Sayfalar

25 Ağustos 2013 Pazar

Geronimo'nun kaleminden Roger Waters İstanbul Konseri

Geronimo "Yalnız Kartal" benim aziz dostumun mahlası. Osmanlıca terimden kimse anlamazsa yenileştirelim yani lakabı yani nikneymi. Yalnız Kartal benim isteğim üzerine konserle ilgili bir yazı yazdı. Geronimo benim arkadaşım olması sebebiyle burada yazmadı. Zira o yıllardır yaptığı internet siteleriyle yazılarını, araştırmalarını, önemsediklerini insanlarla paylaştı. Yaptığı iş imkan vermese bile o yazıp, çizmeyi hayat gailesine meydan okuyarak sürdürdü. Ondan daha başka yazılar da istiyorum. Çünkü bir ara onunla kafayı sıyırıp Blues Perişan diye bir dergi çıkarmaya bile karar vermiştik. Şimdi blog var ozaman ondan da yeni yazılar bekleriz diyerek, konser izlenimine yer verelim.
Aptülika


Roger Waters İstanbul Konseri
Barış Manço’nun sorduğu gibi  “ ... Su üstüne yazı yazsan kalır mı ?”  bilmem ama belleklere kazınan anılar duvarlar yıkılsa da hep kalır ve kalacaktır ! Tıpkı  Roger Waters’ın The Wall İstanbul Konseri gibi.
Roger Waters'ın  40 yıl öncesinde yazdığı şarkıları , şarkı olmanın ötesinde  bir tavrı,  duruşu  40 yıl sonrada aynı tazelikte ,aynı gerçekçilikte ve aynı güncelliğinde halen büyük bir lezzetle sunuyor tüm insanlığa ...
Bundan 5 yıl evvel  Boğazın Kıyısında  ( Kuruçeşme )  Ayın Karanlık Yüzünü ( Darkside Of The Moon ) göstermişti bizlere , büyük bir hayranlıkla ayın görünmeyen yüzünden dünyaya bakmıştık hepbirlikte  ve wish you were here bile demiştik 
Bu kez de zihinlerde , düşüncelerde , davranışlarda , eylemlerde , tavırlarda  birtürlü yıkılamayan duvarları birkez daha yıkmak üzere  dikilmişti küçücük boyuna bakmadan devasa koruyucularına rağmen uçsuz bucaksız duvarın karşısına ... Hem de yanında ki üç beş çocukla !
Önce oyuncak uçak denedi ama beceremedi yıkmayı , her saldırda duvar yeniden ve daha güçlü örülüyordu her nedense .  Sonra birden duvarda hayatlarını hep duvara, duvarlara karşı savaşırken ya da işerken diyelim anlayacağımız dilde olsun , kaybedenlerin resimleri süslemeye başladı .  Bu acı verici olağanüstü görsellik , zaten duvarları yıkmaya meğilli kitlenin ruhundaki duvarları temellerinden  çatırdatmaya yetti . 
Waters  bir anda Gezi Parkı uğruna  hayatlarını feda eden beş genç adamın resmini duvara yansıttığında ve devlet terörünü lanetlediğinde  kitlenin ruhundaki duvarları yıkılayazmıştı  bile . Duvarın ardını görünür kılmış sis perdesini dağılmıştı . 
 “Hey Teacher  leave those kids alone ! All in all you're just another brick in the wall. “  
Hey sen , bu çocukların ruhunu rahat bırak , nihayetinde sen de yalnızca duvarda ki bir tuğlasın ...  Küçük bir dokunşla yıkılacak kadar küçük !
Sonrasında albümdeki şarkılar Water’ın ve Pink Floyd’un neden zaman akıp gitsede  her zaman dünyanın en önemli figürlerinden biri olarak kalacağının kanıtlarcasına  aktı geceye  notalarda  ve monitöre dönüşüp yıkılıncasına kadar unutulmaz görsellerle duvarın üstüne ...
 Bittiğinde sona eren yalnızca bir konser değildi , başka birşey başlıyordu ...

Geronimo Yalnızkartal 

Ağustos 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder