Sayfalar

14 Ocak 2015 Çarşamba

Hayatımızdaki Joe Cocker izi

  Joe Cocker’ı  22 Aralık 2014'te yitirmiştik. 
Bu haftaki Blues Perişan radyo programını 
Joe Cocker'a 
ayırdık. 


15 Ocak 2015 
saat 22.00'de 
Rock FM 94.5'te
internetten canlı dinlemek için






Tarihin en görkemli barış ve müzik festivali Woodstock, üzerinden kuşaklar geçse de hatırlanıyor. İşte o festivalin son günüdür ve takvimler 17 Ağustos 1969’u gösteriyordu. O son günün görkemli ismi Jimi Hendrix’ti ve gecenin ilerleyen saatlerinde en son o sahneye çıkacaktı. Festivalin öğlen 12.00’deki ilk konseri ise 25 yaşında tıfıl bir genç müzisyenle başlayacaktı. Ancak talihsizlik bu ya… yaz gününden beklenmeyecek bir gökgürültüsü ve sağanak halde bir yağmur başlamaz mı? Böyle olunca da o gencin konseri iki saat gecikmeyle olacaktı. Tabi haliyle sahnede de 25 dakikadan fazla kalmamalıydı. O sahneye çıktığında bir pop yıldızından çok sabah mahmurluğunu attıktan sonra kasabanın pub’ına gidip iki tek atmaya gelen bir mahalle delikanlısı gibiydi. Ayağındaki kovboy çizmelerinin üzerinde yıldız desenleri olmasa konseri izleyenlerden en berduşu sanılabilirdi. Hoş o konseri izleyenlerin sahnedekileri aratmayacak rengarenkliğine bakıp sahnedeki gence yüz vermezdiniz bile. Uzun favorilerinin ardındaki tarak vurulmamış saçları, basit bir batikle renklendirilmiş sanki perşembe pazarından alınmış gibi duran tişörtünü kemerle pantolonunun içine sokmuş, elini nereye koyacağını bilemeyen bir şaşkınlıkla çakırkeyiflik arasında bir adam vardı sahnede. Müzik başlamıştı ama o ellerini gitar çalıyormuş gibi kıpırdatması ve yerinde salınımıyla sanki konser esnasında arıza olan bir davetsiz misafir gibiydi. Sahneden onu kimsenin indirmemesine şaşırırken, o mikrofona doğru harekete geçiyordu. Öyle hızlı bir hareketle değil, aheste ve korkakça geliyordu. Vokal bölümü geldiğinde ise yer gök inliyor ve o sesin o berduş adamdan çıktığını hayretlerle izliyordunuz. O “With A Little Of My Friends” şarkısını söylerken kendine gelen seyirci de alkışlarıyla semayı inleterek bu adamın farkına varıyorlardı. Şarkıyı okurken son nefesini verecek ya da bitkinleşip yere düşecek kuşkusunu duyduğunuz bu yorumda şarkı bitince de selamını verip, bir kaç kelam ettikten sonra sanki bir bakkaldan sigara alıp, at yarışı oynamak için ganyan bayiine gider gibi sahneyi sallana sallana terk ediyordu. Bu gencin ismi Joe Cocker’dı ve festivalin ardından adından en çok söz edilen kişilerden biri olacaktı.
Joe Cocker, 1969’da Woodstock’ta Beatles’ın “With A Little Of My Friends” şarkısını seslendirdiğinde yorumuyla neredeyse yeni bir parça yapmıştı. Blues ve rock’ın bu usta vokalini 22 Aralık 2014'te 70 yaşındayken yitirdik. En son bu yıl 17 Eylül’de Madison Squire Garden’da konser veren Cocker, uzunca bir süredir akciğer kanseriyle boğuşuyordu.
45 yıllık müzik hayatında 22 albüm yapan sanatçı 60 ve 70’lerdeki görkemli çalışmalarından sonra 1993 yılında da “Unchain My Heart” şarkısıyla dönüş yaparak, yeniden ünlenecekti.

Müziğe davulla başlayan usta ses
İngiltere’nin Yorkshire kasabasında doğan Joe Cocker, İngilizlerin öncü pop yıldızı Lonnie Donegan ile ABD’li müzisyen Ray Charles’ı duymasıyla müziğe yönelecekti. Şaşırtıcı bir şey ama okul arkadaşları onu vokale layık görmeyip, davula geçireceklerdi. Belki de bu kendi seçimiydi, kim bilebilir ki. Çünkü 16 yaşına geldiğinde kuzeni Victor’la kurduğu ‘The Cavaliers’ da da onu davul çalarken görecektik. Ta ki takvimler 1963’ü gösterirken The Cavaliers’in adı “Vance Arnold and The Avangers” olana kadar. Artık bu yeni toplulukta onu davul seti yerine mikrofonun başında görecektik. Bu grupla bazı kulüplerde de sahne almaya başlayacaklardı. Manchester’da çaldıkları bir kulübe tesadüf eseri gelen ‘Decca’ isimli plak şirketinin prodüktörü Mike Leanders’ın dikkatini grubun vokalisti ziyadesiyle çekecekti. Gecenin sonunda Leanders, müzik tarihinin taşlarını yerine oturtacak olan teklifi yapacaktı. O gecenin ertesi günü kendini Londra’da bulan Joe Cocker, ‘Decca’ stüdyolarında kayda girecekti. Orada Lennon ve Paul Mc Cartney imzalı “ I’ll Cry Instead”ı seslendiren şarkıcı, ilk ciddi profesyonel grubu olan The Big Blues’ı kuracaktı. Bu topluluk ona bir hayli şanslı gelecekti ve Manfred Man’le birlikte muhteşem bir İngiltere turnesi deneyimi yaşayacaktı.
The Big Blues grubunu The Grease Band takip edecekti. Alan Spenner (gitar), Stainton (bas), Tommy Eyre (klavye), Kenny Slade (davul)’den oluşan grupla birlikte, 1965 – 66 arasında İngiltere’nin kuzeyindeki barlarda soul klasiklerini yorumlayacaktı. 1968’in Mayıs’ında grup müziğini terkederek tek başına “Marjorine” 45’liğini kaydetmesi, ona solo kariyerini açacaktı.

Ses yorumuyla parçalara katılan yeni ruh
Böylece başarı yolu açılan Cocker’ın ilk albümü de bir yıl sonrası “With A Little Help From My Friends” adıyla çıkacaktı. Albümle aynı adı taşıyan Beatles klasiğini yorumlaması ve “Marjorine” şarkısı dikkatleri çekmesini sağlayacaktı ve bu ona ABD’de bir konser için kapıları açacaktı. Üstelik bu ilk Amerika buluşması da tarihi bir festival olan Woodstock’la gerçekleşecekti. 1969’da bu festivalde Jimi Hendrix, Janis Joplin, Joan Baez gibi yıldızlarla birlikte aynı sahneyi paylaşan Joe Cocker, gırtlaktan yırtılırcasına gelen sesiyle dinleyenleri büyüleyerek, dünya çapında bir ün edinecekti.
70’li yıllarda iz bırakan vokalist, 80’lerin değişen müzik ortamına da 1961’deki bir Ray Charles klasiğini yorumlayarak oturacaktı. 1987 Kasım’ın da piyasaya çıkan albümünde yer alan “Unchain My Heart”la genç kitleler tarafından da tanınacak ve sevilecekti.
Joe Cocker’ın özgün besteler dışındaki ‘cover’ denilen yorumlarını oldum olası sevmişimdir. Bilinen ve hatta insanlar üzerinde hatırası bulunan parçaları yorumlarken yeni bir parça okuyormuş gibi bir illizyona sokmasına her daim hayranlık duymuşumdur.  
Aptulika

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder