur. Rock tarihinin bu önemli grubunu ben de severim ama onların plaklarını dinlerken grubun efsane vokalisti Jim Morrison'dan daha çok iki elemana kulağım kabarır. Bu iki elemandan ilk sırada olanı grubun klavyeli çalgılar ustası Ray Manzarek'tir ki dinlerken ister istemez kulağım ona gider.  İkinci eleman ise The Doors'un gitaristi Robby Krigeer'dir. Sanatçı, The Doors'a katılmadan önce bir flamenko gitaristiydi. Belki de bu geniş vizyonu sebebiyle The Doors rock tarihi içinde "algı kapılarımızı açan" ayrıcalıklı bir grup olacaktı.  
Bu yıl 71 yaşına giren Robby Krieger yeni çıkan albümü "In Session" ile karşımızda. Rock tarihinin önemli parçalarını muhteşem konuklarla seslendirmiş. Beatles, Supertramp, Pink Floyd gibi grupların parçalarından seçtiklerini seslendiren Krieger'e albümde  Hawkwind'den Nik Turner, Asia'nın geçen yıl kaybettiğimiz basçısı John Wetton, Styx'den Tommy Shaw, Start Trek'den  William Shatner gibi birçok isim konuk olmuş.  
Hani böyle albümler eski anıları canlandırsın diye dinlenilir ama Robby Krieger, bu bildiğimiz parçalara yorum katarken yanısıra hissiyatından da ruh vermiş. Hem Geronimo hem de ben perşembe gününden beri bu albümü dinliyoruz. Tavsiye olunur. 






HAFTANIN KİTABI


Zamanın Ruhu Yalanlar, Yalanlara İnananlar ve Ütopyalar 
 Halit Kakınç
(Asi Kitap)


 Kitabın çıkışına vesile olan aynı isimli bir belgesel film. Belgeselin adı Zeitgeist ve ilk bölümü 2006 yılında yayınlanmıştı. Bu belgesel gayet tabi ki hiç bir TV kanalında yer bulamazdı, o sebeple de internet üzerinden yayınlanmıştı. Alman yapımı bu belgeselin Türkçe meali  ‘Zamanın Ruhu'ydu ve belgesel,dünya üzerinde doğru bildiğimiz pek çok şeyin aslında yanlış olduğunu, sarsıcı bir dille anlatıyordu. İzlediğinizde midenize yumruk yemiş gibi hissediyordunuz. Film kısa sürede çılgınlığa dönüştü ve tüm dünyada 100 milyondan fazla insan internetten izledi. “İnsanlığın kurtuluşu bu belgeselde!” diyen on binlerce insan filmde anlatılan gerçekleri sorgulamaya başladılar.
Bir belgesel filmle başlayan akım, aslında çok temel bir ekonomik önermede bulunuyordu.İktisatın en temel önermesi olan “ihtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlı” denklemine bir cevap olarak kaynak bazlı ekonomiyle tüm insanlık refaha ulaşabilir teklifinde bulunuyordu.
Peki gerçekten de böyle bir modelle çıkış mümkün mü?
İnsanlık, mevcut kaynaklar üzerinden doğru bir planlama ve eşit dağıtım yaparak yoksulluğun, açlığın ve adaletsizliğin önüne geçebilir mi?
Sadece ekonomide değil ulaşımda , barınmada, sağlıkta tek merkezden yapılacak bir planlama insanlığın büyük derdine çare olabilir mi?
Halit Kakınç “Zamanın Ruhu”nda sorguluyor…
İnsanlık için yeni bir ‘çıkış' mümkün mü?
Yukarda kitabın tanıtım bülteninden alıntıladığımız bölümlerden sonra kitabın yazarı Halit Kakınç'ın konuk olduğu televizyon programını izlediğimde içimden, "İşte bu kitap mutlaka önerilmeli" diyecektim. Kakınç'ın o programdaki konuşmasında ütopyaların bitirildiği bir dünya üzerinde olduğumuz ama ütopyalara ihtiyacımız olduğu vurgulanacaktı.  Ütopyasız yapamayanların dikkatine fena halde sunulur. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder