Sayfalar

11 Aralık 2013 Çarşamba

Avishai Cohen İstanbul konseri haftaya Babylon’da

Caz kontrbasının son dönemdeki en önemli isimlerinden biri: Avishai Cohen. Caz alanında dünyaca heybeti olan Downbeat dergisi onu yüzyılın 100 bascısı arasına yerleştirmiş bile.
Cohen bu yıl senfonik bir orkestra ile “Almah” albümünü yaptı.   Cohen’i 18 ve 19 Aralık 2013 tarihlerinde vereceği konserlerle Babylon’da dinleyebileceğiz.
Avishai Cohen (Çizim: APTÜLİKA)


Jaco Pastorius için “Caz müziğin Jimi Hendrix’i” dersek abartı olmaz.  Jimi Hendrix rock gitarında nasıl bir ilham kaynağı ise Pastorius’ta caz bas gitarında öyledir. 1970’te İsrail’de doğan Avishai Cohen’i de Pastorius böyle etkileyecekti. Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak yetişen Cohen, 9 yaşında aldığı piyano eğitimini 14 yaşında  iken dinlediği Wheather Report plağındaki bas gitarist Jaco Pastorius hayranlığı ile bas gitara yönlendirecekti.
Avishai Cohen’in bas gitara olan bu tutkusu askerlik yıllarına kadar sürecekti. İsrail ordusunda 2 yıl zorunlu askerlik yapan sanatçı, ordu bandosunda çalışırken kontrbasa merak saracaktı. Bu merakı orkestra şefi Michael Klinghoffer’den aldığı derslerle nihayete erecekti. 
Askerliğin bitiminden sonra palas pandıras New York’a giden sanatçı burada çeşitli işlerde çalıştı, hatta park ve metrolarda sokak müzisyenliği yaptı. Bu aşamada müziğini geliştirmek için Mannes Müzik Okulu’na girdi ve Latin Caz üzerine eğitim aldı. Zamanla ufak barlarda da çalan Cohen’i bir gece dinleyen Chick Corea grubuna davet edecekti. Böylece müzikal kariyerine ciddi bir adım atan sanatçı, caz fusion piyanosunun usta ismi Chick Corea ile 7 yıl çalıştı.
2003’te Chick Corea ile yollarını ayıran Avishai Cohen, kendi grubunu kurarak “Lyla” albümün çıkartacaktı. Bu albümde Beatles’ın “Come Together”ini de seslendirecekti. Caz kontrbascıları genellikle arşe (yay) kullanmadan parmakla çalarlar. Cohen ise bu parça da klasikciler gibi arşeyi kullanıyordu. Ancak çıkan neredeyse bir rock yorumuydu.

Her albümde yeni bir açı

Ardından gelen ikinci albümü “At Home”da ise “Punk” isimli bir parçası yer alıyordu. Bu çalışma adeta ustası Jaco Pastorius’a bir gönderme gibiydi. Pastorius’un basgitarla yaptıkları bu sefer Avishai’de kontrbas ile gerçekleşiyordu. Bu albümde Sam Barsh’ın piyanosu da bir hayli öne çıkıyordu. Belki ilk çıkışını Chick Corea ile yapması da buna etken olmuştur bilemeyiz ama Avishai’nin bu ve daha sonraki albümlerinde de piyano önemli bir yer tutacaktı. Bu albümdeki öneme haiz bir özellik daha vardı. Sanatçı “Remembering” parçasında doğu ezgilerini de sergilemeye başlayacaktı. Üçüncü albümü “Continu”da ise bu sefer de bir doğu enstrümanı olan udu müziğine katacaktı. Udi Amos Hoffman trio caz kombinasyonuna bir dördüncü eleman olurken “Nu Nu” isimli çalışmada da harika bir etki oluşturacaktı.
Avishai Cohen, dünya caz sahnesinde yeteneğiyle yükselirken her albümde de bir yeniliğe imza atıyordu. Bu devingenlik içinde 2006’da çıkan “As Is!” de ise müzikal alt yapıya trompet ve saksofon ile nefesli enstrümanları da katacaktı. 2007’da gene trio düzene döndüğü “Gently Disturbed”den bir yıl sonra çıkan “Sensitive Hours” albümünde caz dinleyicisi şaşırtıcı bir yenilikle karşı karşıya kalacaktı. Kontrbasçı bu albümünde ilk defa vokalde yapacaktı. Bu albümün diğer bir özelliği de doğu ezgilerinin bariz artışıydı. 2005’te çıkan “Aurora”da vokalini daha da artıran sanatçı 2010 yılında “Seven Seas” isimli başyapıtını çıkartacaktı. Burada deneyler sonuç bulmuştu ve müzikal yetkinlik açıkca ortaya konuluyordu. Yerel ezgiler artarken caz ile bütünlüğü kopmuyordu. Vokaller ise olması gereken yerde gerçekleşiyordu. “Seven Seas” albümünde sanatçıyı gene bir ilk ile buluyorduk. “Dreaming” ve “Tres Hermanicas Errant” isimli yapıtlarda Avishai, küçüklüğünde eğitimini aldığı piyanosuyla karşımıza çıkıyordu.
Üretkenliği ve her yeni albümde farkıl bir bakış ve kombinasyon sunabilen Avaishi Cohen geçtiğimiz yıl  Nitahi Hershkovits ile birlikte piyano ve kontrbastan oluşan  albümü yaptı. Bu aylarda “Almah” isimli albümüyle gördüğümüz sanatçı bu sefer de klasik müzik düzeniyle caz denemesine girişecekti. Haziran’da kaydedilen bu albümde eserlerini senfonik bir orkestra ile seslendirdi.
Avishai Cohen, 18 ve 19 Aralık günlerinde ülkemize gelip İstanbul, Babylon’da iki konser verecek. Sanatçıya bu konserde piyanoda Nita Hershkovita ve davulda da Ofri Nehemya eşlik edecek.

Rock gitaristi gibi kontrbascı

Günümüz cazının önemli isimlerinden olan Avishai Cohen, orta doğulu olmasının imkanlarını kullanırken evrensel normlardan da uzaklaşmıyor. “Batıya kendimi doğu ezgileriyle sunayım ve parsayı toplayayım” uyanıklığının yerine kendi ezgilerini müzikal zenginliğe oturtarak, kurnazlığın yerine akılcılığı koyuyor. Sanatçının müziğini tamamiyle doğu ezgileri oluşturmuyor. Evrensel ölçüde müzikal bir bakışının olduğu işleri de ağırlıkta. O her ne kadar caz alanında bir bascı ise de diğer müzik türlerindeki dinleyiciye de açık bir müzikal zenginliğe sahip. Bunların en başında da rock dinleyicisinin kulağına uyabilecek bir müziği var. Gençliğinde beslendiği müzikal kaynaklar arasında Led Zeppelin’in olduğu da aşikar diyebiliriz. O dev gibi enstrümanı sahnede bir rock gitaristi gibi çalarken verdiği görüntü caz kontrbascılarının alışıldık sunumlarının ötesine geçebiliyor.
2010’da yayınlanan “Seven Seas” albümüyle geniş bir dinleyici kesimi tarafından farkedilen ve önceki albümlerine de talep artan sanatcı daha şimdiden caz kontrbasının alışkanlıklarını değiştiriyor.  Bir süre sonra gençler elektro gitar yerine kontrbas almayı tercih ederlerse bunun sebebi hiç kuşkusuz Avishai Cohen olacaktır.
Yazı ve çizgi : APTÜLİKA


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder