Sayfalar

29 Ocak 2017 Pazar

Türk Caz Tarihinin bir büyük ustası AYHAN YÜNKUŞ

Geçen hafta blues perişan blog’da birbiri  ardına ölüm haberleri gelince eski bir okurum dayanamayarak, “Abi hep ölüm haberleri, bir gün de yeni bir yıldız doğdu haberi versene” diye isyan edecekti.  Haklıydı da zira benim dönemimin müzisyenleri, grupları hala dinleniyordu ama bunların en genci artık 55 yaşındaydı. Tabi böyle olunca da ölüm haberleri fazlalaşıyordu. Bir bakın hele hala dinlenen baba rock gruplarının yaş ortalaması neredeyse 75. İçimden iyi ki Joe Bonamassa gibi isimler çıktı da az biraz gençleştik diye moral buldum.
Okurumun o isyanından sonra yeni isimler kimlerdir bir takip edeyim dedim. Şimdilik blues rock’ta biraz umut var. 18 ile 20 yaşında yeni isimler olduğunu gördüm. Yakında onlara da yer vereceğim. Ama kayıplarımız sürüyor. Dün gece 28 Ocak 2017’de ülkemizin önemli caz piyanistlerinden Ayhan Yünkuş’u yitirdik.


Hey dergisi’nin sayfalarından ilk gözaşinalığı


Ayhan Yünkuş ismi aklıma, 1972 yılında, 10 yaşındayken gördüğüm bir Hey dergisi’nden kazınacaktı. Hoş o yıllarda onunla yapılan bir röportajın bulunduğu bu dergide ilgimi çeken başka isimler vardı tabiki. Derginin kapağında Füsun Önal, poster olarak da Ayla Dikmen vardı. Ancak dergide benim ilgimi çeken (ya da o gün için bildiğim) Erol Büyükburç’tu. Dergi Büyükburç’la 4 sayfalık bol resimli bir söyleşi yapmıştı. Konuşulan ise Erol Büyükburç’un Londra’da verdiği konserlerdi. “Londra’da Ramazan Davulları Çalınıyor” başlığı ile verilen yazı gururumuzu okşuyordu. O çocukluk döneminde Erol Büyükburç ismi ülkemizde heybetliydi ve pikabı olan her arkadaşımın evinde onun 45’lik plakları mutlaka bulunurdu. Onlar bizim için de “Hareketli bir şey çal” denilen ilk “sert” müziklerdi. Ha o dergide bir de Erkin Koray’ın yeni çıkan “Hor Görme Garibi” plağının tanıtımı vardı. Bir de o ismi tanıyordum. Ama daha o zamanlar Erkin Koray’ın yaptığı müziğe rock demeyi telaffuz edemiyorduk, öyle bir şeyi bilmiyorduk ama Erol Büyükburç gibi o da “Hareketli plak” yapan biriydi. O zaman gördüğüm o dergide Ayhan Yünkuş resmi kafama sanki bir film yıldızı ya da bir futbolcu gibi yerleşecekti.

Radyolar, siyah beyaz televizyonda Caz
O resimdeki tanışmadan sonra yaşımız büyüyecek ve siyah beyaz TRT televizyonunda caz yapan adamlar çıkacaktı. Erol Pekcan bunların en başındaydı ve o dönemde Ayhan Yünkuş ismi görüntüsünden önce piyanosuyla oturacaktı. Televizyondan önce radyo vardı ve cumartesi geceleri eğlence programlarında stüdyoda yer alan caz orkestrasından çalanlar anons edilirken, “Piyanoda Ayhan Yünkuş” sözünü duyardık.  O günden bugüne plaklara yazılmayan isimleriyle kimbilir kaç kere o dönemin 45 devirli Türk Hafif Müziği plaklarında dinleyecektik, Aydın Yünkuş piyanosunu.

İstanbul Radyoevi’nden son yolculuğa uğurlanış
Ayhan Yünkuş’un vefat haberini POPSAV Başkanı Baha Boduroğlu sosyal medya hesabından duyuracaktı. Baba Boduroğlu'nun açıklaması şöyleydi;


“ÜZGÜNÜZ
Ünlü piyanistimiz,çok değerli müzisyen abimiz ,AYHAN YÜNKUŞ u yitirdik..
Başımız Sağolsun..
Ayhan Yünkuş ustamızın ölümü müzik dünyasında büyük üzüntü yarattı…
Uzun süre, İsveç’te İsmet Sıral orkestrasıyla birlikte çalışan, İstanbul’un Hilton ve Divan gibi ünlü otellerinde yıllarca piyano çalan, İstanbul Radyosunda emisyonlarda program yapan ,
Plaklarda birçok ünlü sanatçıya piyanosuyla eşlik eden,
Çok değerli müzisyen büyüğümüz Ayhan Yünkuş, kısa bir süre önce Sapanca’daki evinde rahatsızlandı ve zatüriyye teşhisiyle hastaneye kaldırıldı…
Onbeş gün süreyle,yapılan tedaviye bir türlü cevap veremeyen değerli sanatçı bugün vefat etti…
Dört erkek ve bir kız çocuğu babası olan değerli piyanist büyüğümüz, Şule Yünkuş’la evliydi..
 Ayhan Yünkuş için, Pazartesi günü, saat 14.00 de İstanbul Radyoevinde tören yapılacak ve cenazesi Teşvikiye Camiinden ikindi namazından sonra Feriköy mezarlığında defnedilecektir… “

1950’lerin İstanbul’unda Caz

 84 yaşında yitirdiğimiz usta caz müzisyeni Ayhan Yünkuş, İstanbul Belediye Konservatuarı’nda eğitim gördüğü yıllarda Cüneyt Sermet’le tanışmasıyla caz müziğine yönelecekti. 
Sanatçı konservatuar’ın klarinet bölümünden mezun oldu ama burada piyanoya da ağırlık verecekti. Bunun nedeni de caz yapma arzusundan kaynaklanıyordu.  Cüneyt Sermet`in plaklarla izahlı caz tarihi seanslarına uzun süre devam etti. 
Ayhan Yünkuş, konservatuar  sonrası arkadaşlarıyla 1956-1957 yılları arasında Liman Lokantası’nda caz müzik yapmaya başlayacaktı. Bunun ardından  Kulüp Reşat’ta vokalde Renetta, saksofonda Yalçın Ateş, kontrbasta Günnur Perin ve davulda Aydın Coşar’dan oluşan orkestrayla çalacaktı.
O dönemlerde İstanbul’un en büyük oteli Hilton’du ve burada yurtdışından gelen yabancı orkestralar çalardı. 1960 yılına geldiğimizde ise Hilton Oteli yabancı müzisyenler yerine Türk orkestralarına yer verme kararı alacaktı.  Böylece Ayhan Yünkuş’un da yer aldığı İsmet Sıral Orkestrası, Hilton Oteli’nde çalmaya başlayacaktı.
Saksofon ve flütte İSMET SIRAL,
Piyano da AYHAN YÜNKUŞ
Basta GÜNNUR PERİN
Davul’da TURAN ETEKE
Tronbonda İLTER YETİŞEN,
Saxsofnda ÖZER ÜNAL’dan kurulu bu orkestranın solisti ise  AYTEN ALPMAN’dı.

Uzun İsveç Konserleri
 İsmet Sıral Orkestrası Hilton çalışmalarından sonra yurtdışından teklif alacaktı Böylece ekip, 2,5 yıl süren İSVEÇ turnesine çıktı. Turne sonunda İstanbul’a döndüklerinde Rüchan Çamay, Ayten Alpman, Sevinç Tevs’e eşlik ettiler
Orkestra radyo programlarında ise Tülay Germen ve Sevinç Tevs’e eşlik ediyordu.
Ardından ikinci İsveç Turnesi başlar bu kez solist METİN ERSOY dur.
İsveç turnelerinden sonra Aydın Yünkuş, iki yıl Özdemir Erdoğan Orkestrası`nda Tarabya Oteli`nde çaldı.



Caz Kulübü dönemi
1970 yılının ortasında Hilton`un karşısında, sokak içinde arkadaşlarıyla bir yer kiralayıp caz kulübü yaptılar. "The Rhythm Section" adını verdikleri bu kulüpte, çok iyi müzisyenlerle çalışacaktı. Paris’te Bud Powell, Chet Baker gibi isimlerle çalışmış olan kornocu Melih Gürel,  kotrbasçı Günnür Perin, şimdi Almanya`da müzik hayatına devam eden  davulcu Bülent Ateş’in yer aldığı ekipte piyanoyu Ayhan Yünkuş ile Emin Fındıkoğlu yer değiştirerek çalıyorlardı. Bu ekibe ara sıra katılan isimlerden biri de Türk Cazı’nın temel taşı İsmet Sıral’dı ve o gecelere tenor saksofonuyla katılıyordu.  O dönemlerde bu kulüp’te yabancı müzisyenler de çalmak için İstanbul’a gelmiş.
Ayhan Yünkuş, The Rhythm Section`da çalarken Divan Oteli`nden bir teklif aldı ve otelin restoranında 30 yıl her gece çaldı. 
Süheyl Denizci`nin kurduğu TRT Caz Orkestrası`nın ilk piyanisti idi ve burada da uzun süre çaldı, bütün bu yıllar boyunca Belediye Konservatuvarı`nda klarinet eğitimciliğini sürdürdü. Son yıllarında Sapanca`ya yerleşti ve oradaki bir otelde haftada bir-iki gün piyano çalmaya devam etti.

Yazının başında bahsettiğim Hey dergisindeki, bundan 45 yıl önceki ropörtajın başlığında “Müzik Dünyamızın Sessiz Adamı Ayhan Yünkuş” deniliyordu. Sessiz ama Türkiye’de Caz denilince piyanosuyla konuşan bir isim, yani Ayhan Yünkuş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder