İrlandalı blues - rock
gitaristi Rory Gallagher’ın 1974
yılında yaptığı ve unutulmazlar arasına girip, rock tarihine oturan efsanevi
İrlanda konser turnesinin kayıtlarının yer aldığı “40th Anniversary Irish Tour
’74” isimli albüm seti bu ay piyasaya çıktı. 7 CD ile 1 DVD’den oluşan özel kutu set bir
dönemi günümüze taşıyor.
Günümüzde bir fabrika
üretimine dönen müzik, doğal olarak bir endüstri. Önde görülen ve yıldızı bir
hayli parlayan isimler genellikle hep aynı oluyor. İdol haline gelen bu
isimlerin ne yaptıkları, yaptıklarının ne derece iyi olduğunun önemi pek yok.
Müzik endüstrisi ve onun yanısıra giden müzik medyası da aynı isimler
etrafından dönüp, dolaşıyor. Bundan dinleyici de rahatsız olmuyor, tam tersine
çok memnun. Bu yöntem bizde de aynen sürüyor ve galiba çok uzun zaman sürecekte.
Ancak batıdaki büyük müzik şirketleri bizdeki gibi iç pazara hitap etmedikleri
için arasıra da olsa “Sezar’ın hakkı
Sezar’a” misali müzikal yönü kuvvetli olan müzisyenleri unutmuyor. İrlanda’dan çıkan en önemli rock ve blues gitaristi Rory
Gallegher’ın 40 yıl önceki Kuzey İrlanda turnesinin konser kayıtlarını 7
CD’de toplanarak yayınlanması da bu örneklerden biri.
Rory Gallegher’ı 14 Haziran 1995’te karaciğer
rahatsızlığı sonucu 47 yaşındayken
yitirmiştik. Usta bir gitarist ve vokalist olan Gallegher, 60’ların ortalarında Taste isimli grubuyla efsaneleşmişti. 1970’ten sonra ölümüne kadar
solo albümler yapan sanatçı, döneminde tüm dünyada 30 milyonluk albüm satışına
ulaşacaktı.
Elden düşmeyen ‘Stratocaster’
İrlanda’nın kuzeyindeki Cork şehrinde 1948 doğan Rory Gallegher,
9 yaşında akustik gitarla müziğe adım atacaktı. Gitarı kendi kendine öğrenen
sanatçı, 13 yaşındayken de ilk elektro gitarına sahip olacaktı. Bu Fender Stratocaster marka bir gitardı
ve bunu profesyonel kariyerinde de elinden bırakmıyacaktı.
Gallegher’in
blues’la ilk tanışması İskoç pop yıldızı Lonnie
Donegon’u radyoda duymasıyla olacaktı. Ardından BBC’de çıkan ABD’li rock’n roll ve blues sanatçılarını izleyip,
parçalarını gitarıyla hatim edecekti. Bu ilk tanıştığı blues ustalarından Muddy Waters onun için ayrı bir yere
oturuyordu. Rory Gallegher gitarda
kendini geliştirirken, armonika çalmayı da öğrenecekti. Bununla da yetinmeyen
sanatçı, mandolin, banjo, sitar ve neredeyse bir caz müzisyeni kadar güçlü bir
çalış tekniğine sahip olduğu alto saksofonu da öğrenecekti.
Muhteşem üçlü: Taste
15 yaşında okuldaki
arkadaşlarıyla ilk grubunu kuran Rory
Gallegher, 17 yaşında İrlanda ve
İngiltere’de konserler verecekti. Bu
aşamada Almanya’nın Hamburg şehrinde de konserler verip,
müzik yapan sanatçı, 1966’da İrlanda’ya dönerek kendi grubunu kurmaya karar
verdi. Böylece bir blues rock trio’su
olan Taste kurulacaktı. Rock
tarihine oturan bu üçlü de ilk olarak Norman
Demery ve Eric Kitteringham yer
alıyordu. 1968 yılına gelindiğinde ise onların yerleri iki Belfast’lı müzisyenle değişecekti. Böylece gitar ve vokalde Rory Gallegher, davulda John Wilson, bas gitarda da Richard McCracken’den oluşan ideal
kadrosuyla Taste, efsanevi Marquee Club’da çıkacaktı. Burada dikkatleri çeken grup,
İngiliz ‘süper grup’ The Cream’ın
tarihe oturan Royal Albert Hall
konserinin açılışında çalacaktı. Bu tanınmanın gücüyle bir başka ‘süper grup’
olan Blind Faith’in Kuzey Amerika
turnesinde açılış grubu olarak yer alarak, ilk plak tekliflerini de
alacaklardı.
Sadece gitar değil saksofonda da usta
Taste ,
70’lerin başında yaptığı üç albümle unutulmazlar arasına girecekti. Grubun 1970
tarihli “On The Boards” albümünde
Rory Galleger, “It’s Happened Before”da
gitarı bırakıp saksofona geçecekti ve çıkan yorum herkesi şaşırtacak denli caz
birikimindeydi.
Taste’nin
ardından yeni bir grup kurmayı deneyen Rory
Gallegher, 1971 yılında ilk solo albümün çıkartacaktı. Bu albümde gitar,
vokalin yanısıra alto saksofon, armonika, mandolin de çalan Gallegher’a bas
gitarda Gerry McAloy ile davulda Wilgar Campbell eşlik ediyordu ki, gene bir trio
formatını görüyorduk. Daha sonra “Deuce” ile solo albümlerine devam eden
gitarist, 1972’de de konser kayıtlarını albüm haline getirecekti. O yıl Melody Maker dergisi tarafından yapılan
okuyucu anketinde ise “Dünyada Yılın En İyi Gitaristleri” arasında Eric
Clapton’u geride bırakarak birinci sıraya oturacaktı.
İrlanda’nın unutulmaz kahramanı
1995’teki ölümüne kadar solo
albümler yapan Gallegher, virtuozite
düzeyindeki ustalığına rağmen samimi ve içten çalışının yanında konserlerinde
seyircilerin arasına girip çalacak kadar da müziği yaşayan bir isimdi. Onun
ölümünden sonra da dünya onu unutmayacaktı. Onunla özdeşleşen Stratocaster gitarının rolyefi Dublin’deki Temple Bar’ın duvarına bir plaketle konulacaktı. Doğduğu kent olan Cork’ta 2004 yılında adına bir müzik
kütüphanesi kurulurken, 2010 yılında Donnegel’in bir caddesine bronzdan bir
heykeli dikilecekti.
İrlandalı blues - rock
gitaristi Rory Gallagher’ın 1974
yılında yaptığı ve unutulmazlar arasına girip, rock tarihine oturan efsanevi
İrlanda konser turnesinin kayıtlarının yer aldığı “40th Anniversary Irish Tour
’74” isimli albüm seti bu ay piyasaya çıktı. 7 CD ile 1 DVD’den oluşan özel kutu set bir
dönemi günümüze taşıyor. Bu muhteşem konser dizisinin 40. yıldönümünde usta
gitaristin doğduğu kent olan Cork
ile Dublin ve Belfast’ı da kapsayan efsanevi İrlanda konser turunun en güzel
kayıtları yeniden master edildi. 7 CD ile birlikte yer alan DVD’de ise ilk defa
gün yüzüne çıkan hem konser hem de belgesel niteliğinde çekimler yer
alıyor.
1974’ün Ocak ayında başlayan
İrlanda turnesi yönetmen Tony Palmer
tarafından filme çekilmişti. Bu kayıtlar tekrar elden geçirilerek, 40 yıl sonra
ilk defa bir belgesel olarak yayınlanıyor. Kuzey İrlanda’da verilen 9 konserin
kayıtları arasından seçilen kayıtlar Rory
Gallegher’ın müzikal dehasını ortaya koyuyor.
Konser kayıtları içinde ilk
dikkati çeken çalışmada, blues efsanesi Muddy
Waters’ın ”I Wonder Who”
parçasını seslendiren Galleger,
ortaya harika bir akustik icra çıkartıyor. Gene Shadows stilindeki “Maritime”
ve "Walk on Hot Coals" ise
seçkilerden hemen öne çıkanlar oluyor. Konserleri hem filmden hem de CD’lerden
dinlerken Rory Gallegher’in Britanya
adasının en iyi İrlandalı gitaristlerinden olduğunu bir kez daha (hatırlıyor)
anlıyoruz.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder