Sayfalar

20 Ekim 2015 Salı

Şapkasının altındaki gitarist

Çizim APTULİKA

 SLASH

Kıvırcık, siyah saçlarının tepesine kondurduğu İngiliz mebuslarına has uzun silindir şapkası ile Slash, rock içinde simgeleşmiştir. Bunca senedir şapkasının altından inen saçlarının  suratının göz bölümünü kapamasından dolayı gözlerinin ne renk olduğunu gören olmamıştır. Kimi zamanda duvarı daha da iyi örmek için siyah bir gözlük ile sahnedeki yerini alırdı. Kişiliği ile ününü perdelediği böylesi bir duvarla aklımıza mıhlanan elinde tuttuğu Les Paul Gibson ile özdeşleşmis bir gitarist.   

Glam Rock’ın en çapulu ama gene karizmatik
Guns and Roses gibi şöhretengiz bir rock grubunda gitaristliği ile başbaşa kalmak isteğinin göz temasına imkan vermeyen imajıyla  Slash’in içe kapanık, çekingen çocuk ruh halini az biraz ele verir. Glam rock müzikal tanımına da oturacak şekilde süse, renkliliğe ve dahi cafcaflı giysilere önem verir. 70’lerin bu tarzı 80 ve 90’lara da (glam metal ya da hair rock diye) evrildiğinde de bu kural bozulmadı. Yeni dönemin bugüne kadar yıkılmayan armadası Guns’n Roses da renkli imajı ile bu kuralı en iyi uygulayanıydı. Slash ise bunun en basitini seçmişti. Gözlerini kapayan saçlarının altında ise basit mi basit bir yelek ayağında da bir kovboy çizmesi yetiyordu ona.

Sanatçı anne baba
Guns’n Roses’ın onca rengi ve Axle gibi bir solist figürüne rağmen maskotik duruşu ile Slash bugüne dek akılda kalacaktı. Asıl adı Saul Hudson olan gitarist daha okula bile başlamadan evvel aileden müzik ortamının içindeydi. Bu cümleden sonra, “Slash’in babası gitaristti, annesi piyano çalıyordu” diye devam etmemiz alışıldık bir durum olsa da onun ebeveynleri için bunu söyleyemeyiz. Slash’in babası Antony Hudson, İngiliz kökenli bir sanatçıydı ve Neil Young gibi bir çok müzisyenin albüm kapaklarını yapmıştı. Anne Ola Hudson ise bir kostüm desinatörüydü ve 70’lerin David Bowie konserlerinin harika sahne kostümlerinden de o sorumluydu. Annesinin bu yanı Slash’in imajına bir katkı yapmış mıdır bilemiyoruz ama okul yıllarında “yaramaz çocuk” olması onları fazlasıyla meşgul edecekti.  

Gitar sololarındaki melodi örgüsü
"Welcome to the Jungle," "Sweet Child o' Mine,"  "Paradise City,” ve “Nowember Rain” ile bir döneme damgasını vuran Guns’n Roses’ta gitar sololarında birbiri ardına akan melodi örgüsü Slash’i ayrıcalıklılaştıracaktı. 1987’den 1993’e kadar süren bu sürecin ardından gruptan ayrılan gitarist, 1994’te Slash's Snakepit grubunu kuracaktı ve biri  1995’te diğeri de 2000’de olmak üzere iki albüm yapacaktı. İki yıl sonra onu Velvet Revolver isimli grubuyla bulacaktık. 2010 yılından beri solo olarak çalışmaya karar veren gitaristi, ilk olarak “Slash” isimli albümü ardından da iki yıl önce çıkan “Apocalyptic Love”la dinleyecektik.

Slash 2014’te de üçüncü solo albümü “World On Fire’ı çıkartacaktı.
APTULİKA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder