Sayfalar

19 Aralık 2014 Cuma

Hafta sonu 'Blues Perişan Kütüphanesi'ne katkı – 9

Kütüphaneye katkımızda bir haftalık bir gecikme oldu ama devam ediyoruz. 
Bu hafta kütüphanemize katılan kitap Türk Edebiyatı’nın bir büyük ustası ile usta bir karikatürcümüzün ortak imzasını taşıyor. "İstanbul’dan Çizgiler” adını taşıyan bu kitabı Orhan Kemal yazmış, Ferit Öngören de resimlemiş. Ancak bu öyle yazılmış olan bir kitabı alıp, okuyup çizim yapmaktan oluşmamış. Yazar ve çizer İstanbulu birlikte gezip, izlenimlerini birlikte oluşturarak kitabı hazırlamışlar.


Orhan Kemal ile Ferit Öngören'den İstanbul Çizgileri
Orhan Kemal ismi bilinir ama Ferit Öngören denilince büyük ihtimal birçok kişi de “O da kim?” diye soru işaretleri oluşacaktır. Öngören ismini ve karikatüre kattıklarını düşününce bir toplum için “O da kim ?” sorusunun oluşması acıdır. Ama yapabilecek bir şey yok bunda ben de dahil olmak üzere karikatürle uğraşan insanların da kabahati vardır.

Ferit Öngören’i tanımak
Ferit Öngören’i şöyle kısaca bir hatırlatacak olursak, 1932 doğumlu sanatçı sadece bir karikatürist değil aynı zamanda derin bir entelektüel birikime sahip bir araştırmacı, edebiyatcı, yazar ve örgütleyici bir eylem insanıdır.  1958'de Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitiren Öngören, bir dönem avukatlık yapmıştır. Daha sonra karikatüre yöneldi. Karikatürcüler Derneği Kurucuları arasında yer aldı. Ressamlık yaptı. 1966 da Lastik-iş Sendikasinin yayin organı Lastik-İş i çikardi. Filiz, a, Yelken,Köprü,Ataç,Degişim,Şiir Sanatı, Yeni a gibi dergilerde yazdı. Ayrıca, ilk çağlardan günümüze değin Anadolu şiirinin evrimini inceleyen arastırmasının bir bölümü de soyut dergisinde yayınlanmıştı. Fedit Öngören’i bir yanıyla daha hatırlara getirtebilmek için 70 ile 80’lerin en büyük mizah dergisi Gırgır’ın kuruluşunda Oğuz Aral ile birlikte emek veren insanlardandı. Ferit Öngören'i 2010 yılında yitirmiştik.
Kısaca dedik ama Ferit Öngören’i anlatmak gene da zaman aldı. Çizgilerindeki farklı lezzete rağmen onu yeterince tanıtabilecek kaynağın azlığı da bir başka ayıbımız. Eğer bu yazımız birilerinin dikkatini çeker araştırırlarsa belki Öngören’le ilgili kaynak çalışmaları artar. (Bu konuda da bizim yaştaki insanlardan bir halt beklemiyorum. Yeni ve genç insanlar bu işi yaparsa hayatımız aydınlanacak.)

Kitap yayınlanacakken Orhan Kemal’in Ölümü
Biz gene kitabımıza dönelim. Orhan Kemal ile Ferit Öngören bir gün kahvede oturup söyleşirlerken, İstanbul’u gezinip, hem yazı hem de çizgiden oluşan bir kitap yapmaya karar vermişler. Bu konuşma 1965 tarihinde geçmiş, kitap bittiğinde ise yayınevi aramaya başlamışlar ama ancak 1970’te bu kitabı basacak yayınevi bulunmuş. Bu sırada ise 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal hayata veda edecekti. Dolayısıyla kitabın basılmasını göremeyecekti. Bu nedenle kitaba önsöz yazma görevi de Ferit Öngören’e düşmüş. Bence bu da fena olmamış, çünkü Orhan Kemal’le ilgili değerli anektodları Öngören’in kaleminden bulabiliyoruz. Önsöz’den not aldığım örnekler arasında Orhan Kemal’in Öngören’e yaptığı Kemal Tahir eleştrisi dikkat çekiciydi:
“Ben onu tanırım, o beni tanır. Eğitimi ne okulu ne. Yahu diyorum, bırak bu iktisatcı, sosyolog, felsefeci pozlarını. Herkes kendi işini yapsın. Sen roman yaz roman diyorum. Fakat roman yaşanarak yazılır. Tek yaşantısı yok. İşte bu boşluğunu gidermek için felsefeden, sosyolojiden, tarihten yardım umuyor. Yaşanmamış efendim, Olmaz.”

“Harfleri figür olan alfebe”
Kitabın önsözünde Ferit Öngören’in çalışmasındaki incelikleri de görüyoruz. Ferit Öngören kitabı resimlerken alışılageldik sekilde metni okuyup, resimlememiş.Kitabın hazırlanma sürecinde 5 yıl boyunca Orhan Kemal’le birlikte İstanbul’u dolaşıp, notlar almış, eskizler çıkartmış. Çizimleri yaparken de İstanbul’u bir model olarak alma yerine değerlendirme olarak resmetmeyi esas almış. Böyle olunca da figür resmin malzemesi olmaktan çıkıyor, öznesi haline geliyor.
Çizimlerde göz perspektifi yerine zihin perspektifi denilen bir anlayış kullanılmış. Bu oluşturulurken de minyatürdeki “istif” yöntemi kullanılmış. Öngören bunu, “Harfleri birer figür olan alfebeye göre resim yapmak” diye tanımlıyor.
Orhan Kemal bu gezintilerde Ferit Öngören’e çizgileriyle ilgili şunları söylemiş,
“Sen İstanbul’dan çıkarmıssın karmakarışık resimlerini.”

Toplumcu bakışın kaleminin gerçekçi İstanbul’u
Orhan Kemal ile Ferit Öngören’in gezdikleri İstanbul 60’lı yılların İstanbul’u. 50’lerde 10 yıl süren DP dönemi son bulmuş ve 60 Anayasası ile yeni bir dönem başlamış. Bu yeni dönemde de filizlenen umut arayışları kitaptaki izlenimlerde beliriyor. Ancak bunları yeşertmeye engel zihniyetlerin varlığı da yazılarda vurgulanıyor.
“İstanbul’dan Çizgiler”de  İstanbul zengin semtleriyle değil fakir semtleriyle gezilmiş. Anlatılan insanlarda öyle.
Orhan Kemal bugünkü yazarlarımızdan çok farklı biri olduğunu bu yazılarda daha iyi anlıyoruz. Bugünkü yazarları kahvelerde ya da salaş meyhanelerde artık görmeye imkan yoktur. Ancak Orhan Kemal için o fakir kahvehaneler alışıldık bir mekan. Yazarın orada bir arkadaşının borç para getirmesini beklerken anlattığı öykü oldukça etkileyiciydi. O arkadaşının getireceği para ile ev kirasını ödeyecekti ve ev sahibinin aşağılamalarından kurtulacaktı. Arkadaşı ya gelmezse ne olacaktı diye kaygılarla çayını yudumlarken bir kara mizah örneği gibi çıkan münabetsiz bir tanıdığı ona bir de kahve ısmarlatmıyor muydu. Sözün özü artık böyle yazarlar yok. Orhan Kemal halkı iyi tanıdığı ezilenlerin yanında birlikte yaşadığı için gerçekçi bir edebiyat oluşturdu ve hala da yaşıyor. Bugün bu büyük yazarımızın adına ödül veriliyor ama onun hassasiyetleri dikkate alınıyor mu… soru işareti.
Orhan Kemal’in İstanbul’u anlatması bir gezi rehberi gibi de değil. Öyle tarihi eserler, rakseden sultanlar vesaire yok. Ezilen insanlar, semtleriyle yaşayan İstanbul çizilmiş. “Yeşiltepe” öyküsünde ismiyle tezat gösteren bir semt, “Eskici” öyküsünde de sanki oradaymış gibi bir havayı hissediyorsunuz.

“İstanbul’dan Çizgiler” kitabı güçlü bir edebiyatçının neden hala önemli olduğunu bize bir kez daha hatırlatırken, bugün bilinmeyen bir çizerin ustalığına ve de entelektüel donanımına şahit olmamızı sağlıyor.
Aptulika

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder